Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Bu 7 romanı ya yapay zeka yazsaydı?

        "En bilinen, en çok okunanlar arasında yer alan kitapları şimdi yapay zeka yazsa nasıl olurdu?" sorusu aklıma takıldı. Gemini ve ChatGPT, seçtiğim 7 romanı tekrar "klavye"ye aldı. Bazıları benzer şekilde yorumlanırken, bazılarında da eğlenceli satırlar ortaya çıktı.

        Türk edebiyatının en çok okunan romanları diye arama yaptığımda farklı listeler karşıma çıktı. En çok satan ya da en çok beğenilen listeleri ya çok kişisel hazırlanmış ya da bir veriye dayanmıyordu. Ancak herkesin en azından adını duyduğunu düşündüğüm 7 kitabı seçerek, bunları Gemini ve ChatCPT'den tekrar yazmalarını istedim.

        REKLAM

        Talimat basitti. "Paragrafları; konudan kopmadan, esprili, uygun dille tekrar yaz." İşte tekrar yazmasını istediğim giriş paragrafları ve bana gönderdiği yanıtlar:

        "TELEFONUMUN YAZILIMI BİLE GÜNCELLENDİ"

        Kürk Mantolu Madonna - Sabahattin Ali

        "Şimdiye kadar tesadüf ettiğim insanlardan bir tanesi benim üzerimde belki en büyük tesiri yapmıştır. Aradan aylar geçtiği halde bir türlü bu tesirden kurtulamadım. Ne zaman kendimle baş başa kalsam, Raif efendinin saf yüzü, biraz dünyadan uzak, buna rağmen bir insana tesadüf ettikleri zaman tebessüm etmek isteyen bakışları gözlerimin önünde canlanıyor. Halbuki o hiç de fevkalade bir adam değildi. Hatta pek alelade, hiçbir hususiyeti olmayan, her gün etrafımızda yüzlercesini görüp de bakmadan geçtiğimiz insanlardan biriydi."

        Gemini - ""Hayatım boyunca kimlerle tanıştım, bir bilsen... Ama aralarından biri var ki, beni resmen büyüledi! Aylar geçti, ben hâlâ onun büyüsünden kurtulamadım. Ne zaman kendi kabuğuma çekilsem, Raif Efendi'nin o saf yüzü, bu dünyaya ait olmayan bakışları ve birine rastladığında dudaklarında beliren o garip gülümsemesi canlanıyor gözümde. Aslında o hiç de öyle 'vay be!' dedirtecek bir adam değildi. Aksine, dümdüz, sıradan, her gün yanından geçip gittiğimiz binlerce insandan biriydi. Ama işte, bazen sıradanlık da insanı fena çarpabiliyor..."

        REKLAM

        ChatGPT - "Hayatım boyunca karşılaştığım insanlar arasında öyle biri vardı ki, üzerimde bıraktığı etki hâlâ silinmedi gitti. Aylar geçti, mevsimler değişti, hatta telefonumun yazılımı bile güncellendi ama o etki hâlâ taptaze. Ne zaman kendimle baş başa kalsam – ki bu ara sık sık baş başa kalıyoruz – Raif Efendi’nin o tertemiz yüzü, hayattan biraz elini eteğini çekmiş ama insan görünce içten içe "gülümsesem mi acaba?" diyen o bakışları, gözümün önünde beliriveriyor. Oysa bakınca, “Vay canına, ne adamdı be!” dedirtecek biri değildi. Tam tersine; sıradanın da sıradanıydı. Öyle her gün yanından sessizce geçip gittiğimiz, farkına bile varmadığımız insanlardan biriydi. Ama işte, demek ki bazı insanlar sessiz sedasız hayatımıza sızıp yerleşebiliyor."

        "OKUMA İŞİNİ FAZLA DA BÜYÜTMEYİN"

        Saatleri Ayarlama Enstitüsü - Ahmed Hamdi Tanpınar

        "Beni tanıyanlar, öyle okuma yazma işleriyle büyük bir ilgim olmadığını bilirler. Hattâ bütün mütalâalarım, çocukluğumda okuduğum Jul Vern ve Nik Karter hikâyelerini ortadan çıkarırsanız, Arapça ve Farsça kelimelerini atlaya atlaya gözden geçirdiğim birkaç tarih kitabıyla, Tûinâme, Binbir Gece, Ebu Ali Sinâ hikâyeleri gibi eserlerden ibarettir. Daha sonraki zamanlarda, enstitümüz kurulmadan evvel işsizlikten evde çocukların mektep kitaplarına zaman zaman göz attığım gibi, bazen bütün günümü geçirdiğim Edirnekapı veya Şehzadebaşı kahvelerinde gazeteleri hatme mecbur kaldığım zamanlarda ufak tefek tefrika parçaları ve makaleleri de okudum."

