2025’teki Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Devlet Başkanları Zirvesi, 31 Ağustos – 1 Eylül 2025 tarihlerinde, Çin’in Tianjin kentinde yapıldı.
Rusya, Çin, Hindistan ve diğer yedi ülkenin liderleri, Şanghay İşbirliği Örgütü'nün son yıllık zirvesi için bir araya gelerek ABD'nin küresel liderliğine meydan okudu. Çin'in liman kenti Tianjin'de toplanan 10 üyeli ŞİÖ, 24 yıl önceki kuruluşundan bu yana boyut ve etki olarak büyümeye devam ediyor.
Tam üyelik kapsamında Belarus, İran, Kazakistan, Kırgızistan, Pakistan, Tacikistan ve Özbekistan da yer alıyor. Başlangıçta ABD'nin Orta Asya'daki etkisine karşı bir engel olarak görülen örgüt, 2017'de Hindistan ve Pakistan'ı, 2023'te İran'ı ve 2024'te de Belarus'u kapsayacak şekilde genişledi.
Zirvede, Rusya Devlet Başkanı Putin ile Çin lideri Şi Jinping arasında “sınırsız ortaklık” vurgusu öne çıktı. Ayrıca Putin, NATO ve ABD etkisine karşı “Avro-Atlantik modele bağlı olmayan” dengeli bir güvenlik sistemi önerdi.
Xi Jinping, ABD öncülüğündeki mevcut küresel sistemin yerini alabilecek, daha adil ve kapsayıcı bir sistem vizyonu olan Global Governance Initiative (GGI)’yi sundu. Bu girişim, uluslararası kuralları yeniden şekillendirmeyi amaçlıyor.
Zirvede, uzun süredir tartışılan fakat bugüne kadar hayata geçirilemeyen SCO Kalkınma Bankası kurulumuna ilişkin somut adımlar karara bağlandı. Çin, bu yapı üzerinden altyapı ve ekonomik projeleri finanse etmeyi hedefliyor.
Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Kısa Kısa
Kuruluşu: 2001’de Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan tarafından kuruldu.
Üyeler: Çin, Rusya, Hindistan, Pakistan, İran, Belarus, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan (10 ülke). Örgüt üyesi ülkelerin yüz ölçümlerinin toplamı, Avrasya kıta parçasının yaklaşık yüzde 65'ini kapsıyor, dünya nüfusunun yüzde 40'ını ve küresel gayrisafi hasılanın yüzde 30'unu temsil ediyor.
Amaç: Başlangıçta sınır güvenliği ve radikal tehditlerle mücadele; bugün ekonomik, siyasi ve güvenlik işbirliğini kapsıyor.
Öne çıkan faaliyetler: Ortak askeri tatbikatlar, güvenlik koordinasyonu, enerji ve altyapı projeleri. Genişleme süreci: 2017’de Hindistan ve Pakistan, 2023’te İran, 2024’te Belarus katıldı. Eleştiriler: Demokratik standartların düşük olduğu ülkeleri bir araya getirmesi ve Batı karşıtı bir blok gibi algılanması.
Bölgesel bir bloktan daha geniş bir ittifaka
2001 yılındaki kuruluşundan bu yana ŞİÖ'ye esas olarak bölgenin ekonomik süper gücü Çin hakim olurken, Rusya ise örgütü eski Orta Asya Sovyet cumhuriyetleri; Kazakistan, Özbekistan, Tacikistan ve Kırgızistan üzerindeki etkisini sürdürmek için kullanmaya çalıştı.
Rusya'nın ekonomik etkisi, özellikle Batı'nın giderek ağırlaşan yaptırımları altında giderek azalırken, hem Rusya hem de Çin örgütü bölgesel askeri işbirliği için bir çerçeve olarak kullandı.
