Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Galatasaray Galatasaray'da şampiyonluğun şifresi: 4-2-3-1'e dönüş! - Galatasaray Haberleri

        Teknik direktör Okan Buruk’un Galatasaray’ını incelediğimizde, özellikle ilk sezonunda Kayserispor deplasmanında alınan 2-1’lik mağlubiyet ve ardından RAMS Park’ta 2-2 berabere biten Alanyaspor maçlarıyla birlikte, takımın oyun felsefesi belirginleşmişti. Galatasaray, o maçta galibiyeti alamasa bile, şampiyonluk formülünü bulmuştu.

        Kadro:

        Muslera

        Boey-Nelsson-Abdülkerim-Emre Taşdemir

        Torreira-Oliveira

        Rashica-Mertens-Kerem

        Icardi

        REKLAM

        Bu formülün temel dayanağı, adam adama baskıydı. Sezonun geri kalanında top rakipteyken 4-4-2 dizilişinde, stoperlerin oldukça önde baskı yaptığı ve kazanılan toplarla geçiş hücumlarına çıktığı bir Galatasaray izledik. Okan Buruk zamanla bu sistemin üzerine çok şey ekledi; İlk sezonunda en çok sitem ettiği isimlerden biri olan Victor Nelsson’un oyun sisteminde ileride karşılamasını istiyordu ancak ondan bunu almadıkça basın toplantılarında sürekli dillendirdi. Yolun sonunda ise Davinson Sanchez gibi bir kalite eklenmesi ile Okan Buruk’un ideal stoper tandemi de oluşmuş oldu.

        Bu tarz değişikliklerin haricinde temel yapı 2.5 sezon değişmedi. Mertens-Icardi ikilisi, hem tecrübeleri hem de oyun zekâları ile bu sistemi çok iyi işlettiler.

        Sonraki sezonda, Dries Mertens’in rolü sezonun ilk yarısında Kerem Aktürkoğlu ile denenmişti. Ancak ikinci yarıda formayı yeniden kapan Belçikalı, asist krallığına kadar uzandı ve Okan Buruk’un 4-4-2’li baskı anlayışı bir sezon daha sürdürülebilir oldu.

        Bu süreçte orta sahada değişmeyen tek isim Lucas Torreira oldu. İlk sezonunda partneri Sergio Oliveira idi; ancak sezonun ikinci yarısında ciddi bir performans düşüşü yaşadı. Beşiktaş deplasmanı hariç bu düşüş pek alarm yaratmasa da dikkat çekiciydi. İkinci sezonda Torreira’nın partneri Kerem Demirbay oldu. Onun performansı Galatasaray’ın ipi göğüslemesine yetti. Ancak devre arasında Sacha Boey’in takımdan ayrılması ve çeşitli nedenlerle baskı kalitesinin düşmesi, Torreira’nın sorumluluğunu artırdı. Alanı kaplamak zorlaştı ve özellikle geçiş savunmasında zorlanmalar başladı. İç sahada oynanan İstanbulspor maçı, bu zaafların çok net ortaya çıktığı bir karşılaşma oldu.

        REKLAM

        Takımın fiziksel kalitesi düşüyordu ve Okan Buruk’un arzuladığı dominant oyun, mevcut oyuncu profilleriyle sürdürülemez hâle gelmişti. Ancak sezonun ilk yarısında yüksek enerji depolayan Dries Mertens’in şefliğinde ve ilk yarıyı sol bek oynadıktan sonra tekrar sol kanada geçen Barış Alper Yılmaz’ın yükselen formu sayesinde, takım son düzlüğü başarıyla geçti ve 24. şampiyonluğa uzandı.

        Şampiyonluk yolunda taraftarın en net talebi, Lucas Torreira’nın yanına bir orta saha oyuncusu alınmasıydı. Hazırlık karşılaşmalarında kötü sonuçlar alınan bir yaz kampının ardından Beşiktaş karşısında Süper Kupa'da alınan 5-0’lık hezimet bu ihtiyacı daha da belirginleştirdi. Aynı gece Norwich City’nin yıldızı Gabriel Sara ciddi bir bonservisle İstanbul’a getirildi. Okan Buruk’un vazgeçmediği 4-2-3-1 sisteminde Sara önemli bir rol üstlenecekti. Ancak taraftar hâlâ bir “8 numara” daha istiyordu.

