Parmak izi karakter sayısı arttı, cinayet çözüldü! Mualla'nın katilleri 16 yıl sonra tespit edildi
Jinekolog doktor, muayenesine geldiğinde kapıda kendisini bekleyen hastasıyla karşılaştı. Kapıyı çalan hastaya sekreteri kapıyı açmamıştı. Zil bir kez daha basıldı ama içeriden bir ses gelmedi ve doktor anahtarla kapıyı açarak hastasıyla içeri girdi. Odasına giren doktor kan donduran cinayetle karşılaştı. Defalarca bıçaklanmış kadın sekreteri öldürülmüştü. Kadının ağzı ile kolları da koli bandıyla bağlanmıştı. Bu cinayet aylarca ve yıllarca çözülmedi. 16 yıl sonra yapılan müthiş bir çalışmayla iki katil zanlısı tespit edildi. Hollywood filmlerini aratmayan bir çalışmayla olayı çözen cinayet uzmanı emekli polis memuru Bülent Arpacı, detayları Habertürk'e anlattı. Mustafa Şekeroğlu'nun özel haberi...

Özellikle faili meçhul cinayet vakalarında katilin tespit edilip yakalanması için olay yerinde maddi delil elde etmek çok önemlidir. Bu tür olaylarda en önemli maddi delil katilin olay yerinde veya maktulün üstünde bıraktığı DNA bulguları veya parmak izleridir.
2004 yılında çıkan uyum yasalarından sonra delilden şüpheliye gidilmeye başlandı. Ve bu çalışmalarda en büyük delil her zaman DNA ve parmak izleri oldu. Katil zanlısı ne kadar kaçarsa kaçsın, yıllar sonra yakalandığında da olay yerinde bulunan DNA ve parmak izleri onu ele verir. İşte bu vakalardan biri İstanbul’da 2005 yılında yaşandı.
CİNAYET İHBARI
Tarih yaprakları 25 Mart’ı gösteriyordu. Gelen bir ihbar İstanbul Emniyeti'nin ‘B’ bölgesinin telsiz kanalını hareketlendirdi. Haber merkezi '87 153 merkez ivedi şu adrese gidin ve bize hemen bilgi verin' dedi. Kağıthane İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri anons edilmişti. Kağıthane polisi anonsa karşılık vererek hızla bir doktorun muayenesine doğru yol aldı. 10 dakika sonra ilçe ekipleri haber merkezine telsizle dönerek ‘Merkez, olay yerindeyiz. Olay yerinde ex olmuş bir kadın var. Daha detaylı bilgilerini arz edeceğiz’ dedi. Cinayet ihbarı doğruydu. Olay yeri inceleme ekipleri ve cinayet masası ekipleri hemen bölgeye gönderildi.
Habertürk Muhabiri Mustafa Şekeroğlu ve cinayet uzmanı emekli polis memuru Bülent ArpacıVAHŞİCE İŞLENEN CİNAYET
2 çocuk annesi sekreter kadın vahşice öldürülmüştü. Defalarca bıçaklanan kadının kolları ve ağzı koli bandıyla kapatılmıştı. Olay Yeri inceleme ekipleri geniş çaplı çalışma başlattı. Cinayet masasından gelen ekipler de, bilgi toplayarak çalışmalarını yapıyordu. Genç kadın tam 23 yerinden bıçaklanmıştı. Bu kan donduran cinayeti kim neden işlemişti?
DOKTOR İFADE VERDİ
İş yeri sahibi olan doktorun ifadesine başvuruldu. İhbarı yapan oydu. İfadesinde "Şişli'deki muayenehanemdeydim saat 14.00 sularında Kağıthane’deki muayenehaneme gittim. Gittiğimde kapıda hasta bekliyordu kapıyı çalmış ama açan olmamıştı. Anahtar ile içeri girdim. Herhangi bir olumsuzluk yoktu odama gittim. Biraz geçti, hasta dinlenme odasına gidince Mualla'yı yerde kanlar içerisinde ağzı ve kolları bantlı bir şekilde gördüm" dedi.
