Gün içerisinde yeterli miktarda su tüketmezseniz, vücudunuzda neler olur?
Su, sadece susuzluğu gidermekle kalmaz; aynı zamanda vücutta sayısız önemli fonksiyonu yerine getirir. Peki, su içmemenin vücudumuzda yaratabileceği olumsuz etkiler neler?

Vücudun suya olan ihtiyacı, sağlığınızı doğrudan etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Yeterli su içmenin faydalarından, az su içmenin zararlarına kadar bütün sonuçlara birlikte bakalım.
GÜNLÜK SU TÜKETİMİ NE KADAR OLMALIDIR?
Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) ve birçok sağlık kuruluşuna göre günlük su tüketimi şu şekilde önerilmektedir:
- Kadınlar için: Günde 2.2 - 2.5 litre (yaklaşık 8-10 bardak)- Erkekler için: Günde 2.5 - 3 litre (yaklaşık 10-12 bardak)- Hamile ve emziren kadınlar için: Günde 3 litreye kadar- Spor yapan bireyler için: Terleme yoluyla kaybedilen suyu yerine koymak için 3.5 - 4 litreye kadar çıkabilir
Bu miktarlar, sadece su tüketimini kapsar. Meyve, sebze, çay ve diğer sıvılar da su ihtiyacına katkıda bulunabilir.
GÜNLÜK SU İHTİYACI NASIL BELİRLENİR?
Kişiye özel günlük su ihtiyacını belirlemek için basit bir formül kullanılabilir:
Günlük su ihtiyacı (litre) = Vücut ağırlığı (kg) × 0.033
Örneğin, 70 kg ağırlığında bir kişi için hesaplama şu şekilde yapılır:70 × 0.033 = 2.31 litre (yaklaşık 9-10 bardak su)
Bu yöntemle her birey kendi günlük su ihtiyacını hesaplayabilir ve vücudunun ihtiyacı olan suyu almasını sağlayabilir.
VÜCUDUN SUSUZ KALDIĞINI GÖSTEREN BELİRTİLER NELERDİR?
- Ağız kuruluğu ve susama: Ağızda kuruluk hissi ve sürekli susama hissi, vücudun su ihtiyacının arttığını gösterebilir.- Koyu renkte idrar: Normalde açık sarı renkte olan idrarın koyu sarı ya da kahverengiye dönmesi, su eksikliğini gösterebilir.- İdrar miktarında azalma: Gün içinde idrara çıkma sıklığında ve miktarında azalma, vücudun su kaybını telafi etmeye çalıştığını gösterebilir.- Baş ağrısı: Susuz kalmak, baş ağrılarına neden olabilir. Su eksikliği, beyin dokusunun küçülmesine ve baş ağrılarına yol açabilir.- Yorgunluk ve halsizlik: Su eksikliği, vücuttaki kan hacminin azalmasına ve dolayısıyla yorgunluk hissinin artmasına neden olabilir.- Deride kuruluk ve elde titreme: Cildin kuruması, su eksikliğinin bir göstergesi olabilir. Ayrıca, ellerde hafif titreme su kaybının bir belirtisi olabilir.- Kas krampları: Elektrolit dengesindeki bozulma su eksikliğine bağlı kas kramplarına neden olabilir.- Baş dönmesi ve sersemlik: Kan basıncındaki düşüş ve beyin fonksiyonlarının etkilenmesi, baş dönmesi ve sersemliğe neden olabilir.- Kalp atışlarında artış: Susuzluk, kan hacminin azalmasına bağlı olarak kalp atışlarının artmasına yol açabilir.- Mide problemleri: Sindirim sistemi sorunları, su eksikliği nedeniyle ortaya çıkabilir. Kabızlık ve sindirim problemleri su tüketimine bağlı olabilir.
YETERLİ MİKTARDA SU TÜKETMENİN SAĞLIĞIMIZA OLUMLU ETKİLERİ
1. TOKSİNLERİ TEMİZLER
Böbrekler, su aracılığıyla vücuttan atılması gereken atıkları temizler. Yeterli su içmek, toksinlerin vücuttan atılmasına yardımcı olur.
2. ENERJİ VERİR
Hücrelerin ve organların düzgün çalışması için su gereklidir. Yeterli su alımı, enerji seviyelerini yükseltir ve günlük aktiviteleri destekler.
3. BAĞIŞIKLIĞI GÜÇLENDİRİR
Su, kan dolaşımını artırarak bağışıklık hücrelerinin etkili bir şekilde çalışmasına yardımcı olur.
