Oğuz Murat Aci’nin eşi Şükriye Aci, Timur Cihantimur ve Eylem Tok hakkındaki şikayetini geri çekti
Oğuz Murat Aci'nin dosyada müşteki olarak bulunan eşi Şükriye Aci; Timur Cihantimur ve Eylem Tok hakkındaki şikayetinden vazgeçtiğine dair dilekçe sundu. Oğlunu kaybeden baba Özer Aci, gelini Şükriye Aci'nin bu kararına "Zehir, zıkkım olsun" sözleriyle tepki gösterdi

Habertürk'ten Gizem Türemen'in haberine göre Oğuz Murat Aci’nin hayatını kaybettiği ve Türkiye’nin gündeminde uzun süre yer tutan kazanın ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma devam ederken kritik bir gelişme yaşandı.
Trafik kazasında hayatını kaybeden Oğuz Murat Aci ve eşi Şükriye AciŞİKAYETİNDEN VAZGEÇTİ
Oğuz Murat Aci'nin dosyada müşteki olarak bulunan eşi Şükriye Aci; Timur Cihantimur ve Eylem Tok hakkındaki şikayetinden vazgeçtiğine dair dilekçe sundu.
"MANEVİ ZARAR KARŞILANDI"
Dilekçede, “Şükriye Aci'nin bu olaydan kaynaklı maddi ve manevi zararı, kazaya sebep olan suça sürüklenen çocuk Timur Cihantimur'un babası Bülent Cihantimur tarafından karşılanmıştır" denildi.
Eylem Tok, oğlu Timur Cihantimur'u kaçırdığı ABD'de taksiye binerken görüntülenmişti.DAVAYA KATILMA TALEBİ YOK
Şükriye Aci'nin şüpheliler Bülent Cihantimur, Eylem Tok, Adem Kızıltepe, Ayşe Ceren Saltoğlu'na yönelik şikayetinden vazgeçtiği ve davaya katılma talebinin de bulunmadığı belirtildi.
BABA TEPKİLİ: ZEHİR ZIKKIM OLSUN
Ancak bu karar, Oğuz Murat Aci’nin babası Özer Aci’nin tepkisini çekti. Ekol TV’ye konuşan acılı baba, gelininin bu kararından haberinin olmadığını belirterek, "Benim oğlumun kanından beslenirlerse zehir zıkkım olsun" ifadeleriyle sert tepki gösterdi.
"OĞLUMUN KANINI KAÇA SATTILAR?"
Baba Özer Aci, tüm gelişmelere rağmen adalet arayışını sürdüreceğini şu sözlerle belirtti:
“Ben davama devam ediyorum, davamdan vazgeçmedim. Ne söylemişsem sözümün arkasındayım. Benim kırmızı çizgim davamdır. Benim oğlumu geri getirecek maddi manevi bir karşılık var mıdır acaba? Benim beklentim, en ağır cezayı alacaklar. Birileri alçaklık, şerefsizlik yaptıysa ben yapmayacağım evladıma. Benim oğlumun kanını kaça sattılar, açıklasın."
"BEN BİR DAVADAN VAZGEÇMİŞ DEĞİLİM"
Konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı'na açıklamada bulunan baba Özer Aci gelininin telefonlarına çıkmadığını ve süreci basın aracılığıyla öğrendiğini belirtti.
Özer Aci açıklamasında, "İlk çıkan haberlerde sanki aile olarak vazgeçmişiz gibiydi. Bunu özellikle belirtmek istiyorum, ben bir davadan vazgeçmiş değilim. Kanunlarımız çerçevesinde yasal mirasçı oğlu ve gelinim. Bu çerçevede eşi ve çocuğu bu davadan vazgeçmiş. Üzülerek belirteyim. Maddi ve manevi haklarından vazgeçtiğini belirtmiş, bizim Şükriye Aci. Acaba çocuğu için yaptığı bu hamleyi neden benden gizli yaptığını kendisine sizin aracılığınızla sorarım. Benim yüzüme karşı avukatımla bir olup gelinimi dolandıracakmışım veya torunumu dolandıracakmışım. Şimdi o, torunumun büyükbabasını dolandırmadı mı? Avukatıyla bir oldu. O parasında boğulsun onun. Ne kadar dayanacağını, ne olacağını sağ olan herkes görecek." dedi.
