İnsanlık tarihinin en eski selamlaşma biçimi: İlk tokalaşma ne zaman başladı?
El sıkışmak… Basit bir selamlaşma gibi görünse de, aslında insanlık tarihinin en köklü ritüellerinden biri. Bugün iş dünyasında, siyasette ve gündelik yaşamda bir güven göstergesi olan tokalaşma, binlerce yıl önce barışın sembolüydü. Peki ilk tokalaşma ne zaman gerçekleşti? İşte tarih sahnesine uzanan şaşırtıcı hikâyesi…

Tokalaşma bugün iş görüşmelerinden uluslararası zirvelere kadar hayatın her alanında var. Ancak bu basit jestin kökeni, sandığımızdan çok daha eski ve derin. İnsanlık tarihinin en eski ritüellerinden biri olan el sıkışmanın ardında, savaşsızlık mesajından sadakat yeminlerine kadar uzanan binlerce yıllık bir hikâye yatıyor...

BARIŞIN VE GÜVENİN SİMGESİ
Tokalaşmanın ilk amacı selamlaşmaktan çok, güven vermekti. İnsanlar sağ ellerini uzatarak silah taşımadıklarını, barışçıl niyetlerle yaklaştıklarını gösterirdi. Hatta bazı tarihçiler, tokalaşmadaki yukarı-aşağı hareketin, gizli bıçakların düşürülmesi için yapıldığını düşünüyor.

Bu jest aynı zamanda bir “yemin mühürü” olarak da kullanıldı. Eller kenetlendiğinde taraflar verdikleri sözü kutsallaştırmış olurdu. Tarihçi Walter Burkert’in ifadesiyle, “Anlaşmayı kelimeler değil, silahsız iki elin birleşmesi geçerli kılar.”

İLK TOKALAŞMANIN İZLERİ
Tokalaşmanın bilinen en eski betimlemesi, MÖ 9. yüzyılda Asur Kralı III. Şalmaneser’in bir Babil kralıyla ittifakını gösteren rölyefte yer alıyor. Antik Yunan’da Homeros’un destanlarında da bu jest sıkça karşımıza çıkar. Yunan mezar taşlarında el sıkışan figürler, ölümle yaşam arasındaki son bağı simgeler.

Roma döneminde ise tokalaşma dostluğun ve sadakatin simgesiydi. Roma paraları üzerinde bile el ele tutuşmuş figürler görmek mümkündü. Yani, el sıkışmak sadece bir selamlaşma değil, bir güven sözleşmesiydi.

DEXİOSİS: TANRILARLA İNSANLARIN EL SIKIŞMASI
Antik Yunan heykellerinde tokalaşma “dexiosis” olarak adlandırılırdı; anlamı “sağ eli almak.” Bu sahnelerde bazen tanrılarla insanlar bile el sıkışırdı. Arkeolog Janet Burnett Grossman, dexiosis’i “bağlantının sembolü” olarak tanımlar.

Bu sembol kimi zaman iki şehir arasındaki barışı, kimi zaman bir evliliği temsil ederdi. Tokalaşmanın anlamı değişse de özü hep aynı kaldı: eşitlik, güven ve karşılıklı saygı.

ORTA ÇAĞ’DAN MODERN ÇAĞA
Orta Çağ Avrupa’sında şövalyeler, tokalaşmayı silahsız olduklarını kanıtlamak için kullanırdı. Selamlaştıkları kişinin kolunu sıkar, böylece gizli bir bıçak taşıyıp taşımadığını anlardı. Tokalaşmanın “sallama” kısmı da işte bu dönemden gelir: gevşek duran silahların düşmesini sağlamak için yapılan hareket.

EŞİTLİĞİN SELAMLAŞMASI
Günümüzde bildiğimiz anlamda tokalaşma, 17. yüzyılda Quakerlar sayesinde yaygınlaştı. Quakerlar, soyluların baş eğme veya şapka çıkarma gibi hiyerarşik selamlaşmalarını reddedip, tokalaşmayı “herkesin eşit olduğu” bir jest olarak benimsedi.

19. yüzyıla gelindiğinde tokalaşma artık bir nezaket göstergesiydi. 1877 tarihli bir görgü rehberi, “Eli çok sıkı sıkan biri, bir daha tokalaşma şansı bulmamalıdır,” diyordu.

BUGÜNÜN TOKALAŞMASI
Bugün tokalaşma hâlâ aynı anlamları taşır: güven, saygı ve samimiyet. Pandemi döneminde yerini dirsek selamı veya temassız jestlere bıraksa da, binlerce yıllık bu alışkanlık kolay kolay unutulacak gibi görünmüyor. İnsanlık, tokalaşmayı sadece bir selam değil, bir “bağ kurma” biçimi olarak içselleştirmiş durumda.
Kaynak: History, Henry Davidsen
Fotoğraf kaynak: ShutterStock