        Okan Buruk’un bu konuyla ilgili açıklaması oldukça dikkat çekiciydi:

        “Gelmeden bir şey okudum: Sara ve Torreira'nın yanına 8 numara lazım deniyor. Maça 12 kişi çıkacağız herhalde. Ne oynadığımız sistemi bilen var, ne kazanma-kaybetme sürecini anlayan. Takımın en önemli yıldızlarından biri satıldı. Hep kazanarak devam ettik. Kazanmak da kaybetmek de olabilir; bunu kabul etmek gerekiyor.”

        REKLAM

        Bu açıklama bazı kesimlerce yanlış anlaşıldı. Oysa Okan Buruk, ilk sezonundan bu yana 3’lü merkez orta saha sistemini neredeyse hiç denememişti. 10 numara pozisyonunda kullandığı oyuncular da orta saha özellikli değildi (Mertens, Kerem, Ziyech, Batshuayi). Bunun en önemli sebebi, baskı şemasının bozulmamasını istememesiydi.

        Ancak kabul etmediği bir gerçek vardı: Mertens artık 38 yaşındaydı, Icardi ise önceki sezondan kalan sakatlığını tam atlatamamış ve fizik kalitesi düşmüştü. Bu açıklama, Young Boys maçı öncesinde gelmişti ve Galatasaray, iki maçta da mağlup olarak Şampiyonlar Ligi’ne veda etti.

        İlk maçta forvet hattı: 4-2-3-1 (Icardi/Mertens)

        İkinci maçta: 4-4-2 (Icardi/Batshuayi)

        TARİHİ FIRSAT: OSIMHEN

        Galatasaray adına tarihte belki de bir kez yaşanacak bir fırsat doğdu. Napoli Başkanı De Laurentiis, Victor Osimhen’in transfer sürecinde yaşananlar nedeniyle sinirlendi ve oyuncuyu kadro dışı bıraktı. Avrupa transfer dönemi kapanmıştı ama Galatasaray, Osimhen’i bir sezonluğuna kiraladı.

        Bu dönemde Kerem Aktürkoğlu Benfica’ya 12 milyon Euro’ya transfer oldu. Yerine transfer edilen Roland Sallai Avrupa listesine yetiştirilemedi.

        Forvet rotasyonunda Batshuayi ve Icardi varken bu transferin nasıl işleyeceği merak konusuydu. İtalyan basını, Galatasaray’ın üçlü sisteme döneceğini ve Osimhen-Icardi ikilisini birlikte kullanacağını yazdı.

        REKLAM

        Mauro Icardi’nin Adana deplasmanında yaşadığı sakatlık sonrası Osimhen tek forvet başladı:

        • Rizespor: 5-0
        • Gaziantep FK: 3-1
        • Fenerbahçe (deplasman): 3-1
        • PAOK: 3-1 (UEFA Avrupa Ligi)

        İlk çift forvet denemesi Kasımpaşa maçında geldi. İlk 34 dakikada Icardi 1, Osimhen 2 gol attı. Ancak Osimhen sakatlanıp çıktıktan sonra Mertens-Icardi ikilisi ile devam edildi ve ikinci yarıda 2 gol yenerek maç 3-3’e geldi. Ardından Riga deplasmanında da 2-0’dan 2-2’ye gelen maçla puan kayıpları başladı. Özellikle merkezde 3. adamı bulabilen takımların Galatasaray karşısında merkezde nicelik olarak üstünlüğü sağladıkları için hem Torreira hem Sara’nın çok yorulmasına hem de Galatasaray’ın ortalama takım boyunun uzamasına neden oluyordu.

        Osimhen’in dönüşüyle Galatasaray, 3-4-1-2 sistemine geçti. Takım birkaç maç çok iyi oynadı ancak Icardi, Tottenham maçında ön çapraz bağlarını kopararak sezonu kapattı.

        REKLAM

        Galatasaray ligde düşük skorlar ile olsa bile kazanıyordu ve Avrupa’da ilk 8 hedefinde ilerliyordu. Tam bu dönemde Galatasaray’ın hücumda fark yaratan isimlerin sakatlıkları denk geldi… Sara Başakşehir ile kupa maçında sakatlandı, Mertens artık 3. sezonunun ilk yarısında gösterdiği harika performansa rağmen yaş itibari ile yorgunluk üst seviyede hissediyordu ve Ajax maçında ise Yunus Akgün’ün sakatlığı ile Galatasaray’ın kreatif ayakları sakatlandılar.

