Haftanın Kitapları
Biyografiden öyküye, araştırmadan romana, anıdan şiire bu hafta da pek çok kitap okurla buluştu. İşte yeni çıkan kitaplar arasından sizin için seçtiklerimiz... Keyifli okumalar...

TATLI TESADÜFLER
(Ayhan Türkbaş)
Türkiye’nin sahne sanatları, müzik ve iş dünyasında derin izler bırakmış Özel-Ayhan Türkbaş çiftinin etkileyici yaşam öyküsünü konu alan “Tatlı Tesadüfler” kitabı, Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından okuyucularla buluşturuldu. “Tatlı Tesadüfler”, yalnızca bireysel başarıları değil; iki ülke arasında kurulan kültürel köprüleri, dönemsel dönüşümleri ve zamanın ruhunu yansıtan bir yaşam öyküsünü gözler önüne seriyor. Eser; Yeşilçam’ın büyülü atmosferinden başlayarak 1950’li yılların Amerika’sına, oradan da çok kültürlü bir yaşamın merkezine uzanan kapsamlı bir anlatı sunuyor. 70 yıllık ABD yaşamları boyunca New York’taki birçok dernekte görev alarak, toplumun sevilen isimleri arasında yer alan Türbaş çiftinin öyküsü Türk kültürünün diaspora yolculuğundan sahne deneyimlerine, aile bağlarından iş dünyasındaki başarı hikâyelerine kadar pek çok katmanı da okura sunuyor. Bir yıllık titiz bir araştırma ve binlerce belgeyi tarayarak kitabı hazırladıklarını belirten Deniz Türkbaş, “Bu kitap yalnızca ailemizin hikâyesi değil; iki kültür arasında köprü kurmuş, sanatla ve aşkla yoğrulmuş bir hayatın belge niteliğinde aktarımıdır. Okuyucular, hem bireysel başarıların hem de kaderin tatlı sürprizlerinin yaşamları nasıl şekillendirdiğine tanıklık edecek. Bu sadece bir biyografi deği; aynı zamanda bir sevda mektubu, bir teşekkür ve bir vefa anısı" diyor.

ASLA, ASLA, ASLA
(Linn Strømsborg)
Yıllar önce çocuk sahibi olmamaya karar vermiş olabilirsin. Ya etrafındakiler bunu kaç senede kabul eder? Kahramanımızın annesi, torun sahibi olma umuduyla yıllardır bebek kıyafetleri örüyor. En yakın arkadaşı Anniken’se artık anne oldu ve bu birçok şeyi değiştirdi. İlişkilerinin daha en başında sevgilisine çocuk doğurmayı düşünmediğini söylemesine rağmen Philip, onca zaman sonra çocuk yapmak istediğini söylüyor. Neden her kadının anne olması beklenir? Hayattaki başka seçenekleri kabul etmek neden bu kadar zor? Norveç edebiyatının güçlü seslerinden Linn Strømsborg, anne olsun ya da olmasın, her kadının bir noktada kendine sorduğu sorulara değiniyor. Mundi Yayınevi'nden çıkan Asla, Asla, Asla ebeveynlik, annelik ve kadınlık meselelerini doğrudan ve empati kurarak ele alan, dokunaklı bir roman.

BARNABY RUDGE
(Charles Dickens)
Dünyaca ünlü yazar ve klasik edebiyatın dev ismi Charles Dickens’ın, 1780 Gordon Ayaklanmalarını konu alan unutulmaz romanı “Barnaby Rudge”, İnkılâp Kitabevi etiketiyle iki cilt halinde Türkçe'de ilk defa okurlarla buluşuyor. Tarihsel olayların gölgesinde şekillenen bu sürükleyici eser, bireysel dramlarla toplumsal çalkantıları ustalıkla bir araya getiriyor. İnkılâp Kitabevi'nden çıkan eserde Dickens, masumiyetiyle dikkat çeken Barnaby karakteri etrafında, adalet, önyargı ve kitle psikolojisinin yıkıcı gücünü derinlemesine sorguluyor. Klasik edebiyatın bu güçlü eseri, hem tarihi olayları romanın ritmiyle yeniden yaşatıyor hem de Dickens’ın toplumsal gözlem yeteneğini en çarpıcı biçimde ortaya koyuyor. Dramatik olay örgüsü, güçlü karakter betimlemeleri ve sürükleyici diliyle Barnaby Rudge, günümüz okurlarına da fanatizmin ve şiddetin bireyler üzerindeki yıkıcı etkisini hatırlatan evrensel bir başyapıt olarak öne çıkıyor.

