Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin İstanbul'un en sert kışları

        Hafta içinde en çok duyduğumuz cümleler;

        • "Fena soğuk geliyor"

        • "Kar yağışı ne zaman başlayacak?"

        • "Bu kar tutar mı?"

        • "Okullar tatil edilecek mi?"

        • "Evden mi çalışacağız?"

        • "Kar yağışı ne kadar sürecek?"

        • "Acaba barajlar doldu mu?"

        Mersin'de doğmuş, büyümüş biri olarak İstanbul'a gelene kadar kar deneyimi yaşamadım. Babam Toros Dağları'ndan getirdiği karla, karsambaç yapardı. Karı, yemişliğim vardı ama üzerime yağmışlığı, üzerine basmışlığım yoktu.

        Feriköy Erkek Öğrenci Yurdu'ndayken gece başlayan yoğun kar, benim gibi ilk kar deneyimini yaşayanlar için bir hayli heyecan vericiydi. Gecenin geç saatleri olduğu için dışarıya çıkmamız yasaktı. Balkona toplanan karlarla oynarken Doğu illerinden gelen arkadaşlar, bize; "Bunlar, neyin kafasını yaşıyorlar" edasıyla bakıyordu.

        Ertesi günü kar heyecanını daha yoğun yaşama adına; Feriköy'den Sultanahmet'e kadar yürüdüm. Tarihi yapıların karlı görünümü de bir hayli etkileyiciydi.

        * Karsambaç... Karın üzerine dökülen pekmezle elde edilen lezzet.

        Ayasofya Camii ve Sultanahmet Camii'nin de içinde yer aldığı tarihi yarımada, son kar yağışlarından sonra havadan böyle görüntülendi.

        İstanbul'da en sert kışı, 2004'te gördüm.

        Sanki o yıl çekilen 'Yarından Sonra' adlı sinema filmi için İstanbul'dan ilham alındı.

        Bütün yollar kapandı, ulaşım tamamen durdu.

        Marmaray ve Avrasya Tüneli henüz olmadığı için karşı yakaya geçmenin tek yolu vapurlardı. Sert rüzgar ve yoğun sisten dolayı onların da seferleri durdurulunca karşı yakaya geçme olanağı kalmadı. Bir tek, Beşiktaş - Üsküdar arasında sefer yapan deniz motorlarına kısıtlamalı olarak izin verildi.

        12 saat boyunca bir aracın içinde mahsur kalanlar oldu.

        Birçok bölgede elektrikler ve su kesintileri yaşandı, doğalgaz verilemedi.

        O dönem çalıştığım gazetenin yönetimi, yakınlardaki bir otelin boş olan bütün odalarını, çalışanlar için kapattı.

        Trafik akışının durmasından dolayı, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde (O zamanki adı; Boğaziçi Köprüsü) toplu ulaşım araçlarının içinde saatlerce beklemek zorunda kalanlar, çareyi inip karşı yakaya yürüyerek geçmekte buldu.

        Şöyle bir efsane vardır; "İstanbul Boğazı dondu..."

        Mersin'de bir gün hava, olağan dışı soğumuştu. Çalıştığım eczanenin kalfası Tahsin Kavuş, "Bu yaşımdayım, böyle bir soğuk görmedim" dedi. Ankaralı olan Eczacı Yavuz Yukay, "Bu ne ki, ben ne soğuklar gördüm" diye karşılık verdi. O sırada eczanede bulunan müdavim müşterilerimizden İlhami amca ekledi; "Soğuğun ne olduğunu ben bilirim. Askerlik yaptığım sırada İstanbul Boğazı'nın donduğunu gördüm."

        Aslına bakılırsa; güçlü akıntılara sahip ve ortalama derinliği 50 metre olan İstanbul Boğazı'nın donması pek mümkün değil. Çok nadir olsa da Boğaziçi'nin bazı noktalarında yüzeyi buz tutabilir ancak tamamen donması için 2004 yapımı 'Yarından Sonra' filminde olduğu gibi bir doğa felaketinin yaşanması gerekir.

        Peki nasıl oldu da son yüzyılda insanlar, iki kez Boğaziçi'nin üzerindeki buz kütleleri üzerine çıktı?

        Nasıl oldu da Avrupa yakasıyla Anadolu yakası buzlarla birleşti?

        Nasıl oldu da insanlar, yürüyerek karşı yakaya geçti?

        REKLAM

        Son yüzyılı değerlendirecek olursak; İstanbul'da en ağır kış şartları; 1929, 1954, 1987 ve 2004'te yaşandı.

        1929...

        6 Ocak 1929'da gece yarısı başlayan şiddetli fırtına ve kar yağışı, 55 gün devam etti.

        Dönemin fırsatçıları; odun ve kömüre zam yaptı.

        Şubat ayında birçok vapur ve tren seferi yapılamazken şehrin uzak semtlerinde hayat, tamamen durdu. Öyle ki cenazeler, günlerce kaldırılamadı.