        REKLAM

        Gemini - "Beni bilen bilir, öyle okumakla, yazmakla aram pek yoktur. Hatta şöyle diyelim: Çocukken okuduğum Jules Verne ve Nick Carter maceralarını falan çıkarırsanız, geriye pek de bir şey kalmaz. Okuduğum tüm kitaplar, içinde Arapça, Farsça kelimelerden gına gelip atladığım birkaç tarih kitabı, bir de Tutî-nâme, Binbir Gece gibi eserlerden ibaret. Sonraki zamanlarda, enstitü kurulmadan evvel, işsizlikten evde çocukların ders kitaplarına göz attığım bile oldu. Bazen de bütün günümü geçirdiğim Edirnekapı ya da Şehzadebaşı kahvelerinde gazete okumaya mahkum kaldığımda, önüne gelen tefrika parçalarını falan okurdum. Kısacası, öyle bir kitap kurdu falan değilim yani!"

        ChatGPT - "Beni tanıyanlar iyi bilir: kitapla defterle aram hiçbir zaman “ayrılmaz ikili” kıvamında olmadı. Hatta okuma maceramı çocuklukta okuduğum Jules Verne ya da Nick Carter hikâyeleriyle sınırlarsak, geriye sadece Arapça ve Farsça kelimeleri “hadi bunu da atlayayım” diyerek zor bela taradığım birkaç tarih kitabı kalır. Araya bir de Tûtînâme, Binbir Gece Masalları, Ebu Ali Sina hikâyeleri gibi klasikleri serpiştirirsek, işte okuma serüvenim üç aşağı beş yukarı budur. Sonraları, enstitümüz kurulmadan evvel, evde işsizlik canıma tak ettiğinde çocukların okul kitaplarını kurcaladım. Bir de Edirnekapı ya da Şehzadebaşı kahvelerinde, tüm gün oturmanın vicdan azabını hafifletmek için elim gazeteye gidince, mecburen birkaç tefrika ve makale de gözden geçmiş oldum. Yani kısacası, okuma işini fazla da büyütmeyin; ben daha çok “okur gibi yapanlar” sınıfındandım."

        REKLAM

        TARZAN ÇUKUROVA'DA

        Yaşar Kemal'in İnce Memed'ine ufak bir parantez açmak istiyorum. Yaşar Kemal'in kitabın girişinde yaptığı uzunca ve okuyanı içine çeken satırlar da ChatGPT'ye göre "harika betimleme" sınıfına girmiş.

        İnce Memed - Yaşar Kemal

        "Toros dağlarının etekleri tâ Akdeniz'den başlar. Kıyıları döğen ak köpüklerden sonra doruklara doğru yavaş yavaş yükselir. Akdeniz'in üstünde daima, top top ak bulutlar salınır. Kıyılar dümdüz, cilâlanmış gibi düz killi topraklardır. Killi toprak et gibidir. Bu kıyılar saatlerce içe kadar deniz kokar. Tuz kokar. Tuz keskindir. Düz, killi, sürülmüş topraklardan sonra Çukurova'nın bükleri başlar. Örülmüşçesine sık çalılar, kamışlar, böğürtlenler, yaban asmaları, sazlarla kaplı, koyu yeşil, ucu bucağı belirsiz alanlardır bunlar. Karanlık bir ormandan daha yabani, daha karanlık!"

        Gemini - "Toroslar'ın etekleri, Akdeniz'in ta kendisinden başlıyor! Dalgaların kıyıları dövdüğü o bembeyaz köpüklerden sonra yavaş yavaş yükselip doruklara ulaşıyor. Akdeniz'in üzerinde, pamuk gibi bulutlar keyifli keyifli salınıyor. Kıyılar ise dümdüz, sanki biri cilalamış gibi. Bu killi toprak, resmen et gibi. Saatlerce iç kısma doğru yürüsen bile, o mis gibi deniz ve keskin tuz kokusunu alıyorsun. O düz, killi topraklardan sonra Çukurova'nın o meşhur bükleri başlıyor. Birbirine dolanmış, karmakarışık çalılar, kamışlar, böğürtlenler ve yaban asmalarıyla kaplı, ucu bucağı görünmeyen koyu yeşil bir orman! Öyle karanlık ve yabani ki, bildiğin ormanlar bile yanında halt etmiş!"

