Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Röportajlar 'Ela Rumeysa ile Bu Sabah' başlıyor

        SHOW TV'nin sabah programı 'Ela Rumeysa ile Bu Sabah', pazartesi gününden itibaren hafta içi her gün izleyicilerle buluşacak. 'Bu Sabah', sadece gündemdeki gelişmeleri değil, hayatın içinden konuları da ekrana taşıyacak. Ela Rumeysa Cebeci, yeni programı öncesinde Habertürk'e verdiği röportajda duygu ve düşüncelerini dile getirdi.

        'Ela Rumeysa ile Bu Sabah'ın yeni yayın dönemine girmesi hakkında duygu ve düşünceleriniz nelerdir?

        Bu yolda bize pusula olan, ilkelerimizle yürümeyi öğreten, yolumuzu açan Sayın Kenan Tekdağ’a şükranlarımı sunmaktan onur duyduğumu belirterek başlamak isterim. Kalbim minnetle, cesaretle, sorumlulukla ve daha çok çalışma aşkıyla, lâyık olabilme gayretiyle dolu… Hakikatin düşmanı yalan değil, unutmak ve kayıtsızlıktır. Bu nedenle her sabah güzel ülkemin vicdanıyla uyanmak, dertlenmek, anlayabilmek ve anlatmak sadece bir meslek değil, hayatımın en büyük sorumluluğu. Seyircime sözüm var: Kimse söylemezse biz söyleyeceğiz… Herkes susarsa biz konuşacağız… Kimse duymazsa biz duyacağız. Söz!

        REKLAM

        'Ela Rumeysa ile Bu Sabah'ta izleyicileri neler bekliyor?

        Haber bizim kutsal emanetimiz; sessizlere söz olmak en büyük görevimiz. Bir işçinin alın teri, bir gencin hayali, bir babanın umudu, kanayan yaramız kadın cinayetleri, politikanın ateşi, ekonominin nabzı, sporun heyecanı, magazinin neşesi… Ayşe teyzemin pazar filesi, kırmızı halıdaki sanatçının heyecanı; insana dair ne varsa onu anlatabilmek derdimiz. Şair der ya; “Bir yanımız bahar bahçe, bir yanımız yaprak döküyor…” Ve dünyanın dört yanında insan kardeşlerimizin bitmeyen kavgası sürerken biz gözümüzü kapatamayız. Gazze’de bugün öldürülen sadece insanlar değil; öldürülen, insanlık hukukudur, ortak ilkelerimizdir, ortak gelecek umudumuzdur. Bizim muradımız; karanlığı yaran bir ışık, hakikatin ayakta duran kalesi olabilmek. Bunun için elimizi değil, yüreğimizi taşın altına koyduğumuzu bilesiniz. Rahatsızlık verecek elbette; ama haber budur, gerisi halkla ilişkilerdir.

        REKLAM

        Özellikle hangi konuları ele alacak, hangi konuların altını çizeceksiniz?

        Bizim için en önemli konu toplumsal hafızamız ve birliğimiz. Çünkü bu ülkenin en büyük gücü hiçbir zaman sadece silahı ya da toprağı olmadı; birbirine göz kırpmadan emanet bırakabilen insanları oldu. Türkiye yalnızca bir ülke değildir; Doğu’nun hikmetini, Batı’nın aklını içinde yoğuran bir irfandır. Bu coğrafyanın aklıdır Türkiye, tarihin vicdanıdır. Bugün kutuplaşma bizi en çok yaralayan şey. Şii’nin Sünni’ye, Kürt’ün Arap’a güvenmediği bir Ortadoğu nasıl yaralandıysa; biz de birbirimize sırt dönersek aynı kaderi paylaşırız. Kutuplaşmak Türk milletine yakışmaz. İşte bu yüzden ekranda en çok altını çizeceğim şey; milletimizin omuz omuza dayanışması olacak.

        REKLAM

        Her sabah, izleyicilerinizin evine konuk olacaksınız. İzleyicilerinize özellikle neler söylemek istersiniz?

        Her gün yeni bir keşif var; ama aynı karanlıkta debeleniyoruz. Sevdalanıyoruz, sonra sevgi sandığımız eller tetiğe gidiyor. Gökyüzüne roket fırlatıyoruz, ama yeryüzünde birbirimizi anlayamıyoruz. Bir taraf yıldız sayarken, diğer taraf moloz altında sevdiklerini arıyor… Bunlara kafamızı dönemeyiz düsturuyla büyüdüm ben. Bu öğretilerle yetiştirdi ailem beni. Dedem her öğüdünde tekrar ederdi; “Adalet, başkasının hakkını savunmaktır.” (Ben de yıllar sonra bunun Aliya İzzet Begoviç’e ait olduğunu öğrendim.) Mayam böyle yoğruldu. İşimi vicdanımla yapmayı öğretti bana ailem. Derdim karanlığa bir mum yakmak. Hakikatse seyircimizle en büyük paydaşlığımız. Ve her sabah, evlerinin kızı olarak sevgimle, muhabbetimle yanlarına oturacağım. Kimsesize kimse, kalplere dua olacağım. Güzel ülkemin güzel insanına, canım seyircime söz.

        Çekime girmeden önce nasıl bir hazırlık süreci geçiriyorsunuz? Hazırlık sürecinde, “Olmazsa olmaz”larınız nelerdir?

        Bir haberci için hazırlık sadece metin okumak değil; gece düşünebilmek, gündüz sokakta memleketinle göz göze gelebilmektir. Benim için bütün hayatım çekime hazırlık… İşim için spor yapmam da hazırlık, günün belirli saatini mutlaka sistematik okumaya ayırmam da yayına hazırlık. Sporcu disipliniyle yaşıyorum; kendimi işime vakfediyorum. Yayın saatindeyse sıcak haberleri kaçırmamak için kulaklığımı kulağımdan, gözümü gazetelerden ve son dakika haberlerinden ayırmam. Gece yatağa girdiğimde başlar bu hazırlık, daha uyumadan (zaten ortalama 4 saat uyuyorum) okumalarımı yaparım. Yayına girerken bedenimi ve sesimi açmak için bir kuytu köşe bulup, bilmeyene delice gelen temrinler yaparım ve böylelikle yayın enerjim zirvede geçer.. Masamda, haber yazdığım klavyemin başucunda daima kahve makinem olur. Kaç kapsül içtiğimi sorsanız sayamam! Annem ve doktorum Mehmet Hocam duymasın.

        Mesleğiniz adına bugüne kadar edindiğiniz en önemli öğreti ne olmuştur?

        “En büyük güç, ne bilmediğini bilmektir…” diyor ya yazar; bu müthiş bir güç. Sabır, sebat, iyi niyet, azim, fedakârlık, şükür ve mesleğinde bir önceki günden daha iyi olma disiplini… Medyada başarıyla ayakta kalmak istiyorsan adanmışlığın olacak. Ben sporcu disipliniyle yaşayarak bunu sağlıyorum. Bütün bunlar başarının bileşkesidir.Ve tabii günün sonunda… Evet, kazanmak lezzetlidir ve cesaret ister. Ama kaybetmeyi bilmek… acıdır, karakter ister. “Bana kaybetmeyi hazmedemeyen birini göster; ben de sana kendine bile yenilmiş birini göstereyim.” Bu sözle bitireyim. (Kimin söylediğini, hangi kitapta okuduğumu anımsayamıyorum, affedin.)

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