Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Eğitim Akran zorbalığı komisyonu okulları ziyaret etti: Türkiye’de akran zorbalığı oranları çok yüksek

        Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Akran Zorbalığı Komisyonu, dün Ankara’da bulunan Türkan Yamantürk İlkokulu, Tevfik İleri Ortaokulu, Özdemir Gürocak İlkokulu, Ertuğrul Gazi Ortaokulu’nu ziyaret etti. Akran zorbalığı oranları Türkiye’de çok yüksek seyrediyor. TÜİK tarafından yapılan araştırmaya göre, Türkiye’de zorbalık yapma oranı yüzde 50’nin üzerinde, zorbalığa maruz kalma oranları ise yüzde 70’e yaklaşıyor. Türkiye’deki eğitim gören 18 milyon öğrenci olduğu dikkate alındığında 9-10 milyon öğrenci doğrudan akran zorbalığına maruz kalıyor. Bütün partilerin üye verdiği TBMM Akran Zorbalığı Komisyonu dün Ankara’da dört okulu ziyaret ederek incelemelerde bulundu. Akran Zorbalığı Komisyonu Taslak raporunda, oldukça çarpıcı veriler yer alıyor.

        REKLAM

        AKRAN ZORBALIĞI ORANLARI

        Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından belirlenen 12 bölge ve 62 ilde yürütülen çalışma kapsamında, ilkokuldan lise son sınıfa kadar farklı eğitim kademelerinde ve çeşitli okul türlerinde (devlet okulları, özel okullar, imam hatip liseleri, spor liseleri vb.) öğrenim gören öğrencilerden kapsamlı veriler elde edildi. Araştırma 5 bin 600 çocuk ve ergen, 5 bine yakın anne ve bin 500 civarında babadan elde edilen verilerle desteklendi. Elde edilen bulgular Türkiye’deki akran zorbalığı oranlarının oldukça yüksek seviyelerde olduğunu ortaya koyuyor. Buna göre, Türkiye’deki yaklaşık 18 milyon öğrencinin 9 ila 10 milyonunun doğrudan akran zorbalığına maruz kaldığı veya zorbalık davranışı gösterdiği ortaya çıktı. Zorbalık yapma oranları yüzde 50’nin üzerinde iken, zorbalığa maruz kalma oranları yüzde 70’e yaklaşıyor.

        DİJİTAL OYUN TEHLİKESİ VE SOSYAL MEDYA BAĞIMLILIĞI

        Türkiye’deki ortaokul ve lise öğrencilerinin dijital oyun oynama alışkanlıklarını inceleyen bir araştırma sonucunda öğrencilerin hafta içi günde yaklaşık 3 saate yakın dijital oyun oynadığı tespit edildi. Lise öğrencilerinin yüzde 35’i, ki yüksek riskli kabul ediliyor, dijital oyun bağımlılığı riski taşıyor. Ortaokul öğrencilerinde ise bu oran yüzde 36’ya ulaşıyor. Lise öğrencileri arasında sosyal medya bağımlılığı riski alarm verici düzeyde kabul ediliyor. Çok riskli ve orta derecede riskli öğrencilerin toplam oranı lise düzeyinde yüzde 50’yi bulurken, ortaokul düzeyinde ise bu oran yüzde 35 civarında. Siber zorbalık oranlarının da incelendiği ve lise öğrencilerinin yüzde 10’unun orta seviyede siber zorbalığa maruz kaldığı, yüksek düzeyde siber zorbalığa maruz kalma oranı yüzde 1.6 gibi düşük seviyede olsa da bu sorunun gençler arasında yaygın olduğuna işaret ettiği tespit edildi. Yine çocukların ve ebeveynlerin internet kullanım alışkanlıklarını incelemek amacıyla yürütülen bir çalışma kapsamında çocukların internette karşılaştıkları sorunlarda en çok annelerinden veya arkadaşlarından yardım aldığı, öğretmenlerine başvurma oranının ise düşük olduğu; ebeveynlerin, çocuklarını internetin güvenli kullanımı konusunda teşvik ettiği, ancak daha etkin bir rol model olmaları gerektiği sonucuna ulaşıldı. İnternet Yardım Merkezi, Alo 141 hattı ve e-Devlet üzerinden siber zorbalık dâhil olmak üzere dijital suçları bildirebildiği, gelen ihbarlar doğrultusunda içerikleri denetlendiği, erişim engeli gibi müdahalelerde bulunulduğu, BTK İnternet Bilgi İhbar Merkezi (www.ihbarweb.org.tr) üzerinden internet kullanıcılarının internet ortamında karşılaştıkları katalog suçlar kapsamındaki içerikleri bildirebilmelerine olanak sağlandığı vurgulandı.

