Günlük hayata dönüşte zorluk mu yaşıyorsunuz? Deprem korkusu ile mücadele etmenin yöntemleri!
Her an yaşanabilecek bir deprem ihtimali, özellikle büyük depremler sonrası birçok bireyin hayatında kalıcı korkular bırakabiliyor. Bu korku kimi zaman normal bir kaygı düzeyindeyken, kimi zaman seismophobia adı verilen bir fobiye dönüşüyor. Peki, deprem korkusuyla nasıl baş edilir?

Depremler, sadece yer yüzünü değil, insanların ruhsal dünyasını da derinden sarsıyor. Kimi zaman günlerce geçmeyen kaygılar, uykusuzluk, panik ataklarla sonuçlanan bu süreç, “seismophobia” yani deprem fobisi olarak tanımlanıyor. İşte detaylar!
DEPREM KORKUSUYLA YAŞAMAK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ
Depremler doğal afetlerin en sarsıcı olanlarından biri. Kimi zaman binaları yerle bir eden bu doğa olayı, kimi zaman da sadece ruhsal dünyamızı temelinden sarsıyor. Deprem sonrası yaşanan korku, kimi bireylerde geçici bir stresken, kimilerinde kalıcı bir fobiye dönüşebiliyor. Bu yazıda, "seismophobia" yani deprem korkusunu tüm boyutlarıyla ele alıyoruz.
PSİKOLOJİK BİR SARMAL: SEİSMOFOBİ NEDİR?
Seismophobia, yani deprem korkusu, bireyin kendisi ve sevdiklerinin hayatta kalma güvencesine dair duyduğu yoğun endişedir. Özellikle büyük depremler sonrası toplum genelinde bu korku yaygınlaşır. Ancak bu korkunun günlük hayatı olumsuz etkilemesi, uyku düzenini bozması ve yoğun kaygı yaratması durumunda profesyonel destek gerekebilir.
FİZİKSEL VE RUHSAL BELİRTİLER
Deprem korkusu yalnızca zihinsel değil, aynı zamanda fizyolojik belirtilerle de kendini gösterir. Kalp çarpıntısı, mide bulantısı, baş dönmesi, terleme, titreme ve huzursuzluk hali yaygın semptomlardandır. Uyku problemleri, iştah değişiklikleri, dikkat dağınıklığı ve sık sık deprem senaryolarını düşünme gibi psikolojik etkiler de gözlemlenir.
MEDYA MARUZİYETİ VE ZİHİNSEL SAĞLIK
Deprem sonrası medyaya aşırı maruz kalmak, korkuyu tetikleyen en büyük unsurlardan biridir. Sürekli olarak sosyal medya ve haber bültenleri üzerinden felaket senaryoları izlemek, kaygı seviyesini artırır. Uzmanlar, belirli zaman dilimlerinde medyadan uzak kalmayı ve günlük rutine dönmeyi öneriyor.
GÜVENLİK ALGISINI ARTIRAN HAZIRLIKLAR
Depreme hazırlıklı olmak, korkunun üstesinden gelmede oldukça etkilidir. Deprem çantası hazırlamak, yaşanılan binanın depreme dayanıklı olup olmadığını kontrol ettirmek ve eşyaları sabitlemek, kişide kontrol duygusunu artırır. Bu hazırlıklar, zihinsel rahatlamayı da beraberinde getirir.
ZİHİNSEL DAYANIKLILIK İÇİN TEKNİKLER
Derin nefes egzersizleri, meditasyon, yoga gibi teknikler stresle baş etmede güçlü araçlardır. Özellikle deprem sonrasında bu yöntemlerle bedenin savaş-kaç tepkisini dengelemek mümkün olur. Aynı zamanda grounding (topraklama) teknikleriyle zihni anda tutmak, panik duygusunu azaltır.
SOSYAL DESTEK VE İLETİŞİM
Yaşanan korkuların dile getirilmesi, sürecin daha sağlıklı atlatılmasını sağlar. Aile bireyleri, arkadaşlar veya destek grupları ile duyguların paylaşılması, kişinin yalnız olmadığını hissetmesine yardımcı olur. Sessiz kalmak yerine duyguları ifade etmek, iyileşmenin ilk adımıdır.
UZMAN DESTEĞİ ALMANIN ZAMANI NE ZAMAN?
Korkular bir ayı geçkin bir süre devam ediyor, günlük hayatı sekteye uğratıyor ve yoğun kaygıya yol açıyorsa bir uzmana başvurmak gerekir. Bu tür durumlar travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) veya akut stres bozukluğu (ASB) ile ilişkilendirilebilir. Terapiler ve gerektiğinde ilaç desteğiyle bu durumlar kontrol altına alınabilir.
Kaynak: Beporsed, Gelişim Üniversitesi