Kardeşin duymaz, göçmen kadınlar duyar!
46 bin kadının üye olduğu Göçmen Kadınlar grubu, yurtdışında yaşayıp birbirine destek olan devasa bir dayanışma platformu…
Hiç 46 bin kişilik bir aile gördünüz mü? Bu ailenin kadınları birbirine görünmez iplerle bağlı…
“Kadın kadının yurdudur” diyerek birbirine destek olan 46 bin kişilik aile!
En son ne zaman biri tüm samimiyetiyle size “Neye ihtiyacın var, söyle…” ya da “Korkma ben yanındayım” dedi?
“Göçmen Kadınlar” grubunda her gün yüzlerce kadın birbirine bu sözlerle destek oluyor, hiç tanımadığı kız kardeşlerine el uzatıp, birbirinin yaralarını sardığı gibi mutlu zamanlarını ve coşkularını da paylaşıyor. Nereden mi biliyorum? Arnavutluk’ta yaşayan göçmen bir kadın olarak ben de emzirme sorunlarından sosyal güvence sorularına kadar kafamı karıştıran her konuda soluğu grupta aldığım için biliyorum. Ben de bu dayanışmanın zirvesini henüz yeni göçtüğüm, pandemiyi ve lohusalık dönemini yaşadığım, hastalıktan gözümü açamadığım karlı bir Kosova gününde gruptan arkadaşım Melike’nin gelip çayımı, çorbamı yapmasıyla yaşamıştım.
İşte Göçmen Kadınlar böyle bir topluluk…
Devasa bir dijital dayanışma platformu
Şimdi de 8 Mart Kadınlar Günü vesilesiyle “Yurdumuzu kalbimizde taşıyoruz, dayanışma ile güçleniyoruz” diyerek, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu tarafından yürütülen ‘Mordoğan Mor Yerleşke Kadın ve Çocuk Yaşam Merkezi/ Feminist Akademi’ projesini desteklemek amacıyla bir bağış kampanyası başlatıldı. 8 Mart’ta Londra’da ve Kanada’nın farklı şehirlerinde konser düzenleyip gelirini bağış olarak bu projeye aktaracaklar. Peki kim bu göçmen kadınlar, nedir bu dayanışmanın anlamı diye grubun kurucuları ve moderasyon ekibine sorduk.
“Kariyeri geride bırakmanın hüznü…”
Göçle birlikte gelen yas duygusu ve kimlik kaybının kendisini dayanışma arayışına yönlendirdiğini anlatan Pınar Erbaş Erdurmaz “Dişimle, tırnağımla, binbir emekle inşa ettiğim kariyerimin ve iş hayatımın geride kalışının, kimliğimin çalışan kadın olma unsurunu yitirişimin, kendimi ne ile tanımlayacağımı ve maalesef nasıl yeniden değerli ve işe yarar hissedeceğimi bilememenin içinden bireysel olarak çıkamadım. Uzunca bir dönem bu kaybın travmatik etkilerini ve yasını yaşadım. Tam bu noktada bana yalnız olmadığımı hissettirecek, duygu paydaşlığı, kayıp paydaşlığı yapabileceğim bir grubun varlığı benim için itici oldu” diyor.
“Bazen ailemizden bile daha yakın hissediyoruz”
Grubun temel zeminini her türlü hüznün ve sevinci paylaşma duygusunun oluşturduğunu belirten Esra Pencereci de bu dayanışmayı şu sözlerle ifade ediyor: “Attan düşenin halinden ancak attan düşen anlar derler ya, neticede hepimiz aynı attan düştük ve üstelik şu an o atla arkadaş olmaya çalışıyor, o atı hep birlikte sürmeyi öğreniyoruz. Elbette o atı hiç görmemiş aile üyelerimizden bile daha yakın hissettiğimiz oluyor”.
“Zor zamanlar için avukat ve doktor üyelerimiz devrede”
Grup dayanışmasının sadece kelimelerle değil eylemlerle hayat bulduğunu vurgulayan İngiltere’den Burcu Emran da aile içi şiddet, çekişmeli boşanma süreçleri ve sağlık gibi konularda gelen anonim sorulara verilen destekleri buna örnek olarak gösteriyor. Çünkü bu zor durumlarda avukat, psikolog, doktor gibi uzmanlıkları olan üyeler tavsiye ve yönlendirmelerle sınırlı kalmıyor, acil durumlarda yüz yüze bile destek sağlayabiliyor.
