Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten açıklamalar - Gündem haberleri

        Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında gerçekleşen AK Parti MKYK Toplantısı sona erdi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, toplantı sonrasında açıklamalarda bulundu. Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Adaylık derdim yok' sözleriyle ilgili olarak "Cumhurbaşkanımızın liderliği bir referans ve adrestir. Birikimi devlet ve millet hayatımız için vazgeçilmez bir hazine hükmündedir. Ancak tabii her zaman takdir milletimizindir" dedi.

        Çelik'in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

        "ÖZEL'İN AK GENÇLİKTEN DERS ALMASI GEREKİR"

        AK Parti'nin aynı zamanda dünyanın en büyük gençlik hareketlerinden olduğu bir kez daha ispat eden toplantı oldu. AK Parti Gençlik Kolları kardeşimiz Yusuf İbiş'i tebrik ediyoruz. Sayın Özgür Özel geçtiğimiz günlerde siyasi hayatımızın en absürd işlerine imza atarak AK gençliğe çağrıda bulunmuş. AK gençliği Cumhurbaşkanımızdan farklı bir tutum almaya çalışmış. Üst üste siyasi yanlış yapmanın Özgür Özel açısından haber değeri yok. AK Gençliği kendi partisi içindeki hiziplerden biri zannetmiş. Özgür Özel'in AK gençliğe çağrı yapması değil AK Gençliğin Cumhurbaşkanına bağlılığından ders alması gerekir.

        "ESAS OLAN SURİYE HALKININ YANINDA OLMAK"

        REKLAM

        Topu alıp maç yapmaktan bahsetmiş Özgür Özel. AK gençlik zaten sürekli sahada. Özgür Özel'in partisinin geçmişiyle yüzleşip sahayı çalma huylarından vazgeçmeleri gerekiyor. Geçtiğimiz gün Suriye Cumhurbaşkanı Şara'nın son derece önemli ziyaret oldu. Suriye'de yaptırımların kalkması yönünde çok ileri noktalara gelindi. ABD Başkanı Trump da yaptırımların kalkması açısından Cumhurbaşkanımızın çağrısına olumlu cevap verdiğini ifade etti. Arkasından AB'den açıklamalar geldi. Bu dönemde Suriye'ye herhangi şekilde siyasi biçim çizmek değil; esas olan Suriye halkının bu kritik günlerdeki yürüyüşünün yanında olmaktır.

        "ŞARA VE EKİBİ ÇOK İYİ BİR SÜREÇ YÜRÜTTÜ"

        Suriye'de özellikle toplumsal hayatta etnik ve mezhep grupların özgürlüğünün sağlanması, dini ve azınlık grupların, kadın haklarının güvence altına sağlanmasıdır. Fitne tohumu ekmeye çalışanlara karşı duyarlı olunması şimdiye kadar gösterilen hassasiyet son derece önemlidir. Bütün kesimlerin bütün boyutlarıyla birlikte bir arada kardeşçe yaşamasını, her birinin toplumsal hayatta ve yönetimde temsil edilmesinin kıymetli olduğunu ifade ettik. Şara ve ekibi çok iyi bir süreç yürüttüler. Suriye'nin birliğine, dirliğine, istikrarına katkı sağlamak bölge barışı ve Suriye'nin geleceği açısından en doğru iş olacaktır.

        "İSRAİL'İN SALDIRGANLIĞI İSTİKRARSIZLIK SEBEBİ"

        Şu anda istikrarsızlıştırıcı tek unsur vardır orada, İsrail'in saldırılarıdır. İsrail saldırganlığı hem Suriye'yi hem bölge barışını tehdit eden birinci etmendir. Bütün bölgenin güvenliğini riske atan Netanyahu ve ekibinin katliamcı politikasını Suriye'ye de genişletme çabasından başka bir şey değildir. Suriye'de birtakım vekalet savaşlarına imza atanların en büyük argümanlarından bir tanesi DEAŞ'la mücadeleydi. Hem Türkiye'nin ortaya koyduğu tezler hem Suriye yönetiminin hassasiyeti, asıl istikrarı sağlayacak olanın DEAŞ'la mücadeleyi yapacak olanın Suriye'nin kendi dinamikleri ile ortaya koyduğu irade olduğunu göstermiştir.

