Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Karim Khan'a yönelik suçlama: İsrail-Gazze kararıyla bağlantılı mı? | Dış Haberler
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Karim Khan'a yönelik cinsel suistimal suçlamaları ve açılan soruşturma, uluslararası hukuk dünyasında derin yankı uyandırdı. İsrail-Gazze çatışmalarıyla ilgili savaş suçları soruşturmasında aktif bir rol oynayan ve İsrail yönetimine karşı tutuklama kararı talep eden başsavcıya yönelik bu iddiaların zamanlaması, "Birileri Gazze kararından sonra düğmeye mi bastı?" sorusunu gündeme taşıyor.

        Başsavcı, İsrail’e Karşı Tutumuyla Dikkat Çekti

        Karim Khan, Mayıs 2024'te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant ve üç Hamas lideri hakkında savaş suçları nedeniyle tutuklama emri çıkarılmasını talep etti. Bu adım, UCM'nin çatışmadaki her iki tarafın ihlallerini de incelemeye kararlı olduğunu gösterirken, İsrail hükümetinden sert eleştiriler aldı. İsrail yönetimi, UCM'nin yetkisini tanımadığını belirterek, bu kararın siyasi olduğunu öne sürdü ve kendi yargı sistemlerinin bu tür davaları ele alabileceğini savundu.

        REKLAM

        Bu bağlamda, Khan'ın Gazze kararları, yalnızca İsrail’in değil, bazı Batılı çevrelerin de rahatsızlığına yol açmış görünüyor. Özellikle İsrail yönetiminin Khan’a yönelik bu suçlamaları, kendisini savaş suçları soruşturmasından uzaklaştırmak için bir fırsat olarak kullanmaya çalışabileceği yönünde eleştiriler yapılıyor.

        İtibarsızlaştırma Çabası mı?

        Khan'a yönelik cinsel suistimal iddialarının Daily Mail'de 20 Ekim'de ortaya atılması ve ardından UCM'nin bu konuda dış bir soruşturma başlatma kararı alması, dikkat çekici bir süreç işaret ediyor. İsrail-Gazze soruşturmalarının yoğunlaştığı ve tutuklama kararlarının gündeme geldiği bir dönemde bu suçlamaların gündeme taşınması, "UCM'yi itibarsızlaştırma çabası mı var?" sorusunu gündeme getiriyor.

        İsrail ve bazı Batılı çevrelerin, UCM'yi zayıflatmak ve uluslararası alanda mahkemenin tarafsızlığını sorgulatmak için bu durumu bir fırsat olarak kullanabileceği değerlendiriliyor. Khan'ın Gazze olaylarına yönelik adımları, uluslararası hukuk açısından büyük bir dönüm noktası olarak görülürken, bu suçlamalar sürecin güvenilirliğine gölge düşürme riskini taşıyor.

        Siyasi ve Hukuki Bir Sınav

        Karim Khan'a yönelik bu suçlamalar, yalnızca bireysel bir dava değil, UCM'nin tarafsızlığı ve güvenilirliği açısından da kritik bir sınav niteliğinde. Suçlamaların zamanlaması ve içeriği, Gazze kararlarıyla doğrudan bağlantılı olup olmadığının sorgulanmasına yol açıyor. UCM’nin bu süreçte alacağı tutum, hem kurumun uluslararası itibarını hem de Gazze olaylarıyla ilgili savaş suçları soruşturmalarının kaderini belirleyecek.

        Khan'a yönelik soruşturma, bir yandan kişisel iddiaların ciddiyetle ele alınmasını gerektirirken, diğer yandan uluslararası adaletin siyasi müdahalelerden korunmasının önemini bir kez daha ortaya koyuyor.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