“Dayanışma demek yetmez, bu bir servet!”
Avustralya’da yaşayan grup üyesi Hande Dixon “Dayanışma” kelimesinin bile yetersiz geldiğini söylüyor ve ekliyor: “Bu topluluk hayatımdaki en büyük servetlerden biri! Çünkü kendi tercihlerimizle de olsa ailelerimizden, dostlarımızdan uzakta bir hayat sürerken, zaman zaman yalnızlık, izole olmuşluk hissi ve bitmek bilmez bir öz sorgulama ile de mücadele ediyoruz. Bu yük, ancak ortak tecrübelerden geçenlerce anlaşılabiliyor ve ancak paylaşılınca hafifliyor”.
“Drama yok, sarıp sarmalama var”
Bu duyguların yoğunluğu somut olarak da bir karşılık buluyor. Örneğin Amerika’da yaşayan Neslihan Yalçın hastalık ve ameliyatlara, özellikle son zamanlarda görülme sıklığı giderek artan meme kanseri paylaşımlarına destek yağdığını anlatıyor. Diyor ki “Yine ameliyat durumlarında ‘Çocuklarına ve sana ameliyat sonrası bakarım’ denilmesi, ‘Neye ihtiyacın var, söyle’ denilmesi… Drama yok, gözyaşı yok, olumsuz hiçbir duygu yok; sadece kucaklama, sarıp sarmalama, destekleme ve ‘Ben senin için buradayım’ deme var. Bir insan yapayalnız olduğu yabancı bir ülke de daha ne ister ki, Göçmen Kadınlar desteğinden başka…”
“Birbirimize görünmez iplerle bağlıyız”
Amerika’dan Mehtap Taylor ise üyelerin, hayatının en kırılgan anında gelip destek istediğini aktararak “Çünkü birinin acısı hepimizin acısı, birinin umudu hepimizin umudu oluyor. Bazen bir cümleyle moral veriliyor, bazen kapıya kadar götürülen bir kap yemekle, bazen de hukuki ya da psikolojik destekle. Kimi zaman bu etkileşimden yepyeni dostluklar gelişiyor. En önemlisi, o kadın artık tek başına mücadele etmiyor. Göçmen Kadınlar sadece bir Facebook grubu değil, birbirine görünmez iplerle bağlı büyük bir aile gibi kolluyor üyelerini” diyor.
“Deneyimi Google’da bulamazsınız”
Fransa’da yaşayan Ivgen Nayman’a grubun anlamını sorduğumuzda ise şu cevabı alıyoruz: “Başka bir proje kapsamında Şırnak’ta kurduğumuz okul kütüphanesinin sandalyelere ihtiyacı vardı, ama bütçemiz kalmamıştı. Umutsuzca çözüm önerisi sordum ve grup her zamanki mucizesini göstererek kısa sürede mobilya imalatçısına ulaşıp sandalyeleri okula gönderebildik. Her sorun bize birlikte neler başarabileceğimizi gösteriyor”. Yine grup üyeleri ne zaman toplumsal dayanışma gerektiren bir durum olsa kenetleniyor, deprem zamanı, çadır sınıflardaki öğrencilere okul çantası ve kırtasiye setleri hazırlamak gibi. Tıpkı şimdi olduğu gibi.
8 Mart konserleriyle bağış gecesi
Göçmen Kadınlar bu kez “Yurdumuzu kalbimizde taşıyoruz, dayanışma ile güçleniyoruz” diyerek bir kadın yerleşkesi için harekete geçti. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu tarafından yürütülen “Mordoğan Mor Yerleşke Kadın ve Çocuk Yaşam Merkezi/ Feminist Akademi” projesini desteklemek için bir bağış kampanyası başlattılar. Bu kapsamda 8 Mart’ta Londra ve Kanada’nın farklı şehirlerinde konser düzenleyip, gelirleri de bu fona aktaracaklar. Konsere bizzat katılamayan üyeler ise “askıda bilet” uygulamasıyla destek oluyor.