        "SOMUT ADIMLAR BİR AN ÖNCE ATILMALIDIR"

        Suriye'nin istikrarı konusundaki bütün bu adımları hassasiyetle takip ettiğimizi ve bundan sonrasında da aynı desteği vereceğimizi ifade ediyoruz. Dünyanın gözü önünde İsrail'in soykırım, katliam siyaseti her gün yeni acılara imza atılarak devam ediyor. Netanyahu'nun kişisel durumlarını garanti altına almak için on binlerce insanı katliama gönderdikleri soykırım faaliyetidir. İngiltere'nin İsrail'le yürüttüğü ticaret anlaşması müzakerelerini askıya alması son derece önemlidir. AB'den ve dünyanın çeşitli yerlerinden seslerin bu kadar net olması önemlidir. Esas olan somut adım atılmasıdır. Siyasi irade açısından devletlerin yoğun şekilde Filistin'i tanıması son derece önemli mesaj olacaktır. Somut adımların uluslararası toplumların ortak iradesiyle atılması son derece kıymetli olur.

        "ESAS MESELE SİLAHLARIN BIRAKILMASIDIR"

        Terörsüz Türkiye konusunu yakından takip ediyoruz. Sürekli olarak değerlendirmelerimizi yoğun biçimde yapıyoruz. Gelinen aşamada olması gereken terör örgütünün bütün unsur ve uzantılarıyla silah bırakması ve kendisini feshetmiş olmasıdır. Yapılan açıklamanın somut olarak sahada ve eksiksiz olarak hayata geçmesi gerekiyor. Terör örgütünün finansmanını sağlanan yapıların, Suriye, Irak, İran'daki kollarının, Avrupa'daki yapılanmalarının fesih sürecini gerçekleştirmesi, silahlı unsurların silah bırakması esas meselesidir.

        "TSK VE MİT SAHADA MEKANİZMA OLUŞTURACAK"

        Burada gündem terörsüz Türkiye'dir. Terör örgütünün silah bırakması ve kendisini feshetmesi gündemidir. Irak'taki süreçte, Irak hükümeti ile aramızdaki anlaşmalar çerçevesinde diyalog yakın şekilde sürdürülüyor. Bağdat, Süleymaniye, Erbil'le koordine edilecek konularda ilerleme sağlanmaya devam ediyor. MİT, TSK sahada kurdukları mekanizmalarla silah bırakma sürecini doğrulama mekanizmaları oluşturuyorlar. Bunun ne düzeyde olduğu teyit edilecek, her aşamada kontrol edilecek. Suriye'de de terör yapılanmasının sona ermesi gerekiyor. Bu mesele hem Türkiye'nin sınırları içinde hem dışında çeşitli mekanizmalarla, İçeride İçişleri Bakanlığı'nın kuracağı mekanizmalarla takip edilecek. İnşallah bir sonuca ulaşılacak. Bölge açısından da bölgeyi istikrarsızlaştırmak isteyen unsurların sürekli olarak terör örgütlerini araç olarak kullanması bölgede büyük istikrarsızlıklar ortaya çıkarmaktadır.

        "SİYASİ PARTİLERİN ORTAYA KOYACAĞI DİL ÖNEMLİDİR"

        Hem siyaset görüntüsü altında siyasi sabotajlar geçmiş dönemlerde görülmüştür ve yine sahada da çeşitli sabotajlar sözkonusu olabilmektedir. Terörsüz Türkiye hedefinden ayrılınmaması çok önemlidir. Farklı anlayışlardan ve farklı tutumlarla yanlış değerlendirmeler yapılabiliyor, bunlara verilecek en büyük cevap terörsüz Türkiye konusunda kararlı, sabırlı, süreci izanla yöneten, odağını kaybetmeyen yaklaşım sergilemektir. Türkiye'nin hukuk devleti, Türkiye Yüzyılı hedefleri açısından terörsüz Türkiye stratejik olacaktır. Sahada somut olarak görülmesi gereken meseledir. Bu meselenin doğrulama mekanizmalarının çalışması, siyasi partiler açısından bu süreçleri olgunlaştıracak şekilde doğru bir dilin ortaya konması çok önemlidir.

        "SİYASİ ELEŞTİRİLER DEMOKRASİNİN DOĞASI GEREĞİ"

        Bu sürece katkı olarak ortaya koyulan yaklaşımlar, diyaloglar, karşılıklı istişareler fevkalade sonuçlar doğurmuştur. Dolayısıyla bu trafiği önemsediğimizi ifade etmek isterim. Siyasi sabotaj ve söylemler hariç tabii ki siyasi eleştiri olacaktır. Demokrasinin doğası gereğidir. Bunlarla ilgili son derece makul cevaplarımızın olduğunu ifade etmek isterim. En önemli meselenin eleştiriler Türkiye'nin terörden kurtulmasına odaklanmalıdır. Türkiye'nin milli değerlerinden taviz verildiği milli kazanımlarının heba edildiği konusundaki yaklaşımların hiçbir değeri yok. Devletin nitelikleri ve milletin nitelikleri konusunda hiçbir pazarlı yapılmıyor. Doğru olan bütün vatandaşlarımızın ortak geleceği çerçevesinde terörü Türkiye gündeminden çıkarmaktır.