11 YIL SONRA
Kağıthane’de vahşice işlenen bu cinayetin üzerinden tam 11 yıl geçti ve olay çözülemedi. Olay yerinde yapılan incelemelerde maktulün üstünde erkek DNA’sı ve parmak izi bulundu. Hatta maktulün üzerinde doktora ait DNA bulgusu da bulunmuştu. Doktor şüpheli olarak görülmedi. Ancak diğer bulunan DNA ve parmak izi ise farklı iki ayrı erkeğe aitti. Bunlar bulunmalıydı. 11 yıl sonra dosya cinayet masasının deneyimli dedektiflerinden bir olan Bülent Arpacı’ya verildi. Yıl 2016. Arpacı, dosyayı incelemeye başladı. Doktorun hasta ziyaretçi listesi alındı. İncelendi. Telefon kayıtlarına bakıldı.
DİKKAT ÇEKEN BİR İSİM
Dosyayı incelemeye başlayan cinayet uzmanı Arpacı, eksik yapılmış çalışmalar varsa önce onlarla başladı. Arpacı "Maktulün üzerinde DNA ve parmak izi vardı. Biz bu DNA ve parmak izinin sahibini aramaya başladık. Tek tek hastaları inceledik. Bir isme ulaştık. Bu kişi doktora eşini getirip götürmüştü. Bazı kayıtlara da baktığımızda olay zamanı o bölgede olduğunu tespit ettik. Bunu tespit etmemiz için de kan örneğini almamız lazımdı. Savcılığa anlattık durumu. Bize kan alınması için talimatı verdi" dedi.
Cinayet uzmanı emekli polis memuru Bülent Arpacı11 YIL SONRA UYUŞTU
Şüpheliyi gözaltına alarak kan örneğini aldıklarını belirten Arpacı şöyle devam etti: "DNA sonucu uyumlu çıktı. Kan örneği, maktulün atletinde bulunan bir kılla uyuştu. Ancak olayda başka bir kişinin olduğunu da düşünüyorduk. Çünkü maktulün ağzını kapatan koli bandında parmak izi vardı. Ayrıca bir saç kepeği de kadının üzerinde bulunmuştu. Bunlar önemliydi" ifadelerini kullandı.
PARMAK İZİ KİMSEYLE UYUŞMUYORDU
DNA’sı uyuşan şüpheli ifadesinde suçlamaları kabul etmedi. Cinayetle bağlantısı olmadığını iddia etti. Ancak elde edilen DNA bunun aksini söylüyordu. Şüpheli 2016 yılında yapılan bu çalışmayla tutuklandı. Tutuklanan şüpheli bir süre sonra cezaevinde kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Cinayet uzmanı emekli polis memuru Arpacı, bir şüpheliyi cezaevine gönderdiklerini belirterek "Bir şüpheliyi bulduk ama biz burada durmadık. Bu dosya bu kişinin tutuklanmasıyla da son bulabilirdi ama biz bunu yapmadık. Olay yerinde bulunan parmak izi kime aitti. Bulunan parmak izi, sabıkalı kişilerle yapılan karşılaştırmada bir türlü uyuşmadı. Aslında biz parmak izi bulunan kişinin kesinlikle başka bir suça karışmış olduğunu düşünüyorduk" dedi.
PARMAK İZİ KARAKTERİ EKSİK KALDI
Olay döneminde parmak izlerinin 14 karakterden uyuştuğunu belirten Arpacı, yıllar sonra bu karakterlerin fazlalaştığını söyledi. Bundan sonra amansız bir takip başladı. Dosya kapatılmadı ve ikinci şüphelinin bulunması için inanılmaz bir çaba sarf ediliyordu. Tarihler Aralık 2020’yi gösteriyordu neredeyse 16 yıl dolmak üzereydi.
İncelenen parmak izlerinden biri dikkat çekti. Arpacı, “Bizim şüphelinin parmak izine benzeyen bir parmak izini bulduk. Ancak geçmiş yıllardaki alınan parmak izi karakteri ile sonradan alınan parmak izi karakterleri arasında rakam olarak farklılık vardı. Hemen bu kişinin profiline baktık. Irak uyruklu biriydi. Olaydan sonra bile suç işlemiş cezaevine girip çıkmıştı" şeklinde konuştu.