KALSİKLERLE YÜZLEŞMEK
(Mary Beard)
"Antik dünya, ‘tarihin tozlu sayfaları’ arasında kalamaz. Temel mottom budur” diyor dünyanın önde gelen tarihçilerinden Mary Beard... Pegasus Yayınları'ndan çıkan eserde şu sorulara cevaplar veriyor: Antik Yunanlar ne dinlerdi, neye gülerdi? Büyük İskender neden “büyük”tü? Calicula kaçık mıydı? Roma’yı yakan Nero’nun canavar olduğu doğru muydu? Antik dünyanın sıradan insanları nasıl yaşıyorlardı? Evlilikleri zora girdiğinde ya da parasız kaldıklarında nereye gidiyorlardı? Dişlerini nasıl temizliyorlardı? Romalılar neden bu kadar çok köleyi serbest bırakmıştı? Roma Britanyası ne kadar “Romalılaştı”? Ve en önemlisi tüm bunlar bizim hakkımızda ne söylüyor? Beard, kitapta bir tartışmaya son vererek klasiklerin bugün bile bir sözünün olduğunu ortaya koyuyor. Klasiklerle Yüzleşmek bizi antik dünyaya farklı bir gözle bakmaya ve antik yazarlarla diyaloğun “ölülerle diyalog” olduğu klişesini yıkmaya davet ediyor.

KADERİN ÜÇ DOKUMACISI
(Yonca Eldener)
“İnsanın karşısına, kaderine soru sorma fırsatı hiç çıkar mı? Elif’in çıkmıştı ve o da kiminle sınanacağını sormuştu. Cevabın Ozan olduğunu bile bile…” Galata’da, insanların yaşam halılarını dokuyan üç kız kardeş –Hayat, Kader ve Sonver– yaşar. Hayat insanların doğum vaktini, Kader nasıl sınanacaklarını, Sonver ise ölüm anını belirler. Kader o gün Elif’in halısını dokumak üzere tezgâhının başına oturduğunda, Elif lise aşkı Ozan’la okulun mezunlar gününde karşılaşmıştır. Elif, olaylı biçimde ayrıldığı Ozan’ı görünce okul binasını terk eder. Bitişikteki genelev sokağından yokuşu çıkarken yaralı bir hayat kadını üstüne yuvarlanır. Elif ile peşinden gelen Ozan, zor durumdaki bu kadını isteseler de bırakamazlar. Remzi Kitapevi'nden çıkan Yüksek Kaldırım’dan Galata Mevlevihanesi’ne ve oradan da Tünel’e uzanan bu macera, on dokuzuncu yüzyılın gözde yosması Feride’nin hikâyesiyle kesişiyor...

YANIBAŞIMIZDAKİ DOĞA
(Thor Hanson)
Thor Hanson, Metis Yayınları'ndan çıkan kitapta doğayla yeniden bağ kurmanın ve biyoçeşitliliğin korunmasına yardımcı olmanın etkili yöntemleri olarak “vatandaş bilimi” ve “arka bahçe biyolojisi” kavramlarını tanıtıyor ve bunları hemen her yerde uygulamaya koymanın mümkün olduğunu, dahası bu pratiklerle tanışmanın aslında bir keşif değil hatırlama eylemi olduğunu söylüyor. Dünyanın dört bir yanında sıradan insanların katılımıyla yürütülen yaratıcı projeleri hayata geçiren kişilerle görüşerek, biraz merak ve farkındalıkla hepimizin hem bilime hem de gezegenimizin sağlığına katkıda bulunabileceğimizi gösteriyor. Mütevazı bir bahçe veya parkın bile insandışı pek çok sakini olduğunu vurgulayan Hanson, bu canlıları tanımanın ve hayatlarını iyileştirmek için küçük de olsa bir şeyler yapmanın sadece onlar için değil bizim için de sağaltıcı bir etkisi olacağını belirtiyor, çünkü dünyamız için hâlâ umut olduğunu hissetmeye hepimizin ihtiyacı var.