Belarus, İran, Pakistan ve Hindistan daha sonra ŞİÖ'nün gelişen etkisinden pay almak amacıyla birliğe katıldılar, ancak üyeliklerinin değeri henüz netleşmiş değil. İran ve Belarus yaptırımlar ve insan hakları ihlalleri nedeniyle uluslararası kınamalara maruz kalırken, Pakistan askeri donanım konusunda Çin'e büyük ölçüde bağımlı durumda.
Xi Jinping'in çok kutupluluk vizyonu
Chicago Üniversitesi'nden siyaset bilimci Dali Yang, ŞİÖ'nün Çin'in kurucuları arasında yer aldığı en önemli bölgesel örgütlerden biri olduğunu söylüyor:
"Çin liderliği için ŞİÖ günümüzün başlıca sorunlarıyla başa çıkmada etkili olmasa da uluslararası arenada mevcut ilişkilerin sürdürülmesine büyük önem veriliyor."
Miami Üniversitesi'nden Çin siyaseti uzmanı June Teufel Dreyer, ŞİÖ'nün bir diyalog platformu olmaktan çıkıp "üye ülkelerin vatandaşlarına somut sonuçlar getiren tam teşekküllü bir pratik işbirliği mekanizmasına" dönüşmek istediğini belirtiyor. Ancak bu dönüşümün ne amaçla ve nasıl bir yolla olacağı belirsizliğini koruyor.
"Çin Devlet Başkanı Xi Jinping için Tianjin'deki toplantıya başkanlık etmek ona olumlu bir tanıtım sağlayacak ve muhtemelen yeni bir küresel dünya düzeninin lideri olarak imajını daha da güçlendirecektir."
Hindistan'ın katılımı denklemi değiştirebilir
Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başlamasından bu yana Hindistan, Rus petrolünün önemli bir alıcısı haline geldi ve Washington ile gerilimi artırdı. Başbakan Modi, Çin'le görüştükten sonra bu ülkeyle ilişkilerin geliştirilmesinde "istikrarlı bir ilerleme" kaydedildiğini belirtti ve "birbirlerinin çıkarlarına saygı duyduklarını ve hassas olduklarını" ifade etti.
Hindistan'ın ŞİÖ'ye girişi Rusya ve Çin'in birlik üzerindeki hakimiyetine meydan okuma potansiyeli taşıyor. Ticari bağlarına rağmen Hindistan'ın Rusya'nın Ukrayna'daki savaşına ya da Çin'in Tayvan ve Güney Çin Denizi üzerindeki hak iddialarına anlamlı bir destek sunması pek olası değil.
Hindistan ayrıca uzun zamandır Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde daimi bir koltuk istiyor ancak muhtemelen Batı üzerindeki etkilerinin azalmasını önlemek için Çin ve Rusya'dan sadece ılımlı bir destek aldı. Yine de Yeni Delhi, Washington dış ticaretinde belirsizlik yaymaya devam ettiği sürece çok az şey kaybedecek gibi görünüyor.
Hindistan haziran ayında ŞİÖ savunma bakanları toplantısında ortak bir bildiriyi imzalamayı reddetti çünkü bildiride 22 Nisan'da Hindistan kontrolündeki Keşmir'de turistlere yönelik ölümcül silahlı saldırıdan bahsedilmemesini Pakistan yanlısı bir tutum olarak değerlendirdi.
Kalkınma bankası ve enerji işbirliği
Şangay İşbirliği Örgütü'nün bu zirvesinden öne çıkan bir diğer önemli karar da Çin'in bir kalkınma bankası kurulmasını hızlandırmayı ve enerji işbirliği için uluslararası bir platform oluşturmayı planladığını duyurması oldu.
Xi, ŞİÖ'nün kapsamını genişletmeye çalışıyor. Örgüt tarafından yönetilen bir kalkınma bankası için ilk planları açıkladı, yeşil ve enerji endüstrileri için bir işbirliği platformu başlattı ve önümüzdeki üç yıl içinde örgütün üyelerine 1,4 milyar dolarlık kredi sözü verdi.