        REKLAM

        MAHREMİYET İHLALLERİ

        Rapordaki tespitlere göre; mahremiyet ihlalleri, özellikle muhafazakâr toplumlarda kalıcı ve derin yaralar açıyor. Dijital ortamda adab-ı muaşeret kurallarının küçük yaşlardan itibaren öğretilmesi gerektiği, bu kapsamda okullarda akran eğitimiyle desteklenecek Ekran Bilgeleri ve Küçük Uzmanlar gibi projeler önererek çocukların birbirlerine bilinç kazandırmalarının etkili olacağı tespiti yapıldı. Dijital ortamlarda çocukların karşılaştığı zorbalığın yalnızca akranlar tarafından değil; sistemler, reklamlar ve içerik dayatmalarıyla da gerçekleşebileceği belirtilirken, bu alanların da düzenlenmesi gerektiği, Avrupa’daki gibi 13 yaş altına akıllı telefon yasağı konusunun Türkiye’de tartışmaya açılması gerektiği vurgulanıyor.

        AKRAN ZORBALIĞINA BAĞLI SORUNLAR

        Çocukların ders başarısında düşüş, değişken ruh hali, okula gitmek istememe ve sosyal fobi gibi şikâyetlerle aileleri tarafından sağlık tesislerine getirildiği ya da öğretmenleri tarafından yönlendirildiği, yapılan değerlendirmelerde bu sorunların akran zorbalığına bağlı olduğunun tespit edildiği anlaşıldı. 2024 yılının ilk 11 ayında birinci basamak sağlık tesislerinde 185 bin 889 çocuğa ve 100 bin 624 aileye danışmanlık hizmeti verildiği, takip kararı alınan çocukların Sağlıklı Hayat Merkezlerinde izlendiği ve ihtiyaç duyanların çeşitli kurumlara yönlendirildiği ortaya çıktı. Zorbalığa maruz kalan çocukların durumlarının istismar, madde kullanımı, intihar ve şiddet gibi riskler açısından da değerlendirildiği, istismar şüphesi olan çocukların adli makamlara bildirilerek Çocuk İzlem Merkezlerine yönlendirildiği, madde bağımlılığı riski olanların ÇEMATEM’e sevk edildiği, psikolojik değerlendirme sonucunda psikoterapi ya da ilaç tedavisi planlanabildiği, sosyal hizmet uzmanlarının okul rehberlik servisleriyle iş birliği yaparak okul değişikliği gibi tedbirler önerebildiği vurgulandı.