        REKLAM

        ChatGPT - "Toros Dağları’nın eteği, Akdeniz’in tuzlu sularından başlar; sahilden başlayıp usul usul doruklara doğru tırmanır. Önce kıyılarda, dalgaların köpüklü yumruklarıyla cilalanmış gibi duran düz topraklar karşılar sizi. Bu killi topraklar, resmen et gibi dolgun, tok bir yapıya sahiptir. Deniz kokusu öyle kolay kolay pes etmez, saatlerce burnunuzun ucunda asılı kalır; tuz deseniz zaten bir kez sinince çıkmaz. Sonra bir bakmışsınız, toprak düzlüğü bırakıp Çukurova’nın büklerine dönüşmüş. Çalı çırpıdan geçilmeyen, kamışların, böğürtlenlerin, yaban asmalarının iç içe girdiği, sanki birileri oturup özenle örmüş gibi sımsıkı, uçsuz bucaksız koyu yeşil alanlar... Öyle ki, insan “Burada Tarzan bile yönünü şaşırır” diyor. Normal bir orman gibi değil; daha karanlık, daha inatçı, daha... vahşi!"

        Bir Düğün Gecesi - Adalet Ağaoğlu

        "İntihar etmeyeceksek içelim bari!"

        “Tezel. Az önce devetabanının dibine bıraktığı içki bardağından boşalan eli titriyor. Ailenin anlayışlı damadı olarak hemen Tezel'in yardımına koşmam gerek. Tezel ne anlayışlı, ne de dengeli olmak zorunda. Titreyen ellerini koltukaltlarına sokuyor. Boşalan bardağına yeniden sarılmamak, o bardağı alıp yere çalmamak için yapıyor bunu. Bulunduğu yerle bir gece için uyum sağlama adına gösterebileceği tek özen bu: Onu da kötüye kullanmayın sakın!.. Benim sabrımı taşırmayın. Hadi Ömer!.. Çabuk ol. Bul şunlardan birini! Nereye kayboldular tepsileri dolaştıranlar?”

        Gemini - "Madem intihar etmiyoruz, bari içelim!" diyor Tezel. Az önce devetabanının dibine bıraktığı bardağına uzanan eli titriyor. Ailenin süper anlayışlı damadı olarak hemen yardıma koşmam lazım. Gerçi Tezel'in ne anlayışlı ne de dengeli olmasına gerek yok. Titreyen ellerini koltuk altlarına sokarak, boşalan bardağına tekrar sarılmamak, onu yere fırlatmamak için resmen kendini zor tutuyor. Bulunduğu ortama uyum sağlamak için gösterdiği tek çaba bu; sakın bu çabayı da boşa çıkarmayın! Benim sabrımı taşırmayın. Haydi Ömer, acele et! Tepsiyle içki dağıtanlar nerede, birini bul!"

        REKLAM

        ChatGPT - "İntihar etmiyorsak, bari içelim!" dedi Tezel. Az önce devetabanının dibine bıraktığı bardaktan boşalan eli hâlâ titriyordu. Ailenin “anlayışlı damadı” kontenjanından olduğum için, hemen gidip yardım etmem gerekiyor tabii. Tezel’in ise ne anlayışlı, ne de dengeli olmak gibi bir zorunluluğu var. Ellerini, yeniden bardağa sarılmamak ya da o bardağı yere fırlatmamak için koltuk altlarına sıkıştırmış. Bulunduğu yere, en azından bir gece idare edebilecek kadar uyum sağlaması onun gösterebileceği tek fedakârlık. Ama bakın, o fedakârlığı da kurcalamayın, suistimal etmeyin... Yoksa benim sabrımı taşırmayın! Hadi Ömer, çabuk! Şu garsonlardan birini bul! Nerede bu tepsi dolaştıranlar, buhar mı oldular?

        "TAM BİR EDEBİ NAKIŞ GİBİ AMA DİL BİRAZ AĞIR"

        Bir kısa paragraf da Aşk-ı Memnu'ya. ChatGPT bu satılar için "Halit Ziya'nın anlatımıyla tam bir edebi nakış gibi ama dil biraz ağır ve katmanlı" yorumunu yapıyor. Sanırım bu işi biliyor.

