"Çocuğunuz cinayet işlese ne yapardınız?"
Etiler'de bir genç kızın öldürülmesinin ardından yeni bir tartışma başladı. HABERTURK SORUYOR, SİZ OLSAYDINIZ NE YAPARDINIZ?
Etiler'de Münevver Karabulut adlı genç kızın öldürülmesinin ardından, "Sizin çocuğunuz böyle bir cinayet işlemiş olsa ne yapardınız? Çocuğunuzu saklar mıydınız?" diye sanat, spor, siyaset ve akademik çevrelere sorduk. Hemen her konuda ekranda görmeye alışkın olduğunuz bir çok ünlü isim, kendi çocuklarıyla ilgili böyle bir soruyu cevaplamaktan dahi korktu. Söz konusu, "Evlatlar" olunca görüş bildirenler dahi, "Teslim edermiydim? Bilemiyorum" sorusunu kendisine sormadan edemedi. Çocuğun da iyiliği için teslim edilmesi ancak sosyolojik olarak bu tür vakalardaki artışın sorgulanması fikrinde birleşti.
SULTAN UÇAR-ŞÜKRAN ÖZÇAKMAK
AJANS HABERTÜRK
Yazar Hasan Pulur, "Çocuğu ben teslim ederdim"
"Böyle bir durumda olmayı, düşünmek bile istemem. Hayatta, insanın başına herşey gelebilir. Ama ben olsaydım, benim çocuğumun adı böyle bir cinayete karışsaydı; kesinlikle kaçırmazdım. Çocuğu ben teslim ederdim. Gerçekten de çok garip bir durum. Böyle bir cinayet 1960'larda Bostancı'da işlendi. Bir erkek cesedi birkaç parçaya ayrılıp, köprünün altına atılmıştı. O zamanlar ben muhabirlik yapıyordum. İstanbul'da bütün kasaplar sorguya çekildi. Son olan bu cinayeti duyunca, 50 yıl önceki cinayete geri döndüm. Ailenin saklaması, şaşkınlık alametidir. Tabiki bunu söylerken onların ne yaşadığını bilmiyoruz. Bunu yaşayan bilir. O aileyi suçlamak da yanlış. Ancak doğru olan birşey var ki; çocuğu saklamaları kesinlikle yanlıştır. Öldürmek başka birşey, cesedi parçalamak başka birşey. Bölüm bölüm kesmek, parçalamak sonra onu oraya buraya taşımak. Türkiye'de 12 Mart sırasında bir kız böyle bir cinayet işlemişti. O ilk bavul cinayetiydi. Yer yerinden oynadı"
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof.Dr.Burhan Kuzu; "Ellerimle teslim ederdim"
"Kızlarını kaybeden aileye başsağlığı diliyorum. Benim çocuğum böyle birşey yapsa, ben kesinlikle sahip çıkmam. Bunun topluma da, aileye de bir yararı olmaz. Tablo çok vahim. Aile, elinde olmadan içgüdüsel olarak çocuklarını korumaya çalışıyor. Ama ortada korunacak birşey yok. Ben olsam, olmak hiç istemem ama kendi ellerimle teslim ederdim. Düşmanıma bile Allah evlat acısı vermesin. Ben dua ederken, bunu hep söylemişimdir. Kızımızın ailesi eminim çok büyük bir acı içerisinde. Öldürmenin bile bir şekli şemalı var. Gazeteleri, okuyamaz oldum. Bu haberi okurken de dehşete kapıldım. Toplumun ciddi olarak, bunu sorgulaması gerekiyor. Bunun benzerleri Amerika'da yaşanıyordu. Banyolar, havuzlar, saunalar bakıyorsun çok lüks evlerde, yok yok ama çocuk anne-babasını kesiyor. Olayın sosyolojik boyutu mutlaka masaya yatırılmalı"
Sanatçı Kayahan, "Çocuklarım üzerinden konuşmak çok zor"