Torununun 20'li yaşlara geldiğinde annesine yazıklar olsun diyeceğini ifade eden Aci, "Telefonlarıma çıkmıyor. Çıkmadığı için de bugün basın aracılığıyla öğrendim. Üzüldüm. Böyle bir şey yapacağını tahmin ediyordum. Hayatta bir insanın çevresinden, ailesinden, devletinden gizli yapmış olduğu bir şey yanlıştır. Aile olarak, benim soy adımı taşıyarak, benim torunumu, her ne kadar küçük olduğundan dolayı bakıyorsa bile ancak gizlediği için yaptığı şey külliyen yanlıştır. Şu an benim gönül rahatlığıyla onu da savunuyor olmam lazım ama savunacak bir şey yok. Yarın öbür gün, çocuğu için yaptığı bu hamlede, aldığı parayı acaba 19-20 yaşındaki bir gence; 'Yavrum senin babanın kanını sattım, seni böyle yaşattım' dediğinde acaba o çocuk annesini tebrik mi edecek yoksa merhametiyle, vicdanıyla annesinin karşısına geçip 'Yazıklar olsun anne' mi diyecek? Ben 61 yaşındayım. Şu ana kadar aç açıkta kalanı görmedim. Ufacık gayret edip, çalışan, onuruyla para kazanıyor. Para nedir ki? Kendisi mağdur olduğunu söylüyor. Evliliği döneminde kira mı ödemiş, elektrik, su, doğal gaz parası mı ödemiş? Almış olduğu oğlumun hayat sigortası parasını ne yapmış?" şeklinde konuştu.
"OĞLUMUN KANINI KAÇA SATTIĞINI BİLMİYORUM"
Gelininin ne kadar para aldığını bilmediğini söyleyen Aci, "Ne kadar ücret aldığını, kaç para aldığını, kaça oğlumun kanını sattığını bilmiyorum. Ama mevzu onun para alması değil, onun üzerinden avukatların para alması. 3 günlük avukatlara kandı. Şükriye Hanım'a karşı bir girişimim olmaz. Ancak çocuğum ve torunumla ilgili girişimim olur ve olacaktır da. Devam edeceğim. Sahip çıkacağım. O her ne kadar göstermeyip, kaçırsa da, telefonlarıma çıkmasa da şurada birkaç sene var. O çocuk da telefon sahibi olacaktır. Muhakkak büyükbabasının telefonuna cevap vereceğine inanıyorum. Onun mayası bendendir." dedi.
Kendisine bu süreçte herhangi bir teklif yapılmadığını ifade eden Aci, "Şükriye Hanım hiçbir zaman bana gelin olmadı. Gelin olsaydı böyle yapmazdı. Ben avukatımla beraber olup gelinimi dolandıracakmışım diye beyanda bulunmuş. Peki kendisi ne yaptı? Avukatıyla bir olup beni dolandırdı. Benden gizli iş çevirdi. Bana açıkça bir teklif gelmedi. O insanların bir lokması boğazımdan geçmesin. Her seferinde şunu dile getirdim. 1,5 yaşında yetim kalan çocuğun hakkını onlara yedirmem, dedim. Sözümün arkasındayım. Ama Şükriye Hanım benim değil kendisinin çözmesi gerektiği yolunda hareket etti. Kendi tercihidir. Bu saatten sonra davaya gelmeyecekmiş, suçlular az ceza alacakmış, o vebalde yaşasın. O paraların içerisinde boğulsun. Bakalım o paralar onu ne yapacakmış." ifadelerini kullandı.
Yarından itibaren konuyu kamuoyuna duyurma yoluna gideceğini söyleyen Aci, "Şu an kamuoyunda benim acımı acısı olarak paylaşan vicdanlı, merhametli binlerce insan var. Kamuoyu vicdanını doğru bilgilendireceğim. Bugüne kadar hakkında hiçbir şey konuşmadım. Yarın sabah itibarıyla sizler aracılığıyla doğru neyse onu söyleyeceğim. Ben davamdan vazgeçmediğimi tekrar tekrar anlatacağım. Yapacağım ilk şey budur." dedi.
NE OLMUŞTU?
1 Mart 2024’te seyir halindeki 3 ATV aracından biri arızalanmış, yol kenarına çekilen arızalı araç tamir edilmeye çalışılırken aynı yönde ilerleyen iki araçtan birisi buradaki 3 ATV'ye çarpmış, yaralanan 5 kişiden Oğuz Murat Aci hayatını kaybetmişti.
Kazaya neden olan 17 yaşındaki sürücü Timur Cihantimur'un kaza yerine gelen annesi Eylem Tok'un aracıyla buradan uzaklaşıp annesiyle önce Mısır'a, ardından da ABD'ye gittikleri tespit edilmişti.
Yürütülen soruşturma kapsamında Timur Cihantimur ve anne Eylem Tok’un yurtdışına kaçmasını sağladığı iddiasıyla Bülent Cihantimur’un şirket çalışanı olan Ayşe Ceren Saltoğlu bir süre tutuklu kalmıştı.
Şüphelilerin iadesi için geçici tutuklama talep evrakı, Adalet Bakanlığınca ABD yetkili makamlarına iletilmiş, Florida federal mahkemenin kararı üzerine Cihantimur ve Tok, 14 Haziran'da Boston'da polis tarafından yakalanmıştı.
18 Haziran'da mahkemeye çıkarılan anne oğulun tutukluluk hallerinin devamına karar verilmiş, Cihantimur'un avukatları "müvekkillerinin kaldığı tutukevinin şartlarının çok kötü" olduğunu savunarak, ev hapsi veya yerinin değiştirilmesi talebinde bulunmuş, ancak 21 Haziran'da yapılan Cihantimur'un ikinci duruşmasında hâkim bu talebi reddetmişti.