Tam 25 yıl oldu! Çağla Tuğaltay cinayeti Kayseri yöntemi ile çözülmeye çalışılacak!
İstanbul Fulya'daki evinde vahşice öldürülen 15 yaşındaki lise öğrencisi Çağla Tuğaltay cinayeti 25 yıldır çözülemedi. Olay yerinde bulunan ve katile ait olduğu belirtilen 3 parmak izi, Çağla'nın tırnak arasında görülen bir DNA ile apartman duvarında rastlanan kan lekesinin kime ait olduğu bir açıklığa kavuşmadı. Polisin, 16 yıl önce Kayseri'de kaybolduktan sonra öldürüldüğü belirlenen 3 çocuğun katilinin tespit edilip yakalanma yöntemini bu kez Çağla cinayetinde uyguladığı öğrenildi. Aile avukatlarının, DNA ve parmak izlerinin incelenmesi için savcılığa verdiği yeni isimler olduğu ortaya çıktı. Aralarında pedofili geçmişi olduğu iddia edilen isimlerin DNA ve parmak izlerinin şüpheli DNA ile parmak izleriyle yapılacak karşılaştırılmasına savcılık karar verecek. Ağabey İlker Tuğaltay'ın Ünye'de olduğuna dair 4 tanık da ifade verdi. Habertürk muhabiri Mustafa Şekeroğlu'nun özel haberi...

Tam 25 yıl önce bugün yani 5 Haziran 2000 günü okul dönüşü saat 16.40 sıralarında eve dönen lise öğrencisi Çağla Tuğaltay, katil ya da katiller tarafından boğazı kesilerek vahşice öldürüldü. Babası iş yerinde, annesi ise doktorda olduğu saatlerde eve dönen Çağla, okul kıyafetini çıkaramaya bile fırsat bulamadan cinayete kurban gitti.
3 PARMAK İZİ KİMSEYLE UYUŞMADI
Türkiye gündemini sarsan bu cinayet sonrası olay yerinde inceleme yapıldı. Olay Yeri İnceleme ekiplerinin yaptığı çalışmalarda, mutfakta yabancı birine ait 3 parmak izi bulundu. Parmak izi bulunmasının ardından, öncelikle aile bireyleri sonra apartmanda oturanların bir kısmının parmak izleri alınarak karşılaştırma yapıldı. Parmak izlerinin aile bireyleri ve apartmandakilerle uyuşmaması üzerine, soruşturma genişletildi. Tuğaltay ailesinin yakınları, aile dostları ve ağabey İlker Tuğaltay’ın arkadaşlarının aralarında bulunduğu birçok kişinin de parmak izi alındı, ancak evde bulunan parmak iziyle uyuşmadı.
POLİSE GÖRE CİNAYET NASIL İŞLENDİ?
Olayda en çok merak edilenler arasında Çağla’nın nasıl öldürüldüğü yer alıyor. Cinayet masası dedektiflerine göre cinayet şu şekilde gerçekleşti: "Çağla, kapıyı açar açmaz kendisini takip eden katil ya da katiller bıçak tehdidiyle zorla içeri girdi. Çağla, korkuyla önce mutfağa daha sonra da ağabeyinin odasına kaçtı. Saldırgan küçük kıza tecavüz etmeye çalıştı. Saldırgan Çağla direnince boğazını keserek öldürdü. Zanlı daha sonra mutfakta ellerini yıkarken, bıçakların bulunduğu tahtaya parmak izlerini bıraktı."
KAN LEKESİ VE ÖNEMLİ BUGULAR
Olay Yeri İnceleme ekipleri tarafından evde ve apartmanda bulunan kan lekeleri ile tüm bulgular toplandı. Bıçaklı saldırılarda maktullerin elleriyle kendilerini savunma olasılığı yüksek olduğu için Çağla'nın tırnaklarının arasına katile ait DNA bulaşma ihtimali üzerine tırnaklar kesilerek kriminale gönderildi. İlk incelemelerde herhangi bir bulguya ulaşılamadı.
2 FARKLI ERKEĞE AİT DNA BULUNDU
13 yıl sonra elde edilen tüm bulgular bu kez de Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. İncelemede soruşturmanın seyrini değiştiren gelişmeler yaşandı. Apartman koridorunda bulunan lekenin kan lekesi ve bir erkek DNA'sı olduğu saptandı. Ayrıca Çağla'nın tırnak arasında da bir erkek DNA'sı bulundu. Bu, soruşturmayı sürdüren birimler için çok önemliydi. Artık elde parmak izi dışında, iki farklı erkeğe ait DNA vardı.
