Fenerbahçe Beko’dan 2025’te tarihi geri dönüş: İşte Euroleague zaferinin hikayesi!
Fenerbahçe Beko, 2024-2025 sezonunda yeniden Avrupa'nın zirvesine çıktı. Sezona Sarunas Jasikevicius'un liderliğinde yenilenmiş bir kadroyla başlayan sarı lacivertliler, sakatlıklar ve zorlu fikstüre rağmen istikrarlı bir performans sergiledi. Sezon ortasında kadroya katılan Errick McCollum'un etkisiyle çıkışa geçen takım, normal sezonu 2. sırada tamamladı. Play-off'ta Paris Basketbol'u 3-0'la geçen Fenerbahçe, Final-Four'da önce Panathinaikos'u, ardından finalde Monaco'yu 81-70 mağlup ederek kulüp tarihindeki ikinci EuroLeague şampiyonluğunu kazandı. Takımın başarısı, bireysel yıldızlardan çok kolektif oyun ve inançla şekillendi. Jasikevicius ise koçluk kariyerindeki ilk EuroLeague zaferine ulaşarak adını tarihe yazdırdı. İşte Fenerbahçe Beko'nun ikinci Avrupa zaferinin öyküsü!

Avrupa’nın en büyük basketbol kültürlerinden birini inşa eden Fenerbahçe için başarının tanımı şampiyonluktan geçer. 2017’de Avrupa’nın zirvesine çıkan sarı lacivertliler, hep ikinci şampiyonluğun hayalini kurdu.
2023/2024 sezonunda tekrardan ait olduğu yer olan Final-Four’a dönen Fenerbahçe Beko, yarı finalde Panathinaikos’a farklı kaybetmişti. O yıl organizasyonu 4. sırada tamamlayan sarı lacivertli ekip, bir bu sezona ise tekrardan aynı parola ile başladı.
2023-2024 sezonunun ortasında takımın başına geçen Sarunas Jasikevicius, bu sefer kendi kuracağı kadroyla sezona start verdi ve beklendiği gibi yaz döneminde kadroda köklü bir değişiklik yaşandı.
Sarı lacivertli ekip hareketli bir transfer döneminin ardından 8 oyuncuyla yollarını ayırdı. Kadroya ise kiralıktan geri dönen Zagars da dahil edildiğinde 7 yeni isim katıldı.
Kadronun birbirine uyum sağlamasının zaman alacağı belliydi. Nitekim sezonun ilk resmi maçı olan Cumhurbaşkanlığı Kupası finalinde Anadolu Efes’e alınan yenilgi, sarı lacivertli ekibi kupadan etmişti.
Fenerbahçe’nin EuroLeague macerası ise 4 Ekim’de iç sahada oynanan Olympiacos maçıyla başladı. Ama tabir-i caizse kabus gibi...
Karşılaşmanın henüz ilk periyodunda Wilbekin’in sakatlığıyla sarsıldı Sarı-lacivertliler. Çapraz bağları kopan Amerikalı oyuncu adına sezon adeta başlamadan bitmişti. Yönetim bu sakatlığın ardından elini çabuk tutarak Amerikalı oyun kurucu Skylar Mays’i kadrosuna kattı.
Sarı lacivertli ekipte sezon başında en çok tartışılan konu kuşkusuz Boban Marjanovic’ti. Ayaklarının ağır olması ve savunmada ciddi zaafiyet vermesi, takımın oynamak istediği oyuna ters düşüyordu.
Aldığı süreler her geçen maçta azalan Sırp oyuncu yavaş yavaş rotasyon dışı kalmaya başlamıştı. İlk 7 maçından 5 galibiyet 2 mağlubiyet çıkaran Fenerbahçe’de sakat isimlere bir bir yenileri eklenmeye devam ediyordu.
8 Kasım’daki ASVEL maçında Wade Baldwin, 12 Kasım’daki Bayern Münih maçında ise Devon Hall sakatlık yaşadı. İki isim de yaklaşık 1 ay parkelerden uzak kaldı.
Aralık ayıyla birlikte zor bir fikstüre giriş yapan Fenerbahçe’de alınan farklı yenilgiler eleştirilerin de sesini yükseltmişti. Sarı lacivertliler için sezonun belki de en büyük kırılma anlarından biri bu periyottu.
Aralık ayında oynadığı 5 maçta 4 mağlubiyet alan Fenerbahçe Beko, kritik bir sürece giriş yapmıştı. İç sahada Monaco’ya karşı 30 sayı farkla yenilen Fenerbahçe, ardından ise Barcelona’ya deplasmanda 27 sayı farkla mağlup oldu.
2025 yılına Anadolu Efes maçıyla giriş yapıldı. Yeni yıl toparlanmak adına bir fırsat olarak görülüyordu. Türk derbisinden 84-76 galip ayrılan Fenerbahçe, sezonun geri kalanı için sinyali vermişti.
Sarı lacivertli ekipte sezonun çehresine renk katacak hamle ise 10 Ocak’ta geldi. İzmir’den uçağa atlayan 36’lık delikanlı. Disiplin, yetenek, adanmışlık, liderlik, tabir-i caizse tam bir winner. Bildiniz siz onu… Errick McCollum…
İmza açıklandığında birçok kişinin kuşkuları ve tereddütleri vardı. Savunması EuroLeague seviyesinde değil diyenler, fiziksel olarak takıma eksi yazar diyenler… Daha ilk haftasında bütün eleştirileri bir nevi boşa çıkarttı McCollum. Takıma o kadar kolay uyum sağladı ki, kısa sürede rotasyonun vazgeçilmez parçalarından biri oldu.