        REKLAM

        SONUÇ RAPORU

        Akran zorbalığı taslak raporunun sonuç bölümünde şu tespit ve öneriler yer aldı: - Akran zorbalığı, eğitim çağındaki çocukların sağlıklı gelişimini olumsuz etkileyen önemli bir toplumsal sorun olarak varlığını sürdürüyor. Sorunun yalnızca eğitim kurumlarıyla sınırlı olmadığı, aileden başlayarak sosyal çevreye ve dijital ortamlara kadar yayıldığı görülüyor. Bu durum, akran zorbalığına karşı verilecek mücadelenin çok boyutlu, kapsamlı ve sürdürülebilir olmasını zorunlu kılıyor. - Akran zorbalığı, özellikle kırılgan ve dezavantajlı gruplar üzerinde daha derin izler bırakırken, bu durum toplumda eşitliğin sağlanması açısından da ek önlemleri gerektiriyor. Çocukların karşılaştıkları şiddet, zorbalık ve ayrımcı davranışlar, yalnızca bireylerin değil toplumun da genel sağlığını ve huzurunu tehdit ederken; sağlıklı nesiller yetiştirme hedefini olumsuz yönde etkiliyor. - Akran zorbalığıyla mücadelede başarıya ulaşabilmek için sorunun yalnızca eğitim sistemi içinde değil, aynı zamanda aile, sağlık, sosyal hizmetler, adalet ve kolluk kuvvetleri gibi alanları kapsayan bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirilmesi gerektiği belirtiliyor. Kurumlar arası koordinasyonun güçlendirilmesi, sürdürülebilir iş birliği mekanizmalarının oluşturulması, ortak politikaların geliştirilmesi ve uygulanması bu mücadelenin temel yapı taşlarını oluşturuyor. - Bu kapsamda, başta eğitimciler ve aileler olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin akran zorbalığı konusunda bilinçlendirilmesi gerekiyor. Toplumsal farkındalığın artırılmasıyla birlikte çocukların yaşadığı sorunların zamanında tespit edilmesi ve hızlı müdahale edilmesi mümkün. Zorbalığa uğrayan çocuklara yönelik psikolojik ve sosyal destek hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve bu hizmetlere erişimin kolaylaştırılması, çocukların yaşadıkları travmaların uzun vadeli etkilerini azaltmada kritik önem taşıyor. - Akran zorbalığına karşı etkin çözümler üretebilmek için kurumların bireysel çabaları yeterli olmuyor. Bütün kurum ve kuruluşların, sivil toplumun ve ailelerin ortak hareket etmesi ve güçlü bir iş birliği kültürü içinde hareket etmesi gerekiyor. Bu doğrultuda gerekli hukuki düzenlemelerin yapılması, mevcut uygulamaların etkinliğinin düzenli olarak değerlendirilmesi ve güncellenmesi, saha çalışmalarının artırılması ve toplum genelinde bilinçlendirme faaliyetlerinin sürekli hale getirilmesi önem taşıyor.

        MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’NIN YAPACAKLARI

        - Okullarda öğretmen ve idarecilere yönelik risk analizi ve müdahale eğitimlerinin yaygınlaştırarak her okulun kendi risk haritasını çıkarması, zorbalık olaylarının yaşandığı fiziksel alanlar ile riskli zaman dilimlerinin tespiti için standartlaştırılmış izleme formları oluşturularak risk değerlendirme formlarının her dönem başında düzenli olarak doldurulması ve sonuçların il ve ilçe Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından takibinin sağlanmasının önemine işaret ediliyor. - Her eğitim kurumunda öğrencilerin zorbalık vakalarını gizlilik içinde bildirebilecekleri dijital ve fiziksel şikâyet kutularının oluşturulmasının, bildirilen vakaların okul yönetimi tarafından ivedilikle değerlendirilmesi ve sonuçlarının periyodik olarak raporlanmasının; - Okullarda zorbalık olaylarının sık görüldüğü alanların (koridor, bahçe vb.) kamera ve nöbetçi öğretmenlerle daha etkin şekilde izlenmesi ve güvenlik tedbirlerinin somut olarak artırılmasının,- Okul rehberlik birimlerinde istihdam edilen psikolojik danışman sayısının okul öğrenci nüfusuna göre artırılması; rehber öğretmenlerin görev tanımları yeniden yapılandırılarak, zorbalık vakalarının uzun süreli takip ve değerlendirmesini yapmalarının sağlanmasının,- Okullarda yürütülen akran arabuluculuğu programlarının yaygınlaştırılarak zorbalığın önlenmesinde öğrenci katılımının teşvik edilmesinin,- Psikolojik dayanıklılık eğitimlerinin standart bir müfredata dönüştürülerek tüm ilkokul ve ortaokul seviyesinde zorunlu eğitim kapsamına alınmasının hayati derecede önemli olduğu vurgulanıyor.