3 AY İNCELENDİ
Irak uyruklu Muhammed adlı şüpheliyi 3 ay incelediklerini belirten Arpacı şöyle devam etti: "Bunun ne zaman İstanbul’a geldiğini nerelerde kaldığını tek tek tespit ettik. Olay zamanı Kağıthane’de kaldığını da öğrendik. 6 ayrı sabıka kaydı vardı. Şimdi dersiniz sabıka kaydı vardı niye parmak izi uyuşmadı o zamana kadar, dediğim gibi geçmiş dönem alınan parmak izleri 14 karakter üzerinden inceleniyordu. Sonradan alınan parmak izleri 16 karakter üzerinden inceleniyor. Yani karşılaştırmada karakter eksiği olduğu için uyuşma olmuyordu. Ama katil buysa bunun bir başka yöntemi de vardı."
OLAYI SAÇ KEPEĞİ ÇÖZDÜ
Maktul üzerinden alınan donelere bakıldı. Bir saç kepeği de bulunmuştu. Bunun üzerine Iraklı şüpheli gözaltına alındı. Ve DNA’sına bakıldı. Yapılan incelemede saç kepeğindeki DNA, şüphelinin DNA’sıyla uyuştu. İkinci şüpheli de ortaya çıkmıştı. Koli bandındaki parmak izi bu şüpheliye aitti. Gözaltına alınan şüpheli cinayet masasına götürüldü.
İFADESİ KAN DONDURDU
Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlayan yargılamada sanık Muhammed B., hazır edildi. Sanık savunmasında, 'Olayla alakam yoktur. Ben tornacı dükkanında çalışıyordum. Serkan G.'nin, yan tarafta araç kiralama dükkanı vardı. Yabancı olduğum için bana sık sık harçlık veriyorlardı. Ayakkabı almak için Serkan G.'den yardım istedim oda beraber gidip almayı teklif etti.
"BIÇAKLAMAMI SÖYLEDİ"
16 yıl sonra yakalanan şüpheli avukat eşliğinde ifadesini verdi. İfadesinde cinayeti daha önce gözaltına alınıp tutuklanan Serkan’ın işlediğini söyledi. Kan donduran cinayetin detaylarını şöyle anlattı: "Olayla alakam yoktur. Ben tornacı dükkanında çalışıyordum. Serkan'ın yan tarafta araç kiralama dükkanı vardı. Yabancı olduğum için bana sık sık harçlık veriyorlardı. Ayakkabı almak için Serkan'dan yardım istedim o da beraber gidip almayı teklif etti. Taksiyle gittik bir binaya girdik. Orası ofis tarzında bir daireydi kapıyı hanımefendi açtı. İçeriye girdik, ikisi bir odaya girdiler. Sonrasında boğuşma sesleri duydum, içeri gittim. Serkan kadını kucağında tutuyordu. Her yer kan içerisindeydi, Serkan'ın elinde iki tane bıçak vardı. Birini elime verdi diğerini de boğazıma dayadı 'Seni öldürürüm' dedi. Bıçağı kadının bacağına sapladım, Serkan paspas istedi olay yeri temizlendikten sonra çıktım. Olaydan sonra Serkan bana 'Kimseye anlatırsan seni de öldürürüm' dedi. Hanımefendinin öldüğünü bir yıl sonra öğrendim. Tehdit edildiğim için anlatamadım. Kesinlikle öldürme ve cinsel saldırı eylemlerinde bulunmadım."
CİNAYET DOSYASI KAPANDI
Arpacı bu çalışmanın ardından cinayetin çözüldüğünü belirterek "Ekip arkadaşlarımızla bu olayı çözdük. İkinci şüpheliyi de böylece tespit ettik. Şüpheli cezaevine girdi. Sonradan da ağırlaştırılmış müebbet aldı galiba" dedi. İkinci şüphelinin yakalanmasının ardından vahşi cinayetin 16 yıl sonra dosyası cinayet masası tarafından kapanmış oldu.
KATİLLER AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET ALDI
Olaydan 11 yıl sonra yakalanan Serkan G. adlı şüpheli İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "adam öldürme", "cinsel saldırı" ve "hürriyeti tahdit" suçlarından hapis cezasına mahkum edildi. Dosyası Yargıtay tarafından incelenirken cezaevinde geçirdiği kalp krizinden hayatını kaybetti. 16 yıl sonra yakalanan diğer zanlı Muhammed K'ya da ‘Kasten öldürme’ ve cinsel saldırı suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 10 yıl 6 ay hapis cezası verildi.