Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya İsrailli komutan Zamir’in soykırım planı: İsrail, Gazze’de işgali derinleştiriyor, zorunlu göçle demografik deprem hazırlığında | Dış Haberler

        Bölgedeki kaynaklar, Zamir’in hükümete, İsrail ordusunun Gazze’yi tamamen işgal edebilecek kapsamlı bir kara harekâtına hazır olduğu yönünde güvence verdiği ve “Ordu, istediğiniz zaman, dilediğiniz derinliğe kadar ilerlemeye hazır” dediğini aktarıyor.

        Zamir’in ayrıca Golani Tugayı’nı Gazze sınırına gönderdiği, güney bölge komutanlığına ise yine “saldırgan bir subay” olan Tümgeneral Yaniv Asur’u atadığı bildirildi. Zamir, bir toplantıda, Gazze sınırında tampon bölgeyi genişlettiklerini ve sivilleri bu bölgeden zorla çıkardıklarını da söyledi.

        İsrail ordusu şu anda Gazze’nin kuzeyindeki Beyt Lahya, orta kesimindeki Netsarim koridorunun doğusu ve güneyde yer alan, büyük ölçüde tahrip edilmiş Refah kentindeki Şabura ve Tel Sultan mahallelerinde kara operasyonunu aşamalı olarak genişletiyor.

        REKLAM

        Netanyahu mırıldandı, Strock isyan etti: “Gazze’yi Araplara mı vereceksin?”

        Siyasi kaynaklara göre, hükümet toplantılarından birinde bir bakan cesaret göstererek şu soruyu yöneltti: “18 Mart’ta yeniden başlatılan savaşın hedefi nedir? Nihai hedef ne olacak?”

        Bunun üzerine İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hamas’a karşı “zaferin tamamlanmasının” ardından Gazze’yi Arap devletlerinden oluşan bir ittifaka devretme fikrinden bahsetti.

        Ancak Dini Siyonizm Partisi’nden Bakan Orit Strock hemen tepki göstererek, “Ama Gazze bizimdir, İsrail topraklarının bir parçası. Onu Araplara mı vereceksin?” dedi. Netanyahu ise, “Belki askeri yönetim olur, birçok seçenek var” şeklinde cevap verdi.

        Strock’un bu çıkışı, İsrail’deki aşırı sağın Gazze’ye dair niyet ve hedeflerini açıkça ortaya koyarken, kaynaklara göre İsrail ordusunun planı da bu hedeflerden çok uzak değil.

        Plan, yedek birliklerin yoğun şekilde seferber edilmesini, Gazze’nin tamamen işgalini ve halihazırda çok dar bir alanla sınırlı olan “insani bölgenin” daha da küçültülmesini öngörüyor.

        REKLAM

        Ayrıca, Gazze sahillerine gemiler konuşlandırılarak sivillerin zorla göç ettirilmesinin teşvik edilmesi, Savunma Bakanlığı’nın bu amaçla “Göçü Teşvik Dairesi” kurma çalışmaları da söz konusu. Sanki bu, olağan bir bürokratik proje gibi yürütülüyor.

        Kaynaklara göre, İsrail ordusu yürüttüğü askeri operasyonlara dair bazı toplantılarını askeri savcılık temsilcilerini davet etmeden yapıyor. Amaç, uluslararası hukuku ihlal eden adımlarla ilgili uyarıların önüne geçmek. Bu toplantılardan birinde üst düzey bir subayın, “İsrail ordusunun kontrolünde olmayan tek bir un çuvalı bile Gazze’ye girmeyecek” dediği iddia ediliyor.

        Saldırı planlarının önündeki engeller

        Ancak Genelkurmay Başkanı Zamir’in ve hükümetin bu saldırgan planları, bazı ciddi iç engellerle karşı karşıya. Bunların başında savaşın devamına yönelik toplumsal ve siyasi uzlaşı eksikliği ile yedek askerlerin büyük bir bölümünün göreve katılmaması geliyor.

