Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Eğitim Yapay zeka üniversite öğrencilerinin işini elinden alacak mı?

        Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmi Emel Dilmen, yapay zekanın üniversite öğrencilerinin ve iş hayatındaki profesyonellerin rollerini nasıl etkileyeceğini ve dönüştüreceğini Habertürk'e anlattı. Prof. Dr. Dilmen, "Yapay zeka, işleri tamamen ortadan kaldırmaktan ziyade köklü biçimde dönüştürüyor. Gelecekte öğrencilerin başarısı, yapay zekayla rekabet etmekten çok onunla birlikte çalışmayı öğrenmelerine bağlı olacak. Bugünün meslekleri sabit kalmayacak; ancak bu kötü bir haber değil, yeni bir beceri çağının habercisi. Kod yazabilen bir iletişimci, veriyle düşünebilen bir tasarımcı, etik ilkeleri teknolojik çözümlere dönüştürebilen bir mühendis artık iş dünyasının yeni profili olacak" dedi.

        EN BÜYÜK RİSK BU BÖLÜMLERDE

        En büyük riskin rutin ve kurala dayalı görevlerin ağırlıklı olduğu mesleklerde olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Dilmen, sözlerini şöyle sürdürdü: "Veri girişi, evrak yönetimi, standart raporlama, basit çeviri, rutin muhasebe işlemleri veya şablon içerik üretimi otomasyonun ilk hedefi. İşletme, iktisat, sekreterlik, muhasebe, çevirmenlik ve halkla ilişkiler gibi bölümlerin mezunları doğrudan etkilenebilir. Ancak bu bölümler yok olmayacak; mezunların rolü değişecek. Artık aynı alandaki profesyoneller yapay zeka destekli araçları kullanarak daha stratejik, yaratıcı ve analitik katkı sağlamalı. Kısacası, yapay zekadan korkmak yerine onu iş ortakları arasına almak gerekiyor.”

        EV GENCİ SAYISI ARTIYOR, İŞSİZLİK ARTABİLİR

        Türkiye’de ve dünyada ev genci sayısının arttığını belirten Prof. Dr. Dilmen, bu sürecin hem bir risk hem de kaçınılmaz bir dönüşüm anlamına geldiğini söyledi.

        Dilmen, "Kısa vadede, özellikle dijital okuryazarlığı sınırlı, yeni beceriler geliştirmekte zorlanan gençlerde işsizlik artabilir. Türkiye’de zaten artan 'ev genci' ranı, yapay zekanın rutin işleri hızla devralmasıyla daha da büyüyebilir. Özellikle ilk kez iş piyasasına adım atacak gençler için giriş seviyesindeki pozisyonlar azalacak; bu da kısa süreli bir uyum krizi yaratabilir" dedi.

        "ÜNİVERSİTELERİN MÜFREDATLARI GÜNCELLENMELİ"

        Uzun vadede tablonun biraz daha umut verici olduğunu vurgulayan Dilmen, "Yapay zeka, yok ettiğinden daha fazla yeni iş alanı yaratma potansiyeline sahip. Bunun için gençlerin ve eğitim kurumlarının hızla bir 'yetenek dönüşümü' yaşamaları gerekiyor. Üniversitelerin müfredatlarını güncelleyerek öğrencilere teknik bilginin yanında yaratıcılık, eleştirel düşünme, etik farkındalık, empati ve karmaşık problem çözme gibi insana özgü beceriler kazandırması şart. Eğer eğitim sistemi bu dönüşümü yakalayabilirse, yapay zeka çağındaki genç nüfusumuz bir risk değil, tam tersine büyük bir rekabet avantajı haline gelebilir; ancak şu anki eğitim sistemiyle bu başarılabilir mi diye sorarsanız o kadar umutlu konuşamam" ifadelerini kullandı.

        SANAYİ DEVRİMİNDEN YAPAY ZEKAYA

        Dilmen, tarihsel paralel olarak Sanayi Devrimi’ni hatırlattı ve şunları söyledi: "O dönemde 'Ludditler' olarak bilinen işçiler, fabrikalardaki makineleri kırarak geçim kaynaklarını korumaya çalışmışlardı; çünkü makinelerin insan emeğini ortadan kaldıracağından korkuyorlardı; ancak kısa süre sonra, aynı teknolojik gelişmeler bambaşka sektörler ve milyonlarca yeni iş alanı doğurdu. Bugün yapay zekayla yaşadığımız süreç de buna benziyor. Bazı işler kaybolacak ama yerlerine daha nitelikli, daha yaratıcı ve daha insani yeni roller gelecek. Önemli olan, bu dönüşüme karşı durmak değil, onu öğrenme, yeniden beceri kazanma ve anlamlı üretim fırsatına dönüştürebilmek."