Fenerbahçe formasıyla ilk uzun röportajını HT Spor’a veren Amerikalı oyuncu net konuşmuştu:
“Buraya üç kupayı da kazanmak için geldim, kariyerimdeki en büyük hedefim EuroLeague şampiyonluğu.” demişti.
McCollum eklemesiyle birlikte üst üste alınan 6 galibiyet camiada moralleri yükselmişti. Final-Four için ümitler tekrardan yeşermişti.
4 Şubat’taki Panathinaikos deplasmanına formda giden sarı lacivertli ekip, çok iyi oynadığı maçta son dakikalarda yaşadığı şanssızlıklardan dolayı maçı 91-90 kaybetmişti. 6 Mart’taki Olimpia Milano maçında alınan 100-76’lık galibiyet, sezonun en görkemli zaferlerinden biriydi.
Normal sezonun en unutulmaz anlarından birisi ise 25 Mart’ta Ataşehir’de yaşandı. Nigel Hayes-Davis’in uzun süre hafızalardan silinmeyecek son saniye basketiyle Fenerbahçe Beko, Paris Basketbol’u 101-100 devirmeyi başarmıştı.
Sezonu 23 galibiyet 11 mağlubiyetle 2. sırada tamamlayan Fenerbahçe, artık Final-Four’un en büyük iki adayından biri olarak gösteriliyordu. Play-off’ta rakip ise Paris Basketbol oldu.
Sezonun en flaş takımı olan Fransız ekibi, bir Avrupa takımı gibi değil NBA ekibi gibi oynuyordu adeta, çok yüksek tempo, hızlı atışlar, yüksek pozisyon sayısı… Kaybedecekleri de hiçbir şey yoktu bu seride. Baskı kuşkusuz Fenerbahçe’nin üzerindeydi. Başabaş geçen ilk maçta Fenerbahçe evinde hata yapmamıştı.
İkinci maçta daha rahat bir oyun sergileyen temsilcimiz, Paris’e 2-0’ın avantajıyla gitti. Fransa’daki maç ise nefesleri kesti. Uzatmaya giden karşılaşmada rakibini 98-88 yenen Fenerbahçe, Final-Four’a yükselen ilk takım olmayı başarmıştı.
Abu Dabi’deki Final-Four’da ise rakip Panathinaikos’tu. Bir nevi bir önceki sezonun rövanşı gibiydi bu karşılaşma. Koçluk kariyerinde 6. kez Final-Four yapan Jasikevicius artık ilk şampiyonluğunu istiyordu.
Tarihler 23 Mayıs’ı gösterdiğinde beklenen o karşılaşma geldi çattı. Karşılaşmaya iyi başlayan Fenerbahçe’de parkeye kartvizitini ilk koyan isim Devon Hall oldu. Hall’un başladığını Tarık Biberovic sürdürdü. Son noktayı ise McCollum ve Baldwin koydu.
Sarı lacivertli ekip 2018’in ardından bir kez daha finale yükselmişti. Rakip ise Vassilis Spanoulis’in Monaco’su oldu. Spanoulis koçluk kariyerinin, Monaco ise kulüp tarihinin ilk şampiyonluğunu istiyordu. Diğer tarafta ise Jasikevicius… Koçluk kariyerinin 6. Final-Four’unda ilk şampiyonluğu için kupanın bir ucundan tutmuştu.
Fenerbahçe Beko 8 yıl sonra Avrupa’nın zirvesine bir adım uzaktaydı. 25 Mayıs Pazar günü saatler 20.00’yi gösterdiğinde hava atışı yapılmış, sezonun kaderini belirleyecek 40 dakika başlamıştı. Monaco henüz 4. dakikada farkı 9’a çıkarmıştı ama Fenerbahçe’nin vereceği cevap gecikmedi.
Karşılaşmanın başındaki bu süre hariç oyunun kontrolünü hiç kaybetmeyen sarı lacivertliler, parkeye akıl koydu, mücadele koydu, yürek koydu. Parkeden 81-70 galip ayrılan Fenerbahçe Beko, ikinci kez Avrupa’nın zirvesine çıktı. Bu takımın sezon boyunca tek bir lideri, tek bir skorer’i, tek bir savunmacısı olmadı.
Bu takımın savunması da skorer’i de lideri de bütün oyunculardı. Saras, koçluk kariyerinin 6. Final-Four’unda ilk şampiyonluğunu kazanarak zinciri kırıp attı. Fenerbahçe Beko 8 yıl sonra Avrupa’nın zirvesine çıktı.
Hikayenin son sayfası bu sezon mutlu sonla, heyecan verici cümlelerle, tüyleri diken diken eden kelimelerle yazıldı. 2017’de Obradovic, Datome, Bogdanovic, Dixon, Udoh, Vesely ve daha fazlası…
2025’te Jasikevicius, Hall, Guduric, Hayes-Davis, McCollum, Baldwin, Melli ve daha fazlası… Efsaneler asla ölmez, sadece şekil değiştirirmiş. O halde bir kez daha söyleyelim… 2024-2025 sezonu Türk Hava Yolları EuroLeague şampiyonu: Fenerbahçe Beko.