NE AİLE NE DE APARTMANDAN BİRİSİYLE UYUŞTU
Bulunan bu veriler üzerine soruşturma genişletildi. Önce kan örneği alınmış olan Çağla'nın babası Nedim Tuğaltay ve evin anahtarı bulunan alt komşu Yasin Ç.'nin DNA'sına bakıldı. DNA'lar uyuşmadı.
AĞABEYİN DNA’SINA BAKILDI
Ardından apartmanda oturanlar ve daha önce ifadesi alınan bakkal çırağı ile aile yakınları, ağabey İlker Tuğaltay'ın arkadaşlarının DNA'sı alındı. Alınan tüm kan örnekleri eldeki DNA'yla uyuşmadı. Olay zamanında Ordu'da olduğu dönemin polislerince tespit edilen ağabeyin de DNA'sına bakıldı. Ancak eldeki iki farklı erkeğe ait olan DNA, kan örneği alınan kimseninkiyle uyuşmadı.
ZAMAN AŞIMI DURDURULAN TEK CİNAYET DOSYASI
Yapılan araştırmalarda o dönem, liseli kız çocuklarını veya yalnız yürüyen kadınları evlerine kadar takip ederek cinsel saldırıda ve cinsel saldırı girişiminde bulunan çok sayıda sabıkalı zanlı incelemeye alındı. Ayrıca başka olaylardan dolayı DNA'ları alınan suçluların arşivde bulunan DNA'larla da karşılaştırılması yapıldı. Yine sonuç alınamadı. Ayrıca kapıcının ifadesi ve DNA’sının alınmadığı fark edildi. Ulaşılan bu bilgi üzerine 20 yıllık zaman aşımı durduruldu. Savcılık soruşturmanın sürdürüldüğünü belirterek zaman aşımının 10 yıl daha uzatıldığını belirtti.
BİRÇOK İHBAR GELDİ
Yaşanan bu 20 yıllık süreç içinde Tuğaltay ailesi gelebilecek önemli bir ihbar için internet sitesi açtı. Tuğaltay cinayeti birçok televizyon programında ele alınıp işlendi. Gelen birçok ihbar değerlendirildi. Ve ihbar edilenlerin DNA'sı alınıp parmak izine bakıldı.
21 yıl sonra ilginç bir gelişme yaşandı. İlk kez mahalleden bir ihbar geldi. Volkan Ö., CİMER’e ihbarda bulunarak o mahallede oturduğunu ve o dönem 17 yaşında olduğunu belirtip "Üst yoldan üstü başı sanki bir kavgadan çıkmış halde biri bana bıçak uzatarak 'Al bunu oraya at' dedi. Ben de 'niye atayım' dedim. Bıçağı uzatan kişi 'ben Y.K.'yım' dedi. Bir gün sonra akrabalarıma gittiğim Balıkesir'de Çağla'nın öldürüldüğünü haberlerde izledim. Y.K.'nın DNA'sına bakılsın" dedi. Başlatılan soruşturma kapmasında bu ihbar ciddi bulunmayarak ihbar edilen Y.K.’nın DNA’sı alınmadı.
KAYSERİ TAKTİĞİ
Tüm bu çalışmaların ardından Aradan 25 yıl geçti ve Çağla Tuğaltay’ı kimin öldürdüğü tespit edilemedi. Parmak izleri ve bulunan iki farklı DNA’nın kime ait olduğu da saptanamadı. Hiçbir zaman rafa kaldırılmadığı belirtilen cinayetle ilgili polis, Kayseri’de 16 yıl önce öldürülen 3 çocuğun olayının çözülme taktiğini Çağla olayında uyguladığı öğrenildi.
MAHALLEDEN AYRILAN KATİL ÇIKTI
Talas ilçesinde 21 Eylül 2009'da Ramazan Bayramı'nın ikinci günü, Ahmet Tuna ve Dilruba Tekin kardeşler ile arkadaşları Türkan Ay (10), esrarengiz bir şekilde ortadan kayboldu.