        İNSANİ BECERİLER ÖN PLANA ÇIKACAK

        Gelecekte adayları öne çıkaracak eğitimlerin teknik bilgi değil; yapay zekanın yapamadığı beceriler olacağını vurgulayan Eğitim profesyoneli Didem Tınarlıoğlu ise, "Eskiden ne bildiğiniz, hangi yazılımı bildiğiniz, kaç dil konuştuğunuz, hangi okuldan mezun olduğunuz, hangi metodolojiyi ezberlediğiniz sizi öne çıkarırdı; ancak yapay zeka bu alanı domine etti ve edecek. Bugün kişiyi diğerlerinden ayıran şey diploma değil, gerçek iş, aile ve sosyal hayatla temas eden öğrenme deneyimleri. İnsan yapay zekanın verdiği cevabı sorgulayan, veriye anlam katan, optimize edilen süreci etik açıdan denetleyen yerde duracak. Bu yüzden adayları ayıracak ve kişiyi öne geçirecek olan, yapay zekanın yapamadığı becerilerdir. Biz bunlara son kullanma tarihi olmayan beceriler diyoruz" dedi.

        Tınarlıoğlu, eleştirel düşünme, duygusal zeka ve empati gibi insani becerilerin önemine dikkat çekti. Yapay zekanın kurala uygun senaryolar verdiğini; ancak iş dünyasının gri alanlarla dolu olduğunu söyleyen Tınarlıoğlu, "İki etik ilke çatıştığında veya yeni bir pazar sorunu çıktığında, yapay zeka size istatistiği verir ama sorumluluğu almaz. Bu noktada alınan eğitimler, sadece kuralı değil, gri alanlarda karar vermeyi, inisiyatif almayı ve ticari muhakemeyi de öğretir. Duygusal zeka ve empati de aynı şekilde. Yapay zeka bir müşterinin şikayet kalıbını analiz eder; ancak insan, müşteriyi anlayıp o bağı kurabilir. Yaratıcılık ve inovasyon eğitimleri, yapay zekayı veri ambarı değil, ilham ortağı olarak kullanmayı öğretir. İletişim ve ikna eğitimleri, karmaşık analizleri vizyona dönüştürmeyi ve ekibi peşinden sürüklemeyi sağlar" diye konuştu.

        TEKNİK EĞİTİMLER REVAÇTA OLMAYACAK

        Tınarlıoğlu, teknik eğitimlerin artık öne çıkmayacağı belirterek, sözlerine şöyle devam etti: "Karmaşık problem çözme ve stratejik düşünme, veri hikayeleştirme ve etkileme sanatı, duygusal zeka temelli liderlik ve çevik öğrenme gibi eğitimler kritik olacak. Yapay zeka bilinen soruların cevabını hızlı verir; ancak bilinmeyen gri alanlarda insanın stratejik muhakemesi ve insani katkısı fark yaratacak. Eğitimler artık rapor okumayı değil, veriden anlam yaratmayı ve bunu satmayı öğretiyor."

        Aktif çalışanların teknik bilgiler değil; ilişkisel beceriler, iletişim, öğrenme çevikliği ve sorgulama yeteneklerini güncellemesi gerektiğini vurgulayan Tınarlıoğlu, "Artık değerli olan ne bildiğiniz değil; yeni bir şeyi ne kadar hızlı öğrenebildiğiniz ve eski bilgiyi ne kadar hızlı unutabildiğiniz. Direnç gösteren değil, adapte olan kazanacak. Sorgulama becerisi de kritik. Doğru cevabı bilmek artık yeterli değil, doğru soruyu sorabilmek gerekir.”

        İNSAN FAKTÖRÜNÜN KAYBOLMAYACAĞI MESLEKLER

        İnsan faktörünün kaybolmayacağı mesleklerin, yapay zekanın kopyalayamadığı insani beceriler etrafında şekilleneceğine dikkat çeken Prof. Dr. Dilmen, "Psikologlar, doktorlar, hemşireler, öğretmenler, sosyal hizmet uzmanları gibi empati merkezli mesleklerde insan dokunuşu vazgeçilmez olacak. Liderlik, stratejik yönetim, hukuk, sanat ve yaratıcı endüstrilerde insanın varlığı kısa vadede taklit edilemez. Karmaşık el emeği gerektiren teknik zanaatlar da hala insana ihtiyaç duyacak. Özetle, gelecekte işini koruyanlar, ne yapılacağını planlayanlar, nasıl hissettiğimizi anlayanlar ve yapay zekayı yönetenler olacak. Yani güvenli meslek, insanın yerini koruduğu değil, insanın anlam kattığı meslek olacaktır" ifadelerini kullandı.

        Dilmen, bu mesleklerin, teknolojiden güç alacağını ama hiçbir zaman onun tarafından tamamen devralınamayacağını dile getirdi.

        SÜPER YAPAY ZEKAYLA TABLO KÖKTEN DEĞİŞEBİLİR

        Prof. Dr. Dilmen, mevcut değerlendirmelerin şu anda hayatımıza yön veren üretken yapay zeka (GenAI) düzeyine dayandığını, olası süper yapay zeka (AGI/ASI) döneminde tablonun kökten değişebileceğini söyledi.

        Dilmen, "Süper yapay zeka, bağımsız karar alabilen bir varlık haline gelirse ‘insanla birlikte çalışma’ kavramı yerini ‘insan sonrası iş bölümü’ne bırakabilir. Bugün üretken yapay zekayı anlamak, insanın gelecekteki rolünü tanımlamak anlamına geliyor. Eğitimden iş dünyasına kadar her alanda bu farkındalıkla hareket etmek, bizi olası yapay zeka evrimlerine daha dirençli ve bilinçli kılacak" ifadelerini kullandı.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