49 film çevirdi ama...
Ajda Pekkan'ın müzik kariyerinden önce bir hayli dolu dolu geçen 7 yıllık oyunculuk kariyeri vardı. Öyle ki bir yılda çektiği 19 filmle eşine az rastlanır bir istatistiğe sahip. Pekkan, buna rağmen sinemada bir yıldız olamadı. Oyunculuk sonrasında başladığı müzik kariyerinde ise 'Süperstar' oldu
![Sinemanın yıldızı olamadı](/images/dummy/placeholder-image.gif)
2013’te gösterime giren ‘Kelebeğin Rüyası’, biyografi filmlerinin önünü açtı.
Beyazperdeye; II. Dünya Savaşı döneminde Zonguldak'ta yaşayan şairler Rüştü Onur ile Muzaffer Tayyip Uslu'nun hayat hikâyesini yansıtan filmin senaristliğini ve yönetmenliğini Yılmaz Erdoğan üstlenirken başrolleri; Kıvanç Tatlıtuğ (Muzaffer Tayyip Uslu) ile Mert Fırat (Rüştü Onur) paylaştı.
Yılmaz Erdoğan’ın baş yapıtlarından olan ‘Kelebeğin Rüyası’, 2.167.456 kişi tarafından izlendi. Film; 321 filmin gösterimde olduğu 2013’te izleyici sayısı açısından 3’üncü sırada yer aldı.
Yılmaz Erdoğan, 'Kelebeğin Rüyası'nda aynı zamanda ünlü şair Behçet Necatigil’i canlandırdı.
‘Kelebeğin Rüyası’, biyografi türü film çekme adına yapımcıları iştahlandırınca ‘Biyografi Filmi Furyası’ başladı.
Biyografi filmleri yüksek izleyici sayılarıyla gişeleri domine etti.
Pandemi dönemiyle birlikte sinemaların bir dönem; tamamen kapanması, bir dönem de; kısıtlamalı olarak faaliyet göstermesinden ve dijital platformların yaygınlaşmasından dolayı izleyiciler, sinemanın yolunu pek tutmaz oldu.
Hal böyle olunca; biyografi filmleri de diğer tür filmler gibi büyük darbe yedi.
Gösterime girdiği 2022’de 5.484.798 biletin kesildiği ‘Bergen’, bu konuda bir istisna oldu.
Tüm zamanların en çok izlenen 10 filmin arasında üçünün türü, biyografik...
• Müslüm… 6.480.563
• Ayla… 5.589.872
• Bergen… 5.484.798
'Bergen'de; 'Bergen' sahne adlı Belgin Sarılmışer'i Farah Zeynep Abdullah canlandırdı.
Biyografi filmleri son birkaç yıldır yine gündemde…
Ne var ki gündemde olmasının nedeni çekilmeleri değil, çekilmemeleri / çekilememeleri…
Geçtiğimiz yıl gündeme gelen biyografi filmlerinden biri de Ajda Pekkan’ın hayatıydı.
Ajda Pekkan’ı; Serenay Sarıkaya’nın canlandıracağı konuşuldu. Sonra ibre, Ayça Varlıer’e döndü.
Hatta Varlıer, yaşadığı ABD’den dönerek hazırlıklara başladı.
Ne var ki aradan geçen bir yılın ardından Ajda Pekkan’ın biyografi filmi çekilemedi.
Çekilebilseydi, filmde sinema kariyerine ne kadar yer verilirdi bilinmez ama şarkıcı kimliğinin ve özel hayatının oldukça geniş işleneceğini düşünmek yanlış olmaz.
Keza; “Ajda Pekkan” denince akla öncelikle şarkıcı kimliği geliyor.
Ne var ki Ajda Pekkan, kariyerinin ilk dönemlerinde şarkıcılığıyla değil, oyunculuğuyla ön plandaydı.
Hatta “Benim” diyen oyuncudan daha çok filmde rol aldı.
12 Şubat'ta yeni yaşına girecek olan Ajda Pekkan, hayatının 7 yılını bilfiil film setlerinde geçirdi.
2002’de; Ediz Hun ile başrollerini paylaştığı ‘Şöhret Sandalı’nın Kilyos sahilindeki çekimleri için sete gittiğimde, sinema kariyerini bilmeme rağmen Ajda Pekkan’ı bir film setinde görmek, bana bir hayli sıra dışı bir görüntü gibi gelmişti.
Sırtına bağladığı bir çocukla yönetmen Ayşe Ersayın’ın direktiflerini uyguluyordu.
Zaten Ajda Pekkan’ı 32 yıl sonra bir filmde rol almasına ikna eden kişi de Ayşe Ersayın'dı. Zira; Ersayın, birçok klibinin yönetmenliğini yapmasının yanı sıra Pekkan’ın dostu ve kariyerindeki yarenlerinden biriydi.
Çekim arasında Ajda Pekkan ile sohbet ederken, “Türk filmlerinin en gözde olduğu dönemde, film çekme rekorlarının kırıldığı yıllarda oyunculuğu neden bıraktınız?” şeklindeki soruma; “Sinemayı sevdim ama sinema beni sevdi mi? İşte ondan emin değilim” şeklinde cevap verdi.
Ajda Pekkan, aktif oyunculuk döneminde de sık sık ünlü dergilerin kapaklarında yer alıyordu.
Çamlıca Kız Lisesi öğrencisi Ajda Pekkan’ın en büyük hayali şarkıcı olmaktı. Kardeşi Semiramis Pekkan, ablasını 1962’de dönemin ünlü popüler gece kulübü Çatı'nın sahibi olan İlham Gencer ile tanıştırdı.