Olay bir türlü çözülemeyince kurulan özel ekip, olay sonrası mahalleden kimlerin ayrıldığına yönelik çalışma yaptı. Yapılan çalışmalarda olaydan sonra Uğur Veli Gülışık’ın ayrılarak Yozgat’ın bir köyüne yerleştiği tespit edildi. Bu çalışma 556 gün sonra katil zanlısının Uğur Veli Gülışık olduğunu ortaya çıkartmış ve çocukların cesetleri gömülü olarak bulunmuştu.
MAHALLEDEN KİMLER AYRILDI
Bu yöntem Çağla cinayetinde de uygulandı. Yapılan çalışmalarda, olay sonrası mahalleden ayrılan bazı isimlere ulaşıldı. Ve bazı çalışmalarda DNA ile parmak izi alınmayan ölmüş kişilerin isimlerine de ulaşıldı.
OLAYDAN SONRA ASKERE GİTTİ
Mahallede adı sıkça geçen isimler arasında 16 Şubat 2021 günü Eskişehir’de eşi Emel T. ve 4 yaşındaki oğlu ile birlikte evinde bıçaklanarak öldürülen İ.T. de geçiyor. İddialara göre olay dönemi asker kaçağı olduğu öğrenilen ve olaydan sonra askere gittiği iddia edilen İ.T.'nin daha sonra mahalleden taşındığı öğrenildi. Polisin yaptığı çalışmalarda da İ.T.'nin DNA’sı ve parmak izi alınmayan isim listesinde yer aldığı belirtiliyor.
PEDOFİLİ GEÇMİŞİ OLAN ŞÜPHELİ
Polisin yaptığı çalışma dışında Tuğaltay ailesinin avukatları tarafından da yine mahallede olay sonrası taşınan ve sonradan hayatını kaybeden bazı isimlerin DNA ile parmak izlerine bakılması için dilekçe verildi. Verilen isimlerden birinin pedofili geçmişi olan ve olay yeri apartmanına misafir olarak gelip giden biri olduğu öğrenildi.
DNA VE PARMAK İZİ İZNİ SAVCIYA BAĞLI
Aile avukatlarının verdiği isimler ile polisin yaptığı çalışmayla DNA’sı ve parmak izi alınmayan toplam 8 kişiye yakın isim olduğu öğrenildi. Bu kişilerin DNA’sı ve parmak izlerinin, şüpheli parmak izi ve DNA’yla karşılaştırılması için savcılığın soruşturma başlatması gerekiyor. DNA'ların incelenip incelenmeyeceğine savcılık karar verecek.
4 TANIĞIN İFADESİNE BAŞVURULDU
Son aylarda Çağla’nın ağabeyi İlker Tuğaltay’ın olay zamanında İstanbul’da olduğu iddiaları üzerine savcılık başlattığı soruşturma kapmasında 4 görgü tanığın ifadesine başvurdu. İlker Tuğaltay’ı olay akşamı otobüse bindirenler arasında yer alan annesinin kuzenlerinden o dönem avukat olan ve şu an noter olduğu belirtilen tanık “Kuzenim Fatih aradı 'İstanbul’da Çağla’nın dayısı Ali abi beni aradı Çağla evde ölü bulunmuş. İlker’in haberi yok anneannen hasta diyerek onu İstanbul’a gönderin' dediğini söyledi. Biz de Fatih abiyle anlaşarak İlker’in evinin önünde buluştuk. Muhtemelen saat 21.45 sıralarında evine gittik İlker bizi görünce şaşırdı. Ona anneannen hasta hemen gitmen gerek dedik. O da giyinip hazırlandı çıktık. Yunus Emre Parkı'nın ana yol tarafında beklemeye başladık. Otobüsler durmadı. Sonra Fatih abi trafik polisinden yardım istedi. Trafik polisi otobüsü durdurup şoförle konuştu ve otobüs şoförü kabul edince İlker’i bindirdik. Biz de ertesi sabah Fatih abinin arabasıyla annesi ve Samsun’da avukat yakınımızı alarak İstanbul’a geldik. Bu olay hayatımızda büyük bir travma oluşturmuştur. Olayı unutmuş olmamış ve yanlış hatırlamamız mümkün değildir." dedi.
Ağabey İlker Tuğaltay’ın ayrıca olay zamanı okulda olduğunu gören iki sınıf arkadaşın da ifadesine başvuruldu. Sınıf arkadaşları olay günü İlker’i okulda gördüklerini belirtti.