        Siyasi analistlere göre, bazı yedek birliklerde katılım oranı %50’ye kadar düşmüş durumda. İsrail ordusu bu durumu gizlemek için çağrı göndermeden önce gönülsüz kişileri elemeyi, bunun yerine gönüllü yedek askerlere güvenmeyi tercih ediyor.

        REKLAM

        Bazı elit birliklerde ise tüm yedek kadronun görev almayacağına dair ciddi endişeler var. Bu düşüşün en önemli nedenlerinden biri, savaşın Gazze’de hâlâ tutulan İsrailli esirlerin hayatını tehlikeye atacağı korkusu.

        Diğer nedenler ise hükümetin yargı sistemini zayıflatma amacı taşıyan “yargı darbesi”ni yeniden gündeme getirmesi, Haredilerin (ultra-Ortodoks Yahudilerin) askerlikten kaçmalarına göz yumması ve dar bir kesimin çıkarlarına hizmet eden bütçelerin meclisten geçirilmesi olarak sıralanıyor.

        Mossad devrede: Gazze’liler Afrika’ya mı sürülecek?

        ABD’li diplomatik kaynaklara göre, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze’deki Filistinlileri üçüncü ülkelere göndermek amacıyla istihbarat servisi Mossad’ı görevlendirdi. Mossad’ın, bu kapsamda Somali ve Güney Sudan gibi iç çatışmalarla boğuşan yoksul ülkelerle gizli temaslar kurduğu, ayrıca Endonezya ile de görüşmeler yürüttüğü belirtiliyor.

        İsrail’in bu adımı, “gönüllü göç” söylemiyle meşrulaştırmaya çalıştığı bir zorunlu tehcir planı olarak değerlendiriliyor. Uzun yıllardır Gazze’yi kuşatma ve bombalamalarla harabeye çeviren işgalci İsrail, şimdi de nüfus mühendisliği yoluyla bölgenin demografik yapısını tamamen değiştirmeyi hedefliyor.

        REKLAM

        Savaşın başından bu yana 50 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği, nüfusun %90’ından fazlasının yerinden edildiği Gazze’de, sivillerin küçük bir “insani bölgeye” hapsedilmesi gündemde. İsrail, uluslararası hukuku ihlal ederek bu süreci bir “insani çözüm” gibi sunmaya çalışıyor.

        İsrail Maliye Bakanı ve aşırı sağcı figür Bezalel Smotrich’in geçtiğimiz haftalarda Knesset’te yaptığı açıklamalar, bu niyetin açık göstergesi.

        Smotrich, “Eğer günde 10.000 kişi çıkartırsak bu bir yıl, 5.000 kişi çıkartırsak iki yıl sürer” diyerek, tüm Gazze nüfusunun sistematik olarak sürülmesini bir plan dahilinde dile getirdi. Uluslararası hukuk uzmanları ise bu tür planların açık bir savaş suçu olduğunu vurguluyor.

        Trump’ın ateşkes çabaları ve Arap dünyasının tepkisi

        Bu arada, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump, şu anda Filistin-İsrail hattında ateşkesin sağlanması ve rehinelerin serbest bırakılması yönünde diplomatik çabalara öncelik veriyor.

        Trump’ın Orta Doğu özel temsilcisi Steve Witkoff’un bu yönde Hamas ile temas yürüttüğü ifade ediliyor. Ancak ABD’li kaynaklar, Trump yönetiminin de geçmişte Gazze halkını Mısır ve Ürdün’e yerleştirme planları geliştirdiğini ve bu planların ilgili ülkeler tarafından kesin bir dille reddedildiğini hatırlatıyor.

        Gazze’den Filistinlilerin zorla çıkarılmasına Filistin halkı ve yönetimi kesin olarak karşı çıkarken, Arap dünyasının büyük bölümü ve Batılı ülkelerin çoğu da bu girişimleri reddediyor. İsrail’in bu adımlarının arkasında stratejik bir hedef olduğuna dikkat çeken analistler, işgalin artık yalnızca askeri değil, demografik ve yapısal bir tasfiye sürecine dönüştüğünü belirtiyor.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