Trump’ın gözü Ukrayna’nın nadir madenlerinde: Masada 26 trilyon dolarlık rezerv var
Ukrayna basını, ABD Başkanı Donald Trump'ın, Ukrayna'ya sağlanan askeri yardımlar karşılığında ülkenin nadir madenlerinden büyük bir pay almak istediğini belirterek bu politikayı sert şekilde eleştiren manşetlere yer verdi. Başkent Kiev merkezli gazeteler, Trump'ın Ukrayna'nın sahip olduğu ve yaklaşık 26 trilyon dolar değerinde olduğu tahmin edilen doğal kaynakları karşılığında baskı altına aldığını iddia etti.

ABD Başkanı Donald Trump kampanya sürecinde sarf ettiği, "Rusya-Ukrayna Savaşı'nı çok kısa süre içinde bitireceğim. Ukrayna lideri Zelenskiy dünyanın en iyi pazarlamacısı, her geldiğinde 60 milyar dolar alıp gidiyor" açıklamalarının ardından dün ilk kez Rus lider Putin'le telefonda görüştü.
Putin'le görüşmesinin öncesinde Fox News'e röportaj veren Trump, ABD’nin Ukrayna’ya yaptığı harcamaları geri almak istediğini belirterek, “Paralarımızın güvence altına alınmasını istiyorum çünkü yüz milyarlarca dolar harcıyoruz.” dedi.
Trump, ABD’nin Ukrayna’ya verdiği desteğin karşılığında 500 milyar dolarlık nadir metal talep ettiğini ve Ukraynalı yetkililerin buna prensipte onay verdiğini öne sürdü. ABD Başkanı, şubat ayı başında yaptığı bir başka açıklamada, Washington’ın askeri destek karşılığında Ukrayna’dan nadir maden tedarik etmesini istediğini açıkça dile getirdi.
“Bir gün Rus olabilirler ya da olmayabilirler. Ama içeriye bu kadar para koyuyoruz ve bu parayı geri almak istiyorum.”
Zelenskiy’den 'maden karşılığı güvenlik' Teklifi
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy, Trump’ın taleplerine karşılık “Madenler karşılığında güvenlik” anlaşması teklif etti. Zelenskiy, ABD’nin Ukrayna’nın geniş doğal kaynaklarına erişim sağlaması karşılığında ülkenin güvenliğini garanti altına alması gerektiğini söyledi.
Zelenskiy, Reuters’a verdiği röportajda, daha önce gizli tutulan nadir maden rezerv haritasını göstererek şu ifadeleri kullandı: “Eğer bir anlaşmadan bahsediyorsak, öyleyse bir anlaşma yapalım. Ukrayna’nın müttefiklerinden güvenlik garantilerine ihtiyacı var.”
Ukrayna lideri, ABD’nin şimdiye kadar ülkeye en büyük desteği sağlayan ülke olduğunu vurgulayarak, “En çok yardımı ABD sağladıysa, en büyük kazancı da ABD elde etmeli” diyerek Washington’a mesaj verdi.
ABD’nin nadir maden yarışı ve Ukrayna’nın zengin kaynakları
Dünyada askeri ve sanayi üretimi için kritik öneme sahip nadir metaller, Ukrayna’nın en değerli doğal kaynakları arasında bulunuyor. Dentons’un Ağustos 2024 raporuna göre, Ukrayna’nın nadir maden rezervlerinin değeri 26 trilyon doları aşıyor.
Ukrayna hükümeti ve Kiev Independent gazetesine göre, bu kaynakların büyük bölümü halen Ukrayna’nın kontrolü altında. ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu’nun (USGS) raporlarına göre Ukrayna, ABD tarafından kritik öneme sahip kabul edilen 50 madenin 22’sine ve AB’nin 34 kritik maden listesindeki 25’ine sahip.
Bu nadir madenler savunma sanayisi, yenilenebilir enerji ve ileri teknoloji üretimi için hayati önem taşıyor.
ABD-Ukrayna anlaşması kapıda mı?
Şubat ayında Politico’ya konuşan Eurasia Center editörü Peter Dickinson, ABD’nin Ukrayna’nın kaynaklarını “kendi çıkarları doğrultusunda” kullanmaya çalıştığını belirtti. Dickinson, “Trump’ın Ukrayna’nın kaynaklarını sömürmesi birçok Ukraynalıya mide bulandırıcı geliyor.” dedi.
Ancak diplomatik kaynaklara göre, Ukrayna’nın varoluşsal bir savaş verdiği göz önüne alındığında, halkın önemli bir kısmı bunu “zoraki bir anlaşma” olarak görüyor. Birçok Ukraynalı, Trump’ın “ülkelerinin haritadan silinmesi yerine, en azından bir güvenlik garantisi karşılığında anlaşma yapmanın daha iyi bir seçenek olabileceğine” inanıyor.
Beyaz Saray yetkilileri, Trump’ın önümüzdeki hafta Zelenskiy ile bir görüşme yapabileceğini ve iki liderin “madenler karşılığı güvenlik” teklifini tartışacağını belirtiyor. Diplomatik kaynaklara göre, anlaşmanın gerçekleşmesi halinde, ABD’nin Ukrayna’dan doğrudan nadir maden ithalatına başlayabileceği ve savunma sanayisini destekleyecek yeni bir strateji belirleyeceği düşünülüyor.
Bu gelişmeler, ABD ve Batı’nın Ukrayna’yı sadece jeopolitik bir mücadelede değil, aynı zamanda küresel sanayi ve enerji kaynakları savaşında da kritik bir oyuncu olarak gördüğünü bir kez daha kanıtlıyor.