        Kurtlar, Beşiktaş'a kadar indi.

        Soğuktan hayatını kaybeden insanlar oldu.

        1 Mart 1929'da Boğaziçi'ni; Tuna Nehri'nden akıntılarla sürüklenerek gelen kalın buz kütleleri kapladı.

        Ağır kış şartları, 12 Mart'a kadar devam etti.

        1929'dan günümüze kadar yapılan meteorolojik ölçümlere göre; İstanbul'da en düşük hava sıcaklığı, -16.1 ile 9 Şubat 1929'da gerçekleşti.

        1954

        23 Şubat 1954'te başlayan kar yağışı yaklaşık, kesintisiz olarak 15 gün devam etti.

        Dönemin fırsatçıları yeniden baş göstererek odun ve kömüre zam yaptı. Bazı minibüsçüler de fırsattan istifa edip yolcu taşıma ücretlerini fahiş ölçüde artırdı.

        Ulaşım, öylesine bir durma noktasına geldi ki un tedarik edilememesi nedeniyle bazı fırınlar ekmek üretemedi.

        Yine Tuna Nehri'nden sürüklenen kalın buz kütleleri, 25 yıl sonra yeniden Boğaziçi'ni kapladı. 15 - 20 metre genişliğindeki büyük buz kütleleri nedeniyle vapur seferleri iptal edildi.

        Boğaziçi'ni kaplayan buz kütleleri üzerine çıkmak yasaklandı. Ne var ki 30 kilometrelik boğaz hattının tamamı kontrol edilemediği için birçok kişi, buz kütlelerinin üzerine çıktı.

        Yoğun kar yağışı, 6 Mart'ta sona erdi.

        1987...

        4 Mart 1987'de başlayan kar yağışı kesintisiz olarak 10 gün sürdü. Kar kalınlığı 4 metreyi geçerken hava sıcaklığı - 4'e kadar düştü.

        Fırsatçılar; tüp, odun, kömür ve ekmek fiyatlarına zam yaptı. Su ve elektrikler uzun süre kesik kalırken Atatürk Havalimanı trafiğe kapandı.

        Okullar, iki hafta boyunca tatil edildi.

        Ulaşımın aksamasından dolayı birçok kişi işine gidemedi.

        Kar yağışı, 14 Mart 1987’de bitmesine rağmen karların erimesi yaklaşık bir ayı buldu.

        2004

        Kuzey Kutbu'ndaki soğuk hava patlamasının neden olduğu kar fırtınası, tüm Avrupa'yı olduğu gibi Türkiye'yi de etkisi altına altına aldı. Kar fırtınası, uzmanlar tarafından 'Doğa olayı' olarak tanımlandı.

        Sert kışın etkisi, 22 Ocak'tan itibaren kendini göstermeye başladı. Dönemin valisi Muammer Güler, "Açıkçası yaklaşan iki basınç sisteminin İstanbul üzerinde kesişecek olması bizi ürkütüyor" demesi, İstanbulluları bir hayli endişelendirdi.

        Fırsatçılar, bir kez daha ortaya çıkarak araç lastiği zincirlerini fahiş fiyatlara sattı.

        22 Ocak akşamı saatlerinde kuvvetli rüzgârla başlayan tipi, günlük hayatı felç etti. Kar kalınlığı 40 cm'ye yaklaştı.

        Birçok evin çatısı uçtu, elektrik kesintileri ve su kesintileri yaşandı.

        TEM karayolu 14 saat boyunca ulaşıma kapandı. Binlerce kişi, araçlarını yolun ortasında bırakarak yoğun tipi altında evlerine ulaşmaya çalıştı. Binlerce kişi ise araçlarında kalmayı tercih etti. O kişiler, askerlerin yardımlarıyla geceyi geçirmeleri için yakınlardaki Hadımköy 1. Zırhlı Tugay Komutanlığı'nın kışlasına nakledildi.

        Rüzgârın hızı saate 122 km'ye ulaştı. Boğaziçi Köprüsü’nün bağlantı levhası kırılırken, halatlarından biri koptu.

        Okullar tatil edilirken kamu kurumlarında çalışanlara idari izin verildi.

        İstanbul'un geçmişteki en sert kışları böyleydi.

        İstanbul'da perşembe gününden bu yana süren kar yağışı hayatı durdurma noktasına getirmese de okullar ve kurslar tatil edildi.

        Peki yarından itibaren hava nasıl olacak?

        Habertürk Meteoroloji Mühendisi Hüseyin Öztel, İstanbul'da kar yağışının pazar ve pazartesi günü de devam edebileceğini söyledi.

        Kar yağışı ne kadar sürecek? Önümüzdeki hafta hava nasıl olacak?
        Kar yağışı ne kadar sürecek? Önümüzdeki hafta hava nasıl olacak? Haberi Görüntüle
        Şikâyetlerin ana konusu onlardı
        Şikâyetlerin ana konusu onlardı Haberi Görüntüle
        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