Mahsun Kırmızıgül: Ustamın cenazesine yetişemedim
Mahsun Kırmızıgül, yurt dışında olduğu için 2 Mart'ta hayatını kaybeden Edip Akbayram'ın cenazesine katılamamıştı. Türkiye'ye dönen Kırmızıgül, İstanbul'a gelince kızı Lavin ile merhum sanatçının mezarını ziyaret etti

Edip Akbayram, 2 Mart'ta 74 yaşında hayata veda etmişti.
Edip AkbayramMahsun Kırmızıgül, yurt dışında olduğu için Edip Akbayram'ın cenazesine katılamamıştı.
Edip Akbayram ve Mahsun KırmızıgülMahsun Kırmızıgül, Türkiye'ye döner -dönmez önce geçtiğimiz günlerde kaybettiği üvey annesi Zühre Bazencir'in mezarını ziyaret etmek için Bingöl'e, ardından 6 Aralık 2024'te kaybettiği annesi Faike Arık'ın mezarını ziyaret etmek için Diyarbakır'a gitmişti.
Mahsun Kırmızıgül, daha sonra İstanbul'a döner dönmez de kızı Lavin ile birlikte Edip Akbayram'ın mezarını ziyaret etti. Merhum sanatçı için dua eden Kırmızıgül, gözyaşlarına hakim olamadı.
"USTAMIN CENAZESİNE YETİŞEMEDİM"
O anları sosyal medya hesabından yayımlayan Mahsun Kırmızıgül, Edip Akbayram'ın kendisi için ne kadar değerli olduğunu ise şu sözlerle aktardı; "İstanbul'a gelir gelmez, kızım Lavin ile birlikte ayaklarım beni doğrudan Edip Akbayram'ın mezarına götürdü. Yüreğimde koca bir ağırlık vardı. Çiçekleri mezarının üzerine bırakırken içimde bir şeyler koptu. Çünkü ben en sevdiğim insanın, ustamın, ağabeyimin cenazesine yetişememiştim. O benim için sadece ilk dinlediğim, ilk şarkısının ezberlediğim sanatçı değildi. O benim idolümdü."
Mahsun Kırmızıgül, sözlerine şöyle devam etti; "Gözlerimi kapadım, bir anda 6 - 7 yaşındaki halime gittim. O yaşlarda kulağıma çalınan sesi, içimde filizlenen hayranlığı hatırladım. O sesi ilk duyduğum anki heyecanı, onun şarkılarıyla büyüdüğüm yıllara gittim. Edip ağabey, insana değer verirdi. Onurlu, vicdanlı, merhametliydi. O sadece büyük bir sanatçı değil, aynı zamanda çok iyi bir baba, çok iyi bir dedeydi. Bugün mezarı başında bir kez daha anladım; o benim kalbime dokunan, hayatıma yön veren en özel insanlardan biriydi."
Mahsun Kırmızıgül, sözlerini şöyle sona erdirdi; "Yanımda duran kızım Lavin, gözyaşlarıma anlam veremedi. Küçük elleriyle elimi tuttu ve masum bir sesle sordu: 'Baba, neden ağlıyorsun? Onu çok mu seviyorsun?' O an boğazım düğümlendi. Kızıma baktım ve derin bir nefes alarak ona Edip baba ile aramdaki hikâyeyi baştan sona anlattım. Kim olduğunu, hayatımda nasıl bir iz bıraktığını, neden onun yokluğunun içimde kocaman bir boşluk olduğunu söyledim. Lavin, gözlerimin içine bakarken sanki o da hissetti acımı. Gözleri dolarak bana sarıldı. Bugün, bir kez daha anladım ki bazı insanlar ölmez. Onlar, sadece bu dünyadan göçer ama kalplerde, hatıralarda, şarkılarda, dualarda yaşamaya devam eder. Edip ağabey de öyle biri... Ve ben, hayatımın sonuna kadar onu böyle anmaya, eserlerini okumaya, onun adını yüreğimde taşımaya devam edeceğim. Ruhun şad olsun, güzel insan... Güle güle Edip ağabeyim."