İlham Gencer, tanışma esnasında Ajda Pekkan’dan bir şarkı seslendirmesini istedi. Pekkan, Mina’nın ünlü ‘Il Cielo In Una Stanza' adlı şarkısını seslendirdi.
Ajda Pekkan, İlham Gencer’in beğenisini kazanınca Çatı Gece Kulübü'nde Los Çatikos topluluğu eşliğinde sahneye çıkmaya başladı.
Ajda Pekkan, tam da plak dolduracak kariyere ulaşmışken, şaşırtıcı bir kararla oyunculuğa yöneldi.
O dönemlerde; Ses Dergisi’nin, ‘Ses Film Yıldızı Müsabakası’ adında bir yarışması vardı.
Jüride bulunan yapımcılar, yeni yüzleri seçer, sonra da filmlerinde rol verirlerdi.
Ajda Pekkan, yarışmaya başvuruda bulundu.
1963’te 30 erkek ile 29 kadının başvuruda bulunduğu kişiler arasında; sonraki yıllarda ünlü olacak olan; Mine Sun, Füsun Erbulak, Süleyman Turan, Hülya Koçyiğit, Ediz Hun, Gönül Akkor ve Tunç Oral da vardı.
Jüri ise Erman Film, Kemal Film, Be-Ya Film, Pesen Film, Acar Film, Anıl Film ve Yerli Film'in sahipleriyle derginin yazı işlerinden dört temsilcisinden oluşturuldu.
Ajda Pekkan; kadınlarda, Ediz Hun ise erkeklerde birinci seçilerek oyunculuk kariyerine başladı. Pekkan, yarışma sonrasında neden oyuncu olmak istediğini şöyle açıkladı; "Bundan iki yıl önce, Belgin Doruk ile Göksel Arsoy'un başrollerini oynadıkları 'Zavallı Necdet' filminin setinde tesadüfen bulundum. Göksel Arsoy beni beğenmişti. Film yıldızı olmamı teklif etti. O zaman ben henüz talebeydim. Bu teklifi kabul edemedim. Fakat zamanla yıldız olma isteğinin şuuraltımda kıpırdadığını hissedince yarışmaya katıldım."
Metin Erksan’ın yönettiği ‘Susuz Yaz’, Berlin Film Festivali’nde ‘En İyi Film’ dalında ‘Altın Ayı’ kazandı.
Yarışmada ikinci seçilen Hülya Koçyiğit, kariyerine Türk sineması adına yurt dışında ilk ödül kazanan, Oscar’a ilk aday adayı olan Türk filmi ünvanına sahip filmle başladı.
‘Susuz Yaz’…
Ajda Pekkan'ın ilk filmi ise başrolleri; Öztürk Serengil, Efgan Efekan, Candan Sabuncu, Hüseyin Baradan ve Suzan Avcı ile paylaştığı 1963 yapımı komedi türündeki ‘Adanalı Tayfur’ oldu.
Ajda Pekkan, setten sete koşsa da kazandığı para, yaşamını asgari ölçüde devam ettirecek düzeydeydi. Çünkü o dönemlerde oyuncular, yüksek meblağlarda para kazanmadığı gibi kostüm, saç ve makyaj giderleri de kendilerine aitti.
Ajda Pekkan, aralarında; Öztürk Serengil, Sadri Alışık, Cüneyt Arkın, Ayhan Işık ve İzzet Günay'ın da olduğu ünlü oyuncularla başrolleri paylaşsa da belki de rol aldığı filmlerde canlandırdığı karakterler kendisi için uygun değildi.
Zira; rol aldığı çoğu filmin türü komediydi ve onlarda ön planda olanlar, erkek oyunculardı. Bu nedenle de kendini gösterme fırsatı yakalayamadı.
Her ne kadar beyazperdenin yıldızı olamasa da sinemanın aracılığıyla müziğin yıldızı oldu.
Şöyle ki;
Ajda Pekkan, ‘Adanalı Tayfur’, ‘Şepkemin Altındayım’, ‘Abidik Gubidik’te başrolü paylaştığı Öztürk Serengil’in Serengil Plak adıyla bir şirketi vardı.
Öztürk Serengil, film setlerinde bolca sohbet etme olanağı bulduğu, bu sayede yakından tanıdığı Ajda Pekkan’ın müzik tutkusunu ve yeteneğini keşfetti.
Ajda Pekkan'ın rol aldığı filmlerden biri de Türk futbolunun 'Taçsız Kralı' ünvanlı Metin Oktay ile başrolü paylaştığı 'Taçsız Kral'dı...
Öztürk Serengil, ‘Abidik Gubidik Twist’ şarkısını plak olarak çıkardı. Plağın A yüzünde kendi şarkılarına, B yüzünde de Ajda Pekkan’ın şarkılarına yer verdi.
Müzikle yeniden buluşmasını sağlayan Öztürk Serengil’in bu jesti, Ajda Pekkan’ın kariyerinde dönüm noktası oldu. 1963 – 1969 arasındaki 7 yılda 49 filmde rol alsa da hiçbir zaman sinemanın yıldızı olmadı.
Kariyerinin ilk döneminden, günümüze kadar olmak üzere şarkıcı olarak son 60 yıla damgasını vuran Ajda Pekkan, müziğin ‘Süperstar’ı olarak her dönemde zirvede yer aldı.