Bir koku, bir anı: Beynimiz neden kokularla zamanda yolculuk ediyor?
Bir anda burnunuza dolan o tanıdık koku, sizi yıllar öncesine, çocukluğunuzun bir anına götürebilir. Bilim insanlarına göre bunun nedeni, koku alma merkezimizin doğrudan beynin hafıza bölgeleriyle bağlantılı olması. Peki, kokular nasıl oluyor da geçmişi bu kadar canlı biçimde canlandırabiliyor?
Kokuların duygular üzerindeki etkisi tesadüf değil. Beynimizdeki piriform korteks ve hipokampus arasındaki yakın ilişki, kokuların güçlü bir hafıza tetikleyicisi olmasını sağlıyor. Belki de bu yüzden bir parfüm kokusu, çocukluk yazlarını bir anda gözlerimizin önüne getirebiliyor.
KOKU ALMA DUYUSUNUN KÖKENİ
Koku alma, canlılar arasındaki en eski duyulardan biridir. Havadaki ve sudaki kimyasal maddeleri algılayabilmek için gelişmiş, hatta bakterilerde bile karşılığı bulunan ilkel bir sistemdir. Görme, işitme ve dokunma gibi duyuların ortaya çıkmasından çok önce, canlılar çevrelerindeki kimyasal sinyalleri algılayarak tepki vermeyi öğrenmişlerdir.
DUYULARIN KARŞILAŞTIRMASI
Görme duyusu, gözdeki dört farklı ışık alıcısı sayesinde gerçekleşir. Bu hücreler, ışığı beyin tarafından yorumlanabilecek elektrokimyasal sinyallere dönüştürür.
Dokunma duyusu ise basınç, sıcaklık, soğukluk ve acıyı algılayan çeşitli alıcılara bağlı olarak çalışır. Fakat bu duyular, koku alma sisteminin karmaşıklığı karşısında oldukça sade kalır. İnsan burnunda, farklı kokuları ayırt etmemizi sağlayan 1000’den fazla koku alıcısı (reseptör) bulunur. Bu reseptörler yaşam boyu yenilenir ve alışık olduğumuz kokulara göre duyarlılıklarını değiştirebilir.
KOKULARIN DİLİ
İnsanlar genellikle kokuları tanımlamakta zorlanır. Görüntüleri ya da sesleri betimleyebiliriz; ancak kokular için çoğunlukla karşılaştırma yaparız: “çiçek gibi”, “ıslak köpek gibi”, “taze ekmek kokusu” deriz. Çünkü kokulara doğrudan isim vermektense, onları tanıdık nesnelerle ilişkilendiririz.
KOKU ALMA SOĞANI VE HAFIZA
Kokuların beyinde işlendiği bölgeye koku alma soğanı (olfactory bulb) denir. Bu yapı, hafızanın oluşumunda kilit rol oynayan hipokampusun hemen yanında yer alır. Nörologlar, hipokampusun “epizodik hafıza” adı verilen olay temelli hatıraların depolanmasında görevli olduğunu keşfetmiştir.
Bu nedenle, kokular ve anılar arasında güçlü bir bağ bulunur. Burnumuza tanıdık bir koku geldiğinde, o koku hipokampusla doğrudan etkileşime girer ve geçmişe ait bir anı bir anda canlanabilir.
TALAMUSU ATLAYAN DUYU
İlginç bir şekilde, koku duyusu diğer tüm duyulardan farklı olarak talamus adlı “beyin aktarma merkezine” uğramaz. Görme, işitme ve dokunma gibi duyular önce talamusta işlenir, ardından ilgili beyin bölgelerine gönderilir.
Koku ise bu aşamayı atlayarak doğrudan koku alma soğanına gider. Bu doğrudan bağlantı, kokuların neden bilinçte daha hızlı ve güçlü bir etki yarattığını açıklar. Talamusun filtreleme görevinden geçmediği için, kokuların bilince ulaşmama ihtimali neredeyse yoktur.
KOKU HAFIZASININ GÜCÜ
Son yıllarda yapılan araştırmalar, koku hafızasının neden bu kadar güçlü olduğunu daha iyi açıklıyor. Koku alma soğanının devamında yer alan piriform korteks, yalnızca kokuları ayırt etmekle kalmaz; aynı zamanda kendi hafıza deposuna da sahip olabilir.
Bilim insanları, sıçanlarda bu bölgede elektriksel uyarımlar yoluyla yeni hafızalar oluşturmayı başarmıştır. Özellikle orbitofrontal korteks adı verilen ve karar verme, yargılama gibi üst düzey bilişsel işlevlerden sorumlu bölge uyarıldığında, piriform kortekste kalıcı koku anıları yaratılabilmiştir.
KOKULARIN ANILARI UYANDIRMASI
Özetle, kokuların anıları tetiklemesinin nedeni, koku alma sisteminin beynin derin hafıza merkezleriyle, hipokampus ve amigdala doğrudan bağlantılı olmasıdır. Ayrıca piriform korteksin kendi hafıza kapasitesi, bu bağın gücünü artırır.
Bu yüzden bir koku duyduğumuzda, yalnızca burnumuz değil; zihnimiz de geçmişe doğru bir yolculuğa çıkar. Büyükannemin oyuncak dolabının kokusu gibi… Bir koku, bir anda zamanı geri sarabilir.
Görsel Kaynak: shutterstock