Xi ayrıca ŞİÖ üyesi ülkelerin ABD tarafından kontrol edilen GPS sistemine alternatif olarak Çin'in BeiDou uydu sistemini kullanmalarının önünü açtığını söyledi.
Putin, ŞİÖ'nün "dünyada daha adil ve eşit bir küresel yönetişim sistemi oluşturma çabalarında öncü rol üstlenebileceğine" inandığını söyleyerek Xi'nin girişimlerini desteklediğini ifade etti.
Xi, ülkelerin Soğuk Savaş düşüncesini, rakip güç bloklarını ve zorbalığı reddetmeleri ve bunun yerine BM merkezli uluslararası sistemi korumaları gerektiğini vurguladı. Xi, çoklu güç merkezlerine sahip bir dünya düzeni ve daha adil ve dengeli bir küresel yönetişim sistemi çağrısında bulundu.
ABD'nin Çin'e yönelik sert yaklaşımına atıfta bulunarak Soğuk Savaş zihniyeti olarak adlandırdığı politikalara karşı konuşan Xi, "Soğuk Savaş zihniyetinin, zorbalığın gölgeleri dağılmıyor ve azalan değil artan yeni zorluklar var. Dünya yeni bir çalkantılı değişim dönemine girdi ve küresel yönetişim yeni bir kavşağa geldi" dedi.
Singapur Ulusal Üniversitesi Lee Kuan Yew Kamu Politikası Okulu'nda profesör olan Alfred Wu, Xi'nin "alternatif bir dünya düzeni sağlamaya çalıştığını, çünkü ABD liderliğindeki dünya düzeninin büyük ölçüde düşüşte olduğunu" belirtiyor.
Putin'den Xi'ye kritik destek
Rusya'nın Çinli ortaklarıyla birlikte Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası'nda reform yapılmasını desteklediğini söyleyen Putin, "Finansın, küresel çoğunluğun çıkarlarına ters düşen yeni sömürgeciliğin bir aracı olarak kullanılmasına son verilmesi elzemdir" dedi.
Çin, ŞİÖ'nün küresel sahnede daha büyük bir rol üstlenmesi konusunda istekli olsa da örgütün ne kadar etkili olabileceği henüz belli değil. Örgüt geçmişte üye devletlerin güvenlik girişimlerini desteklemeye odaklanmıştı. Çin, örgütün terörizm, ayrılıkçılık ve aşırıcılıkla mücadelede etkili olduğunu belirtiyor.
Güney Kaliforniya Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler Profesörü Derek Grossman, "Terörle mücadele tatbikatları, kendi başına terörle mücadeleden ziyade otoriter rejimlere yönelik tehditlere karşı koymakla ilgili" yorumunu yapıyor.
Grossman'a göre ŞİÖ zirvesinin erişimi ve etkisi nihai olarak sınırlı olsa bile bir şey açık: "Çin diplomatik bir yükselişte ve ABD kendi kendini yok ediyor."
Erdoğan da zirveye katılmıştı
Cumhurbaşkanı Erdoğan da gözlemci ülke lideri olarak zirveye katılım gerçekleştirdi.
Çin, Rusya ve İran liderleriyle görüşen, toplu görüşmeye de katılan Erdoğan, Çin dönüşü yaptığı açıklamada, "Çin, Türkiye'nin bölgesel önem ve etkisinin farkında. Bu nedenle Türkiye'yi önemli bir aktör olarak görüyor. Çin ile ilişkilerimizi geliştirmenin gayreti içerisindeyiz. Ekonomik ilişkilerden dijital teknolojilere, enerjiden sağlığa birçok alanda iş birliği fırsatlarını değerlendiriyoruz. Biz, dünyaya yalnızca Doğu-Batı ekseninde bakmıyoruz" açıklamasını yaptı.