        Buna rağmen üçlü sistem devam etti ve devre arasında bu düzene uygun transferler yapıldı:

        • Frankowski (kanat beki)
        • Carlos Cuesta
        • Ahmed Kutucu
        • Alvaro Morata

        Ancak en kritik eklemelerin Mario Lemina ve Eren Elmalı olduğu sonradan anlaşıldı. Lemina başta Avrupa listesine yazılmamıştı bile.

        AZ ile oynanan tur ve Rizespor maçının ilk yarısında üçlü sistemle oynayan Galatasaray, sezonun en kötü futbolunu oynadı (0.15 xG) üretebildi. Ancak ikinci yarıda Sara-Torreira-Lemina üçlüsü ilk kez denendi ve takım maçı 2-1 kazandı. Bu maçla birlikte hem 3’lü merkez sistemi hem de Eren Elmalı kazanıldı.

        KIRILMA NOKTASI: BEŞİKTAŞ MAĞLUBİYETİ

        Fenerbahçe, Kasımpaşa ve Alanyaspor maçlarında üretkenlik sorunu yaşayan takımda Okan Buruk çözümü yine kendi alışkın olduğu çift forvet baskısına dönmek istedi. Morata ile birlikte 4-4-2’ye döndü. Antalya karşısında rahat bir galibiyet gelse de Beşiktaş maçında bu taktik merkezdeki kontrolü kaybettirdi. 4-6-0’a karşı geçişleri yine savunmakta çok zorlanan bir Galatasaray üstüne Frankowski’nin atılması ile 10 kişi kaldı ve derbiyi 2-1 kaybetti. Bu mağlubiyet sezonun kırılma anlarından biri oldu. Hemen sonrasında ise kupada rakip Fenerbahçe olacaktı…

        REKLAM

        Kupada Fenerbahçe ile Kadıköy’de oynanan maç, sezonun dönüm noktasıydı. Okan Buruk, 3’lü orta sahaya döndü. İlk yarıda Fenerbahçe’yi sahadan sildi.

        Maç sonunda gelen zaferle birlikte Galatasaray, yeni merkezini buldu:

        • Lemina – Torreira
        • Önlerinde Gabriel Sara

        Bu üçlü ile Galatasaray:

        • Samsunspor deplasmanı: 0-2
        • Bodrum FK: 2-0
        • Konyaspor (Türkiye Kupası): 1-5

        Bu sistemde Samsun ve Bodrum maçlarında kalesinde isabetli şut bile görmedi…

        Dries Mertens ise kupa maçı ile beraber formasına kavuştu ve bu maçta 3 asist yaptı. Artık denge ve özgüven sağlanmış ve bir oyun yapısına kavuşulduğu için herkesin veriminin arttığını söyleyebiliriz. Özellikle bir ekte Roland Sallai için eklemek gerekiyor... Hangi rol verilirse verilsin tam bir özveri ile Okan Buruk’un görmek istediği sertliği katabiliyor ve görevini her zaman çok iyi yapıyor.

        Ancak asıl dikkat çeken performans artışı Lucas Torreira’ya aitti: Son 6 maçta 4 gol attı. Lemina’nın gelişi ile özellikle alanlar daraldı ve Galatasaray’ın saha yerleşimi düzeldi.

        REKLAM

        Torreira açıklamasında şunları söyledi:

        “Mario Lemina geldiğinden beri daha serbest oynuyorum ve ceza sahasına daha fazla girebiliyorum. Bu, takım çalışması ve arkadaşlıkla ilgili. Kulübümü ve şehrimi seviyorum.”

        Bu açıklama, Okan Buruk’un Lemina'yı doğru kullanmaya başlamasının Galatasaray’a etkisini ortaya koydu. Lemina, pas kalitesi, oyun görüşü ve pres karşısındaki dayanıklılığıyla Galatasaray’ın ihtiyaç duyduğu “komple orta saha”yı temsil ediyordu.

        EN ÖNEMLİ NOKTA İSE GALATASARAY

        Süper kahramanlar ve büyük golcülerin hikâyesini elbette anlatacağız ancak 25. şampiyonluğun gizli kahramanı Mario Lemina’dır. Okan Buruk’un ise doğru zamanlarda kriz yönetimlerinin altını çizmek gerekiyor. Oldukça dar bir rotasyon ile götürülen bir ilk yarı düşüş anlarında ise Victor Osimhen’in inanılmaz özverisinden Yunus Akgün’ün ince işçiliğine ve Barış Alper’in yılmazlığına kadar Galatasaray’a 25. şampiyonluğu güçlü bir takım oyununun yansımasıdır.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