        "ODAĞIMIZ TERÖRSÜZ TÜRKİYE OLMALIDIR"

        Vatandaşlarımızın kendilerini çeşitli kimliklere ait görüyorlar. Mezhep, dini aidiyetlerden yola çıkıyorlar. Her zaman söylediğimiz gibi adlarımız farklı olsa da soyadımız Türkiye Cumhuriyeti'dir. Ülkemizin karşı karşıya kaldığı meseleyi kendi irademizle, kapasitemizle, Türk, Kürt, Alev, Sünni ve diğer unsurlarla kardeşliğimizi pekiştirerek ortaya koymamız başlı başına kıymettir. Önümüzdeki günlerde daha hassas süreçler karşımıza gelecek. Türkiye'nin içinde ve dışında daha çok yoğun tartışma yapılacak. Odağımızın Türkiye Yüzyılı'nda terörsüz Türkiye çerçevesine ulaşmak çok doğru olacaktır.

        SORULAR VE CEVAPLAR

        "YÜCE MECLİS'İN KATKISI KRİTİK VE ÖNEMLİDİR"

        Sayın Bahçeli son derece stratejik yaklaşımlar sergiledi. Tartışmaların odağını terörsüz Türkiye noktasında tutacak şekilde çerçeve çizdi. Yüce meclisin katkısı ve yapacağı liderlik son derece kritik ve önemlidir. Yüce meclisin sürece katkısı son derece kıymetli ve önemlidir. Komisyon çağrısı ise Meclis Başkanlığı tarafından planlanacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın şöyle bir hassasiyeti var. Gelecek nesillere kendi irademizle sivil bir anayasa borcumuz var. Türkiye'nin geleceği açısından böyle. Bu ihtiyaç her zaman sürecektir. Siyasi meşruiyet açısından meseleye bakıldığında bir şekilde şimdiye kadar ki anayasa değişiklikleri meclisin meşruiyeti içinde gerçekleştirilmiştir. Önümüzdeki dönem açısından baktığımızda sivil anayasa dediğimiz, herhangi vesayet odağının için işine karışmadığı anayasa siyasi geleceğimiz açısından son derece kıymetli.

        "CUMHURBAŞKANIMIZIN BİRİKİMİ HAZİNE DEĞERİNDEDİR"

        Bu konu konuşulduğunda iki şey gündeme getiriliyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın yeniden aday olup, olmayacağı ve parlamenter sistem. Halbuki parlamenter istem ve Cumhurbaşkanlığı sistemi demokrasinin içerisinde. Parlamento sisteminin siyasi konsolidasyona ödendiği bedeller biliniyor. Rahmetli olmuş siyasi figürlerin hemen hepsi Cumhurbaşkanlığı sistemini önermişti. Türkiye'de parlamenter sistem varken vesayetin yanında yer alanlar bugün Cumhurbaşkanlığı sisteminin karşısında parlamenter sistemi gündeme getiriyorlar. Şimdi sadece Cumhurbaşkanımıza karşıtlık üzerinden bu konuyu gündeme getiriyorlar. Sayın Cumhurbaşkanımız kendisinin adaylığı ile ilgili tartışmaların bu meselenin parçası olmadığını ifade ediyor. Tabii sayın Bahçeli'nin açıklamasına şükranlarımızı sunuyoruz. Cumhurbaşkanımızın tabii ki yeniden seçilmesini birinci öncelik olarak arzu ederiz. Cumhurbaşkanımızın birikimi, kapasite, liderlik birikimi devlet ve millet hayatımız açısından hazine değerindedir.

