Ece İrtem: 'Kızılcık Şerbeti', Türkiye'nin gerçeklerini yansıtıyor
SHOW TV'nin fenomen dizisi 'Kızılcık Şerbeti'nde Işıl karakterini canlandıran Ece İrtem; Habertürk'e verdiği röportajda; "Dizinin; duyguları yüksek tutan, adrenalini ve temposu yüksek olduğu için sevildiğini düşünüyorum" dedi
Yapımını Gold Film’in, yapımcılığını Faruk Turgut’un üstlendiği, SHOW TV'nin sevilen dizisi 'Kızılcık Şerbeti', bu akşam, 90'ıncı bölümüyle ekrana gelecek.
Senaryosunu: Melis Civelek ile Zeynep Gür’ün yazdığı, yönetmenliğini Ketche’nin üstlendiği dizide başrolleri; Barış Kılıç, Evrim Alasya, Ahmet Mümtaz Taylan, Sıla Türkoğlu, Sibel Taşçıoğlu ile Doğukan Güngör paylaşıyor.
'Kızılcık Şerbeti'nde Işıl karakterini canlandıran Ece İrtem, Habertürk'e diziyle ilgili açıklamalarda bulundu.
Yaşar Üniversitesi Müzik Bölümü Opera Şan Ana Sanat Dalı’ndan mezunusunuz. Oyunculuk serüveniniz nasıl başladı?
Üniversitedeyken sinema televizyon bölümünden arkadaşlarla ortak havuz derslerimiz olurdu. Rol, mimik, sahne ve diksiyon gibi. Ve biz bu arkadaşlarımızın okul projelerinde yani kısa filmlerinde yer alırdık. Bu projelerden birinde okulumuzdaki hocalardan biri kameraya çok yakıştığımı ve istersem beni İstanbul'da bir menajerlik şirketine yönlendirebileceğini söyledi. Başlarda çok hayal gibi gelse de İstanbul seyahatlerimin birinde hocamı arayıp menajerlik şirketine başvurdu. Her şey böyle başladı.
'Kızılcık Şerbeti'nden gelen teklifi kabul etmenizdeki en önemli etken neydi?
En başta tabii ki de Türkiye'nin en beğenilen ve en çok izlenen dizisi olması. Reytinglere baktığımız zaman da bunu hepimiz çok rahatlıkla görebiliyoruz. Annem de dizinin büyük bir hayranı tabii... Bunun da çok büyük etkisi oldu diyebilirim. Akabinde, dizinin kadrosunda oyunculuğunu çok beğendiğim birçok isim var.
'Kızılcık Şerbeti'ne sonradan dâhil oldunuz. Adapte olmanız için rol arkadaşlarınız yardımcı olmuştur. Adapte olma sürecinden bahseder misiniz?
Diziye sonradan dâhil olmama rağmen ekip arkadaşlarım beni inanılmaz sıcakkanlı, samimi ve içlerinden biri gibi karşıladılar. Bu yakınlık benim alışma sürecimi gerçekten çok hızlandırdı. Oyuncu kadrosu ve set ekibi gerçekten çok güzel ve dediğim gibi çok samimi bir çalışma ortamı mevcut. Bunları arada paylaşılan kamera arkası görüntülerinden ne kadar güzel bir çalışma ortamında çalıştığımızı herkes görüyordur sanıyorum. Bu da tabii güzel bir iş olmasını sağlıyor. Genelde hazır kurulu bir işe dahil olmak adaptasyon açısından zordur ama bu süreci, onlar sayesinde kolaylıkla atlattım.
Diziye dâhil olmadan önce hikâyeyle ilgili en çok neyi merak ediyordunuz?
En başta karakterin gidişatını çok merak ettim. Başına neler gelecek ne gibi kaoslar yaratacak ya da nasıl çözümlemelere girecek diye. Son zamanlarda oynadığım karakterler genelde kriz yaratan biraz kaotik diyebileceğimiz karakterlerdi. Onun için yine aynı çizgide mi yoksa farklı seyri olan bir karakter mi diye çok merak etmiştim.
Işıl, Abdullah Ünal'ın en çok hangi yönünden etkileniyor?