        Aşk-ı Memnu - Halid Ziya Uşaklıgil

        "Maun sandalla çarpışmayı andıran bu tesadüflere artık o kadar alışmış idiler ki bugün Kalender'den dönerken gene onun adeta çarparcasına yakından sıyırıp geçişini fark etmemiş göründüler. Beyaz sandalın şık, zarif süvarilerinde küçük bir telaş eseri, bir ufak korku bile uyandıramayarak geçen maun sandala -her iki tarafı görebilmek üzere biraz yan oturan-Peyker başını bile çevirmedi, arkasını sahile vererek Anadolu kıyısına dumanlarını serpen bir vapura dalmış gözleriyle Bihter'in beyaz örtüsünün içinde vakar ve endişe dolu çehresi tamamıyla kayıtsız kaldı; yalnız, valideleri, sarıya boyanmış saçlarının altında gözlerinin manasına derin bir belirsizlik veren geniş bir sürme çemberiyle çevrilmiş gözlerini çevirdi, ucunda gizli teşekkür manası titreyen bir serzeniş bakışıyla maun sandala büsbütün yabancı kalmadı."

        REKLAM

        Gemini - "Maun sandalla bu 'neredeyse çarpışıyorduk' tarzı karşılaşmalara artık o kadar alışmışlardı ki, Kalender'den dönüşte yine yanlarından hızla geçerken görmemiş gibi davrandılar. Beyaz sandalın şık ve zarif yolcuları, en ufak bir panik bile yaşamadılar. Biraz yana dönük oturan Peyker, başını bile çevirmedi; Anadolu kıyısında dumanlar çıkaran bir vapura bakıyordu. Bihter ise beyaz örtüsünün altında vakur ve endişeli ifadesiyle tamamen kayıtsız kaldı. Sadece anneleri, sarıya boyanmış saçlarının altındaki sürmeli gözleriyle onlara baktı. Bakışlarında gizli bir teşekkür ve serzeniş karışımı bir anlam vardı, sanki 'Yine ne işler karıştırıyorsunuz?' der gibiydi."

        ChatGPT - "Maun sandalla bu “tesadüfen çarpışma” hâlleri artık o kadar sıradanlaşmıştı ki, Kalender’den dönerken o sandal yine neredeyse üzerlerine teğet geçmiş ama onlar hiç oralı olmamış gibiydiler. Beyaz sandalda oturan zarif hanımefendiler, bu ani yakın temastan ne irkildi, ne de “acaba?” dedi. Hatta Peyker, öyle yan dönüp oturmuştu ki, hem kendi tarafını hem öteki sandalı görebilecek konumdaydı ama kafasını bile çevirme zahmetine girmedi. Sırtını sahile vermiş, gözleri Anadolu kıyılarına doğru dumanını salan bir vapura dalmışken, yanında duran Bihter’in bembeyaz örtülerin içinde hem vakur hem de hafif endişeli yüzüne en ufak bir tepki bile yansımadı. O tamamen kendi dünyasındaydı. Sadece anneleri, o sarıya çalan saçlarının altından sürmeyle çevrili gözlerini biraz olsun kaydırıp baktı maun sandala. Bakışında hafif bir sitem, ucunda belki belli belirsiz bir “teşekkür mü etsem, kızsam mı bilemedim” titreşimi vardı. Yani öyle tam bir kayıtsızlık da değil aslında... Ama zarif bir soğukkanlılık hâkimdi yine de sahneye."

        REKLAM

        "BENİ YIKAYANIN ELLERİNE SAĞLIK"

        Sevgili Arsız Ölüm - Latife Tekin

        "Huvat Aktaş'ın bir gündüz bir gece süren yolculuğu, bir öğle vakti Alacüvek Köyü ağılının başında son buldu. Bu kez masmavi bir otobüsle çıkagelmişti köye. Otobüs yol boyunca epeyce toz yutmuştu ama yine de güneşin kızgın ışıkları altında ayna gibi parlıyordu."

        Gemini - "Huvat Aktaş'ın bir gün bir gece süren yolculuğu, öğlen vakti Alacüvek Köyü'ndeki ağılın önünde bitti. Bu sefer köye masmavi bir otobüsle gelmişti. Otobüs yol boyunca tonla toz yutmuş olsa da, güneşin altında ayna gibi pırıl pırıl parlıyordu. Anlaşılan o ki, Huvat yine gösterişli bir giriş yapmıştı!"