YAHYA KEMAL: BÜTÜN ŞİİRLERİ
VakıfBank Kültür Yayınları edebiyat kitaplığı, Türkçenin yirminci yüzyıldaki en büyük şairlerinden Yahya Kemal’in üç eserini (Kendi Gök Kubbemiz, Eski Şiirin Rüzgârıyle, Rubailer ve Hayyam Rubailerini Türkçe Söyleyiş) “Bütün Şiirleri” adlı kitapta bir arada ilk kez bu kadar geniş bir bağlamda ele alıyor. Kitap, “Yeryüzünde yegâne ihtirasım, milletimin lisanında, istediğim gibi birkaç manzume vücuda getirmek” diyen, Türkçenin yirminci yüzyıldaki en büyük şairlerinden Yahya Kemal’in, mâzi ile gelecek arasında bir köprü vazifesi görmüş, bir medeniyetin sesi olmuş, klâsik zevkle modern duyuşu harmanlamış bir dil işçisinin bütün şiir kariyerinin mahsulü olan eserlerini bir arada sunan bir çalışma. Eser, Yahya Kemal’in estetik ve düşünsel dünyasına benzersiz bir kapı aralıyor. VakıfBank Kültür Yayınları ve İstanbul Fetih Cemiyeti’nin ortak çalışmasıyla ortaya çıkan, Mehmet Samsakçı’nın yayına hazırladığı bu kitap; metinler, belgeler, ses kayıtları ve tarihsel bağlamlar aracılığıyla çok katmanlı bir yolculuk sunuyor. QR kodlarla Yahya Kemal’in kendi sesinden şiirlerini dinleme imkânı da sağlayan bu eleştirel basım, büyük şairin şiir mirasını titizlikle bugünün okuruna ulaştırıyor.

KANLI AY
(Ebru Erensoy)
Yazar Ebru Erensoy’un ilk romanı Kanlı Ay, tarihin büyüleyici atmosferinde çıkılan heyecan dolu yolculuğun hikayesini okurla buluşturuyor. Tarihte ve mitolojide tehlikenin, kehanetlerin, büyüsel güçlerin ve tanrıların insanoğluna uyarısını sembolize eden Kanlı Ay’da başlayan nefes kesen yolculuk, tarihin iz bırakan dönemi Kanuni Sultan Süleyman’ın ölümünden hemen sonra, 1566 yılında başlıyor. Hayal kırıklıklarından kaçarken kendini zamanın çarklarında nefes kesen bir serüvenin içinde bulan Esra’nın yolculuğunu anlatıyor. Zaman perdesinin aralanıp tarihe yolculuğun başladığı ve kahramanın varoluşa dair derin izler bulduğu bu destansı hikaye, Kelt mitolojisinden ilham alan fantastik öğeleri ve akıcı anlatımıyla okurun heyecanını son ana kadar yüksek tutmayı başarıyor. Harika Kitap'tan çıkan Kanlı Ay, okurları derin bir ruhsal yolculuğa davet ediyor.

MUTLULUĞUN 7 FORMÜLÜ: BİR İYİMSERİN GÜNLÜĞÜNDEN NOTLAR
(Gyles Brandreth)
Tanınmış yazar Gyles Brandreth’in, kendi hayatından kesitlerle ve psikiyatrist Anthony Clare’den ilhamla mutluluğa dair ipuçları paylaştığı kitabı Mutluluğun 7 Formülü: Bir İyimserin Günlüğünden Notlar, Düşbaz Kitaplar’dan çıktı! Kitapta mutluluğun temel sırlarını basit, anlaşılır ve ilham verici bir dille sunan Brandreth, iyimser bakış açısının hayatımızdaki dönüştürücü gücünü ortaya koyuyor. Mutluluğun 7 Formülü, gündelik yaşamda uygulanabilecek önerileri, samimi anlatımı ve yol gösterici yaklaşımıyla daha dengeli, huzurlu ve umutlu bir hayat arayışında olan herkes için değerli bir rehber niteliğinde... Hepimiz benzer yollardan yürüyoruz ancak farklı çiçekleri kokluyor, benzersiz sularda yüzüyoruz. Daha fazla üzülmenize gerek yok; bu kitapta aradığınız soruların yanıtını ve daha fazlasını bulacaksınız...

GİZLENEN
(Arif Ergin)
Büyük İstanbul depremi kenti enkaza çevirirken, Ayasofya ve Mimar Sinan’ın abidevi eserleri uluslararası güçlerin satranç tahtasına dönmüştür. Ortaya çıkan ipuçları tek bir hakikati işaret etmektedir: Sinan eserlerini yalnızca taşlarla değil, çağlar boyu gizlenmiş sırlarla da örmüştür. Teğmen Demet ve Yüzbaşı İlhan, YouTube’da “Yargıç” adıyla yayın yapan karanlık bir figürün peşine düştüklerinde, küresel güç oyunlarının tam ortasında tek bir isme ulaşırlar: Kenan Ruzly. Uzun süredir kayıp kabul edilen bu isim, şimdi tüm dengeleri değiştirecek şekilde geri dönmüştür. Arşivlerden günümüzün siber saldırılarına uzanan karanlık bir zincir dostluk ile ihanetin, işgal ile kurtuluşun sınırını çiziyor. Kim kahraman, kim hain? Cevap İstanbul’un bedbaht sokaklarında
saklı. İthaki Yayınları'ndan çıkan kitap Mimar Sinan’ın sessiz mirasını, İstanbul’un kaderini belirleyecek bir bulmacaya dönüştüren, unutulmaz bir hikâye...