Işıl, Abdullah'ın görünen muhafazakâr dünyasının sadece bir kısmını görerek etkilendi. Abdullah’ta görünenin aksine ondan bir şeyler de öğrenebileceğini anladı. Ayrıca daha önce hayatına giren bütün erkekleri kendi idare etmiş bir kadın olarak bence ilk defa Abdullah'ın yanında idare etmeyi değil akışta olmayı deneyimledi. Yani dişil enerjisini fark ettirdi ona Abdullah... Tabii Işıl da bunu çok sevdi.
Işıl ile ortak yönleriniz var mı?
Işıl; enerjik, hayat dolu, başkalarının olumsuz görüşlerine çok da kulak asmayan kendi doğrularına inanan bir kadın. Bu yönden benzerliğimiz biraz var. Ben de hayatımı başkalarının düşüncelerine göre yaşamaktan hoşlanmam. Kararlarımı kendim alırım. İyi ya da kötü sonuçlarına kendim katlanırım. Hayat enerjim her zaman beni en kötü durumda bile “dur bakalım her musibette bir hayır vardır” düşüncesine yönlendirir. Bu özelliklerimin Işıl ile benzeştiğini söyleyebilirim.
'Kızılcık Şerbeti'; reytinglerde her hafta zirvede. Bu ilginin sebebi sizce nedir? Bir izleyici gözünden yorumlar mısınız?
Türkiye’nin dinamiklerini bu kadar iyi anlatan bir senaryo olması. Hayatın içinden ve yaşanabilecek olayları ele aldığı için. Tabii ki gerçekleri de yansıtıyor ama bir yandan da bunu yer yer bazı sahnelerde komedi ile bazı sahnelerde dram ve trajedi ile besliyor. Duyguları yüksek tutan, adrenalini ve temposu yüksek bir dizi olduğu için de izleyiciler tarafından sevildiğini düşünüyorum. Her bir karakterinde toplumda bir yeri var.
Sizi hayatta en zorlayan ve tahammülünüz olmadığı şey nedir?
Söz verilip tutulmaması. Çünkü gerçekten benim için çok zor ve kabul edilebilir bir şey değil. 'Sizi hiç tanımayan birine kendinizi nasıl anlatırsınız?' Derim ki, bu kız serttir ama merttir. Yumruğu pektir derdim. Gerçekten naif bir insan olduğumu düşünüyorum. Bütün canlılara saygı duyuyorum. Gözümün gördüğü, görmediği bütün her şeye saygı duyuyorum. Tek istediğim laubali olunmadan sınırların geçilmemesidir. Lakayıtlığı ve yersiz samimiyeti sevmiyorum. Bunun dışında çok sevgi dolu birisi derdim.
Oyuncu olmasaydınız hangi mesleği yapmak isterdiniz?
Lisedeyken bir ara sayısal bölümüne geçmek istemiştim. Anadolu Lisesi çıkışlıyım. Son sınıftayken doktor olma hayalim oldu ama bence bu genetik, babam da çok doktor olmak istiyormuş. Sonra da üniversitede hukuk fakültesi yazmak zorunda kalmış. Bir ara bölüm değiştirmek istedim ama çok kısa sürdü. Oyunculuk çok sevdiğim mesleğim ama oyuncu olmasaydım doktor olmak isterdim.
"Keşke bu rolü ben oynasaydım" dediğiniz bir karakter var mı?
Yok ama keşke değil de keşke diye düşündüğüm her rolün daha iyisi nasıl olur ve onda ben nasıl olurdum diye düşünürüm. Ve ben bu soruyu bu şekilde dönüştürüyorum.
Set dışında arta kalan zamanlarda neler yapmak size iyi geliyor?
Ben sosyalleşmekten çok motive olan bir insanım. Sık sık arkadaşlarımla vakit geçiriyoruz. Evde kendime müzik yapmayı ve gitar çalmayı çok seviyorum. Masa tenisi, yazları Beach Voleybol oynamayı çok seviyorum. Kışın kayak vazgeçilmezim ama genelde set ve projelerden çok fazlada boş vaktim olmuyor. En çok da sevdiklerimle vakit geçirmeyi seviyorum.