4. KİLO KONTROLÜ SAĞLAR
Su içmek, tokluk hissi yaratır ve metabolizmanın hızlanmasına katkı sağlar. Bu da kilo kontrolüne yardımcı olabilir.
5. CİLDİ BESLER
Su, cildin elastikiyetini korur, kırışıklıkları azaltır ve genel olarak sağlıklı bir cilt görünümüne katkı sağlar.
6. KAS VE EKLEM AĞRILARINI GİDERİR
Su, eklemlerin kayganlığını sağlar ve kaslara esneklik kazandırır. Egzersiz yaparken su içmek, performansı artırabilir ve kas yorgunluğunu azaltabilir.
7. KABIZLIĞI ÖNLER
Yeterli su alımı, bağırsak hareketliliğini destekler ve kabızlığı önler.
AZ SU İÇMENİN VÜCUDUMUZA ETKİ EDEBİLECEK OLUMSUZ SONUÇLARI
1. TANSİYON YÜKSELİR
Kanın yüzde 90’ı sudan oluşur. Su içmek, kan hacmi ve kan basıncını doğrudan etkiler. Yeterli su içilmemesi durumunda kan basıncı dengesi ayarlanamaz, tansiyonda yükselişe neden olabilir.
2. KAS KRAMPLARI GÖRÜLEBİLİR
Terleme, vücut için önemli bir soğutma mekanizması. Cildin soğumasına yardımcı olur. Öte yandan ter attıkça tuz ve bazı mineralleri de kaybederiz. Ter kayıpları sıvı alımıyla telafi edilmezse, vücut ısısının düzenlenmesi sağlanamaz, ayrıca kaslara giden kan basıncı azalıp, kas krampları ve kas kasılmaları gözlemlenebilir.
3. MİDE EKŞİMESİ
Bağırsakların da düzgün çalışması için suya ihtiyacı var. Az su tüketimi olursa, sindirim sorunları ve kabızlık bir sorun haline gelebilir. Su tüketiminin yetersiz olması mide ekşimesine neden olabilir. Susuzluk, ülserin gelişimini teşvik edebilecek aşırı derecede asidik bir mide yaratabilir.
4. BÖBREK TAŞI TEHLİKESİ
Böbrekler atıkların kan dolaşımından filtrasyonu ve idrar yolu ile atılım için suya ihtiyaç duyar. Böbrekler vücudumuzda her gün oluşan zararlı atık maddeleri (üre, kreatinin, ürik asit gibi) su ile seyreltip atarlar. Günlük ihtiyacından daha az sıvı alan insanlarda idrar akımı yavaşlayacağı için kolayca idrar yolu iltihapları ve taşları oluşabilir. Yetersiz su tüketimi uzun vadede böbrek yetmezliğine de yol açabilir.
5. CİLT BOZUKLUKLARI
Cildimizin yaklaşık yüzde 30’u sudan oluşur. Su, cilt nemini korumak ve cilt hücrelerine gerekli besin maddelerini vermek için gerekli. Cilt dokusunu yeniler, esnekliğini artırır. Bu da, kırışıklıklar ve ince çizgiler gibi yaşlanma görünümünü geciktirmeye yardımcı olur. Az su tüketildiğinde ise cilt bozuklukları ve kırışıklıklarla daha erken karşılaşılır.
6. UZUN SÜRELİ BAŞ AĞRISI
Susuzluk baş ağrısına da yol açabilir. Bazı gözlemsel çalışmalar, yetersiz su içmenin migren sürelerini uzatabileceğini söylüyor. Gün içinde yaşanan baş ağrısının nedenini stres, yorgunluk, uykusuzluk veya hastalık gibi nedenlere bağlarız. Ancak gün içerisinde sıklıkla baş ağrısı çekiyorsanız ve dinmeyen baş ağrıları migrene dönüşüyorsa bunun en temel nedeni su içmemeniz olabilir.
7. BİLİŞSEL İŞLEVLERDE BOZUKLUK
Beynin yüzde 75’i sudan oluşur. Hafif seviyelerde susuzluk duygu durum ve bilişsel işlevlerde bozulmalara neden olabilir. Susuzluk sonucu konsantrasyon azalırken, kısa süreli hafıza gibi bilişsel işlevin performansı önemli ölçüde düşer. El-göz motor koordinasyonu bozulabildiğinden, hassas veya detaylı işlerin yapılması zorlaşır, güvenlik zafiyeti oluşabilir.
Görsel Kaynak: shutterstock