        "ARABULUCUK DENDİĞİNDE TÜRKİYE GÜNDEME GELMEKTEDİR"

        Biraz kadrajı genişlettiğinizde Hindistan-Pakistan meselesi, Tayvan ve diğer istikrarsızlık alanlarına baktığımızda Türkiye'nin bu çerçevede barışın, diplomasinin öne çıkmasında önemi var. Bu etkili bir şekilde yönetilmesinden kaynaklanan bir şey. Birbiriyle konuşmayan devletlerle ilgili arabuluculuk dendiğinde Türkiye gündeme geliyor. Sayın Cumhurbaşkanımız seçimler yoluyla işbaşına gelmiş liderler içerisinde en tecrübelisi sayın Cumhurbaşkanıdır. Karşısında oturan kişinin 4-5 tane selefiyle bu dosyaları yürütmüş, çalışma yapmış liderlik kapasitesine sahip. Türkiye Yüzyılı hedeflerine ulaşabilmesi aynı zamanda terörsüz Türkiye hedefi, terörsüz bir bölge anlayışına ilham oluşturması açısından yepyeni diplomasi tarzının gündeme gelmesi sözkonusu olacak. Burada da sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği herkes açısından bir referanstır, adrestir.

        "SAYIN BAHÇELİ'YE BİR KEZ DAHA ŞÜKRANLARIMIZI SUNUYORUZ"

        Sayın Cumhurbaşkanımızın devletimize ve milletimize, milletimizin verdiği yetki çerçevesinde bu hizmetinin devam etmesini arzu ederiz. Her zaman söylediğimiz şudur; millet ne derse o olur. Bizim hepimizin kanaati, kendisiyle yakın çalışıyoruz, birçok ülke için çok ağır travma kaynağı olan bazı krizler sayın Cumhurbaşkanımız açısından son derece kolay yönetilen, ileri götürülmesi hususunda berrak yol haritasına sahip olunduğu krizlerdir. Sayın Bahçeli'ye bir kez daha şükranlarımızı sunuyoruz. Devlet ve millet açısından sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği bir hazine kıymetindedir.

        AF TARTIŞMALARI

        Bu konu yargı reformu çerçevesinde ceza adaletinin sağlanmasıyla ilgili düzenlemeden ibaret. Bu akşam da bununla ilgili toplantı yapacağız. Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan yargı r eformu çerçevesinde ceza adaletinin sağlanmasıyla ilgili konudur. Yaşlı, tutuklu çerçeve içinde gündeme alınan konular vardır. Bununla ilgili süreci olgunlaştırıyoruz.

        "GAZZE ÖYLE DURDUĞU SÜRECE DÜNYA DÜZENİNDEN SÖZ EDİLEMEZ"

        Sayın büyükelçi ana çizgileriyle doğru bir açıklama yapmış. Büyük devletlerin yaptığı müdahalelerin adına demokrasi getirme şeklinde isim konulması, esasında demokrasi ve insan hakları gibi kavramların belli devletin çıkarını sağlamak amacıyla müdahale olduğunu gördük. Coğrafi gerçekliğe, sosyolojik gerçekliğe uymayan bir sürü şey yapılmıştır. Bugün tartıştığımız şey artık sınırların değişmesi değil. Bir yanda petrol varsa maden kaynakları varsa nedense oralara demokrasi getirme yaklaşımını sergilediler. Sonuçta bunun herhangi demokratik sonuç üretmediğini, insan haklarına faydası olmadığını gördük. Burada demokrasiyi bu tip müdahalelere bağlı bir şey olarak düşünmek hastalıklı bir zihin yapısı. Burada işbirliklerinin geliştirilmesi, ekonomik, kültürel entegrasyonunun artması gibi meseleler üzerinde kafa yorulması gerekirdi. Birinin kazandığı diğerinin kaybettiği model değil kazan kazan modelinin kurulması gerekir. Sayın Büyükelçi bölgeyi iyi tanıyan birisi. Masa üstünde harita yapmak, sınır çizmek askeri güç dayatarak demokrasiyi getirmek gibi modelden geri durmak dünyanın önünde yeni fırsatları açabilir. Bazı ülkeler Afrika'ya müdahale ederken BM kararı aramıyorlar mesala. Bugünkü dünyada esas kriz de budur. Uluslararası düzenin dikişleri niye sökülüyor? Uluslararası kuralların inandırıcılığı kalmadı. Herhangi geçerliği olsa Gazze'de bu soykırım olmaması lazım. Bir de askeri güç dayatarak demokrasiyi götürmek tamamen yanlış bir şey. Bunun kalkması ve vazgeçildiğini söylenmesi son derece kıymetli. Mesele şu yerine kim gelecek? Herkesin birbiriyle güç üzerinden ilişki kurduğu dünya barbarlığa dönmek anlamına gelir. Güç odaklı sonuç almak yerine kurallar, ilkeler üzerinden meselenin ele alınması lazım. Gazze öyle durduğu sürece kimse dünya düzeninden vazgeçemez.

        Haberin görseli AA tarafından servis edilmiştir

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