        REKLAM

        AİLE BAKANLIĞI’NIN YAPACAKLARI

        - Ailelere yönelik zorbalıkla mücadele eğitimlerinin çevrimiçi platformlar ve mobil uygulamalar üzerinden de verilmesinin; eğitimlere katılım sağlayan ailelere sertifika veya benzeri teşvik mekanizmaları oluşturulmasının sağlanmasının,- Göçmen ve dezavantajlı çocukların yoğun olduğu bölgelerde, sosyal hizmet uzmanlarının düzenli saha ziyaretleri gerçekleştirilerek, risk altındaki çocukların durumları düzenli olarak takip edilmesinin sağlanmasının önemli olduğu belirtiliyor.

        ADALET BAKANLIĞI’NIN YAPACAKLARI

        - Akran zorbalığının adli süreçlerde mağdur çocuklarda travmayı önlemek için adliyelerde Çocuk Dostu Görüşme Odaları uygulamasının zorunlu hâle getirilerek ülke genelinde yaygınlaştırılmasının,- Akran arabuluculuğu ve onarıcı adalet mekanizmalarının mevzuat altyapısı oluşturularak pilot uygulamaların tüm adliyelere yaygınlaştırılmasının gerektiği vurgulanıyor.

        İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NIN YAPACAKLARI

        Okul güvenliği kapsamında polis ve jandarma ekipleri ile okullar arasında iş birliği protokolleri oluşturularak, okul çevrelerinde risk taşıyan bölgelerde kolluk kuvvetlerinin düzenli devriye görevi üstlenmesinin ve okullarla sürekli koordinasyon içinde olmasının sağlanmasının önemine işaret ediliyor.

        SAĞLIK BAKANLIĞI’NIN YAPACAKLARI

        Birinci basamak sağlık hizmetleri kapsamında özellikle kırsal ve dezavantajlı bölgelerde mobil psikososyal destek ekipleri oluşturulması ve ulaşımı zor bölgelerde yaşayan çocukların bu hizmetlere erişiminin sağlanmasının,- Sağlık kurumlarında akran zorbalığı mağduru çocuklar için acil psikolojik destek sağlayabilecek uzmanlaşmış birimlerin oluşturulmasının önemine değiniliyor.

        BTK VE RTÜK

        Siber zorbalığı tespit eden yapay zekâ destekli izleme sistemlerinin geliştirilerek bu sistemler aracılığıyla siber zorbalık mağdurlarına BTK tarafından hızlı dijital müdahale ve destek sağlanmasının,- Çocukların yoğun takip ettiği sosyal medya platformları ve influencerlar ile iş birliği yapılarak zorbalık karşıtı bilinçlendirici kampanyalar düzenlenmesinin ve dijital ortamda etkili bir farkındalık oluşturulmasının sağlanmasının,- RTÜK tarafından medya organlarına yönelik çocuk dostu içerik standartları geliştirilmesinin, televizyon kanallarının bu standartlara uygunluğunun etkin biçimde denetlenmesinin ve uyumsuzluk durumlarında somut yaptırımlar uygulanmasının,- Akran zorbalığı ve siber zorbalığın zararlarını anlatan kısa kamu spotlarının düzenli aralıklarla televizyon, radyo ve sosyal medyada yayınlanmasının, bu spotların etkinliğinin ölçümlenerek düzenli olarak raporlanmasının önemi vurgulanıyor. Sonuç olarak Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı koordinasyonunda, akran zorbalığına karşı ulusal düzeyde farkındalık kampanyası düzenlenmesinin, kampanyada kamu spotları, sosyal medya içerikleri ve etkinliklerle toplumda geniş bir bilinçlendirme sağlanmasının gerektiği belirtildi.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