Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Genel Sağlık Ağrı Bilimi Ağrı ile yaşamak kader değil!, Ağrı İle Yaşamak, Ağrı Bilimi | Sağlık Haberleri

        Doç. Dr. Kader Keskinbora, doku hasarı olmadan boyun tedavisinin mümkün olduğunu söyleyip sözlerine şöyle devam etti; " Bel ve boyun bölgesindeki ağrılar kas spazmlarına, çeşitli eklemlerin kireçlenmesine (faset eklem) ve disk maddesinin fıtıklaşmasına bağlı olabilir. Bu ağrılar bir aktivite ya da travma sonrası ya da belirgin bir neden olmadan da ortaya çıkabilir. Ani başlayan veya uzun süren inatçı bel ve boyun ağrıları fizik tedavi uygulanmasına rağmen azalmazsa, girişimsel ağrı tedavi seçenekleri gündeme gelir. Bel ve boyun bölgesindeki ağrıya neden olan faset eklemine veya fıtıklaşma nedeniyle etkilenen sinir köklerine enjeksiyon (kortizon) ve radyofrekans tedavisi yapılır. Son yıllarda bel ve boyun sinir köklerine uygulanan radyofrekans akımı tedavisi enjeksiyon tedavisine göre daha etkindir, daha uzun süreli (en az 2 yıl) ağrı sağaltımı sağlar ve doku hasarına neden olmaz."

        DOĞRU AĞRI TEDAVİSİ İLE İLAÇLARDAN KURTULMAK MÜMKÜN

        Yaşlılar genellikle iskelet-kas sistemindeki kireçlenmelere bağlı tüm vücut eklem ve kaslarında ağrı hissedildiğini söyleyen, Doç. Dr. Kader Keskinbora; "Yaşlılarda ağrı tedavisi ilaç tedavisinden, girişimsel ağrı tedavisine kadar değişen geniş bir yelpazeden oluşuyor. İlaç tedavisinde uygun ilacın seçilmesi, kısa etkili ilacın tercih edilmesi, tedaviye düşük dozlarda başlanması, dozun gerekiyorsa kontrollü olarak ve yavaş artırılması, ilaç yan etkilerinin bilinmesi, ilaç kombinasyonlarının yan etkilerinin bilinmesi, ilaca gerektiği süre kadar devam edilmesi önemlidir. Özellikle en sık yapılan hata ise yaşlı hastada kuvvetli ve yüksek doz ağrı kesicileri uzun süreli kullanıyor. Son yıllarda yapılan araştırmalarda kuvvetli ve yüksek doz ağrı kesicilerin sadece mideyi değil damar yapısını da bozduğu sonucu ortaya çıktı. Bu ilaçları uzun süre kullanan hastaların kalp krizi geçirme riski yüksek. Bu nedenle ilaç tedavisinin bu yan etkiler göz önüne alınarak yapılması gerekiyor. Hatta bel, omuz ve diz bölgelerindeki uzun süreli ağrılara yapılacak iğne tedavisi ilaçlardan da kurtulmak mümkün."

        DİZ AĞRISINA RADYOFREKANS

        Doç. Dr. Kader Keskinbora, "Dizin ön kısmındaki ağrılar aslında diz yakınmalarının önemli bir kısmını oluşturur. Diz kapağına aşırı yük binmesiyle diz kapağının altındaki kıkırdak dokuya ve kemiğe de aşırı yük biner. Bu sürecin uzun yıllar sürmesiyle dizdeki kıkırdak doku da bozulmalar hatta halk dilinde kireçlenmeler oluşur ve bunlar da ağrıya neden olur. Ağrı nedeniyle bu hastaların hareketleri de kısıtlanarak yaşam kaliteleri de düşer. Dizin ön kısmındaki bu tür ağrılar ev hanımlarından, ofis çalışanlarına kadar birçok kişide görülür. Hastalarda özellikle merdiven iner-çıkarken, çömelip kalkıldığında ve diz bükülü pozisyonda uzun süre oturulduğunda şiddetli ağrı olur. Uzun yıllar dizin ön kısmındaki ağrıyı azaltmak amacıyla dize çeşitli enjeksiyon tedaviler uygulanıyor. Bu enjeksiyon tedavilerinde kullanılan kortizon ilacının uzun vadede yan etkileri olabiliyor. Günümüzde tıp dünyası doku hasarı yapmayan tedavileri öneriyor. Bu yeni yöntemde diz eklem aralığına radyofrekans akımı pulsed modunda uygulanarak dizin ön kısmındaki ağrıları azaltılıyor. Radyofrekans akımı üreten özel bir jeneratör ve bu akımı dokuya ileten bir radyofrekans iğnesi ile diz eklem aralığına ultrason eşliğinde girilerek uygulanıyor. Hastaya uygulama bir kez yapılır ve ortalama 6 ay ila 2 yıl süresi boyunca hastaların diz ağrıları azalır ve özellikle merdiven inip çıkmayı ağrısız yapabilirler. Pulsed radyofrekans akımı uyguladığı bölgede doku hasarı yapmadan ağrı sağaltımı sağlamakta ve bu nedenle bu işlem hastaya tekrar tekrar uygulanabilmektedir."

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