        ChatGPT - "Huvat Aktaş’ın bir gündüz bir gece süren meşakkatli yolculuğu, öğle güneşinin tam tepede olduğu bir vakitte Alacüvek Köyü’nün ağılı önünde son buldu. Bu sefer köye, masmavi bir otobüsle çıkagelmişti. Yol boyunca tozla fazlasıyla haşır neşir olmuştu araç; ama yine de kızgın güneşin altında öyle bir parlıyordu ki, sanki “Beni yıkayanın ellerine sağlık” der gibi ayna gibi ışıldıyordu."

        REKLAM

        "DÜNYA DURMUŞTU ÇÜNKÜ. BİZ DE..."

        Masumiyet Müzesi - Orhan Pamuk

        "Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum. Bilseydim, bu mutluluğu koruyabilir, her şey de bambaşka gelişebilir miydi? Evet, bunun hayatımın en mutlu anı olduğunu anlayabilseydim, asla kaçırmazdım o mutluluğu. Derin bir huzurla her yerimi saran o harika altın an belki birkaç saniye sürmüştü, ama mutluluk bana saatlerce, yıllarca gibi gelmişti. 26 Mayıs 1975 Pazartesi günü, saat üçe çeyrek kala civarında bir an, sanki bizim suçtan, günahtan, cezadan ve pişmanlıktan kurtulduğumuz gibi, dünya da yerçekimi ve zamanın kurallarından kurtulmuş gibiydi. Füsun'un sıcaktan ve sevişmekten ter içinde kalmış omzunu öpmüş, onu arkadan yavaşça sarmış, içine girmiş ve sol kulağını hafifçe ısırmıştım ki, kulağına takılı küpe uzunca bir an sanki havada durdu ve sonra da kendiliğinden düştü. O kadar mutluyduk ki, o gün şekline hiç dikkat etmediğim bu küpeyi sanki hiç fark etmedik ve öpüşmeye devam ettik."

        REKLAM

        Gemini - "Meğer hayatımın en mutlu anıymış, haberim yok! Keşke bilseydim, o anı dondurur, her şeyi bambaşka bir yola sokardım. O altın değerindeki mutluluk anı, belki sadece birkaç saniye sürdü ama bana saatler, hatta yıllar gibi gelmişti. 26 Mayıs 1975, Pazartesi günü, saat üçe çeyrek civarıydı. O an, sanki biz günahlarımızdan arınmıştık, dünya da yer çekimi ve zamanın kanunlarından kurtulmuştu. Füsun'un terden ıslanmış omzunu öpüp, onu arkadan yavaşça sarmaladım. Sol kulağını hafifçe ısırdım. O anda kulağındaki küpe resmen havada asılı kaldı ve sonra sanki sihirli bir şekilde yere düştü. O kadar mutluyduk ki, o gün şekline bile dikkat etmediğim küpenin düştüğünü bile fark etmedik ve öpüşmeye devam ettik. Düşünsene, aşkın gücü küpeyi düşürmüş!"

        ChatGPT - "Meğer hayatımın en mutlu anıymış da, haberim yokmuş. Bilseydim, belki daha sıkı sarılırdım o ana, belki hiçbir şey bu kadar dağılmazdı. Ama insan, içindeyken anlamıyor ya işte... O an –belki sadece birkaç saniyeydi– ama sanki zaman durmuş, dünya da yerçekimini unutmuş gibiydi. İçimde tarifsiz bir huzur vardı; saatlerce, hatta yıllarca sürmüş gibi geldi. 26 Mayıs 1975 Pazartesi, saat üçe çeyrek kala falan. Füsun’un sıcaktan ve... hani, o yakınlıktan ter içinde kalmış omzuna küçük bir öpücük kondurmuştum. Sonra arkadan sarıldım, biraz da oyunbazlıkla sol kulağını ısırdım. Tam o sırada kulağındaki küpe, sanki “ben burada fazla kaldım” der gibi bir süre havada asılı kaldı, sonra da pat diye düştü. Ama biz o kadar mutluyduk ki, o küpe neye benziyordu, rengi neydi, nasıl düştü… Hiç umursamadık. Öpüşmeye devam ettik. Dünya durmuştu çünkü. Biz de."

        Dipnot:

        Her iki yapay zeka uygulamasının edebi uyarlamalarını okudunuz. "Yapay zeka işinizi elinizden alacak" denilen meslekler arasında roman veya hikaye yazarlığı uzunca bir süre olmayacak gibi. Türk edebiyatının kuvvetli kalemleri yanında yapay zeka daha çok yeni yetme ve haşarı bir çocuğun cümleleri gibi...

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