"Bir baba olarak, bunu kendi çocuklarım üzerinden hiç konuşmak ve düşünmek istemem. Bu sorunun cevabını vermek gerçekten çok zor? Bu sosyoloğların bile çare bulabileceği bir iş değil. Başına gelen insanlar bile, ne yapacağını inanın bilemez. Gazete de okuduğumda, cesetle ilgili bir gitar kutusu lafı geçiyordu. Çok gelişmiş ülkelerde de, buna benzer cinayetler işleniyor. Öncelikle bu cinayetin aydınlanmasını beklemeliyiz. 35 yaşında olsam bu konuda çok ilginç şeyler söyleyebilirdim. Şimdi daha etraflıca düşünüyorum. Cinayeti işlediği iddia edilen çocuğun, yanlış yetiştirmeden kaynaklı sorunları olabilir. Sebebini şu an bilemiyoruz. Ama bu kesinlikle bir sapkınlık ve cinnet halidir. Bunu başka türlü izah etmek çok zor. Mantıkla izahı yok. Çocuklarınızın yerine koymak? Ne o ölen ne de öldürenin yerine kendimizi koymak çok zor. Çocuğu ölen aile de, öldüren ailenin de durumu gerçekten çok zor"
Çocuk ve gençlik kitapları Yazarı Gülten Dayıoğlu;
"Çocuğu saklarmıydım? Ne desem içime sinmiyor"
"Bu çocuk, hiç yapılmaması gereken birşey yapmış. Ben çocuğumu saklarmıydım. Ne desem içime sinmeyecek. Bir yanda evlat diyeceksin ama ortada da korkunç bir suç var. Çocuk ailesinden ne tür bir tepki göreceğini biliyordu. Ben de anneyim. Torunlarım var. Ne olur çocukları koruyalım. Sevgililer gününde, sevgilisini bu biçimde kesip doğrayan bir filme gitmişler. İnsanın tüyleri diken diken oluyor. Bilgisayar oyunları, çeşitli iletişim araçlarıyla kelle kesme ve öldürmeye toplumumuz o kadar koşullandı ki, artık bu gibi şeyler neredeyse su içmek gibi geliyor. Toplum artık çok olağanüstü bir durummuş gibi karşılamıyor. Son yıllarda gençlik artık kitap okumuyor. İnsanlar arasında iletişim de yok. Kimse, kimseyle derdini bölüşemiyor. Bu da, bir yerde patlama veriyor. Kimseyi kınamıyorum ama demek ki çocuk; böyle bir suçu ailesiyle paylaşabileceğini düşündü. O nedenle de ailesine sığındı. Çünkü genelde kaçıp gidiyorlar. Ailesiyle ilişkilerini sorgulamak gerekir. Toplum olarak kopuk yaşıyoruz. İnsanlar içe kapandı. O aileyi de cinayeti işleyen çocuğu da suçlayamıyorum. Bu toplumsal bir sorundur"
Yazar Ataol Behramoğlu; "Çocuğumun arkasında dururdum ama saklamazdım"
"Ailenin saklama çabası çok anlamsız. Aile nasıl koruyacak? Bu mümkün değil. Ben öyle bir durumda da tabiki çocuğumun arkasında dururdum. Ama kesinlikle saklamazdım. Benim başıma bu durum gelse; ki kimse bunu istemez. 'Ben bunun ipuçlarını nasıl göremedim diye kendimi ağır bir biçimde sorgulardım. İlk duyduğumda çok sarsıldım, irkildim, dehşete düştüm ve çok üzüldüm. Ayrıntıları okuyunca, pek de şaşırılacak birşey olmadığını ne yazık ki gördüm. Çünkü genç kız arkadaşlarına, sevgilisiyle birlikte bir film izlemeye gittiklerini ama bir aşk filmi yerine bir dehşet filmiyle karşılaştığını ve bu filmde bir kızın kafasının kesilerek öldürüldüğünü üzülerek anlatmış. Öldürülen çocuğun bunu arkadaşlarına anlatması, üzüldüğünü vurgulaması onun sağlıklı düzgün bir çocuk olduğunu gösteriyor. Kısa süre önce Ankara'da annesini öldüren bir kız, Bursa'da annesini katleden ve bunu internette yayınlayan bir çocuk olayını gördük. Türkiye toplumu, temelden sarsılıyor. Ölen çocuk gibi, öldüren çocuğa da bitti. Aileler, çok kabahatli. Ailelerin çocuklarını izleyip, gözlemlemesi gerekir. Suçlu olan sadece bilgisayarlar, televizyonlar değil aynı zamanda ülkeyi aydınlanma değerlerinden uzaklaştıran zihniyettir"
SİZ OLSAYDINIZ NE YAPARDINIZ? YORUMLARINIZI BEKLİYORUZ