Mühendislik hatası
HABERTÜRK, 'Fenerbahçe nasıl bu hale geldi?' sorusuna yanıt arıyor

HTSPOR/ Gökhan TÜRE
Final-Four hedefiyle girdiği THY Euroleague’de hedeften uzaklaşan F.Bahçe Ülker ‘mum gibi’ erirken; göstergeler, hüsranın sorumlusu olarak Pianigiani’yi işaret ediyor
1- F.Bahçe Ülker’de uzun yıllardır yatırım yapılan ve geçen sezon sakatlanana kadar oldukça başarılı bir görüntü çizen Sloven pivot Gasper Vidmar, Beşiktaş’a kiralık olarak verildi.
2- 26 yaşındaki pivot Beşiktaş’ın yolunu tutarken, 36 yaşındaki Mirsad Türkcan’a zorla jübile yaptırıldı. Mirsad’la birlikte Fener, ‘ateşleyici ruhuna’ da “Güle güle” dedi. Ondan sadece 1 yaş küçük olan 35’lik Mike Batiste ise garanti kontratla Fener’e kapağı attı. O yetmezmiş gibi sakatlıkla boğuşan, basketboldan iyice kopan 33 yaşındaki Andersen de tıpkı Batiste gibi ‘emekli ikramiyesi (!)’ için F.Bahçe’nin yolunu tuttu. Kısacası uzun pozisyonunda ‘intihar!’ tadında ve geçici çözüm mahiyetinde bir yapılanmaya gidildi.
3- Takımın yıllardır temel taşları olan Türk oyuncular, coach Simone Pianigiani tarafından en hafif tabirle küstürüldü. Bundan en çok etkilenenlerin başında İlkan Karaman geldi. Sezona çok iyi başlayan İlkan, Batiste- Andersen ikilisini ‘kazanmak (!)’ adına sonsuz kredi veren Pianigiani’nin Türkler’e özel “2.sınıf oyuncu” muamelesinden nasibini aldı.
4-Pianigiani, idmanlarda canını dişine takan Kaya Peker, Oğuz Savaş gibi isimlerin haftalarca yüzüne bile bakmadı. Barış Ermiş, süre aldığında iyi oynasa da defalarca bir sonraki maçta oynamadı. Bir başka deyişle Pianigiani sürekli dillendirdiği “özgüven” sorununu kendi elleriyle yarattı.
5-Pianigiani, Türklerin geçen sezon performansını ve takımdaki rollerini analiz etme zahmetine bile girmedi (!). Bildiğini okuyup, onların özelliklerinden faydalanma yoluna gitmeden kendi sistemini empoze etmeye çalıştı. Örnek: Can’ın Pınar Karşıyaka’ya kiralanacağı süreçte “İyi idman veriyor, kalsın” diye görüş bildirdi. İdareciler kendisine “Ama burada süre alamıyor. Geçen sene Mersin’de 20 dakika, 9 sayı ortalamasıyla süre aldı” dediğinde ise “Öyle mi, ilginç” yanıtını verdi.
6-Ara transferde tüm göstergeler, “Pota altına savunma sertliği katacak ‘kapı gibi’, ribaundcu bir uzun alınmalı” diye bas bas bağırırken; Pianigiani, takıma “şutör” Uros Tripkovic’i transfer etti. Ne hikmetse resmi sitede Tripkovic “guard” olarak lanse edildi. Ancak ilk turun ardından sorunlara ilaç olması için alınan Tripkovic, Euroleague’de Top 8 şansının elden uçup gittiği ilk 3 maçta 1 dakika bile süre almadı!
7-Herşey kamuoyunun gözü önünde cereyan ederken, hiçbir idareci Pianigiani’den hesap sormadı. Hatırı sayılır bir kontrat yapılan İtalyan coachun 2014 yılına kadar olan sözleşmesi, dolayısıyla “yüklü tazminat” onu adeta “dokunulmaz” konuma getirdi. O da “astığı astık, kestiği kestik” saha içinde de, dışında da istediği gibi at koşturdu.
ŞİMDİ NE YAPMALI?
*Parlak İtalya kariyerine rağmen ilk yurtdışı macerasında “çuvallayan” Simone Pianigiani ile anlaşılarak görevine son verilmeli. Bu zorunlu kan değişimi ile kara bulutlar dağıtılmalı.
*Sorumluluk en azından kısa vadede, Bogdan Tanjevic’in rahatsızlandığı süreçte takımı devralıp şampiyonluğa taşıyan Ertuğrul Erdoğan’a teslim edilmeli.
*Geldiği günden bu yana büyük bir tolerans ve ısrarla kazanılması (!) için çaba gösterilen ABD’li pivot Mike Batiste gönderilmeli. Onun yerine, Kaya ve Oğuz devreye sokulup, ivedilikle, tıpkı Beşiktaş’a kiralanan Vidmar tarzı (!), pota altında ribaund alabilecek, sağlam bir uzun alınmalı.
*Takımda özgüveni dibe vurmuş Türkleri kazanmak için bir “ağabey” (Örnek: İbrahim Kutluay, Mirsad Türkcan) devreye sokulup, hem onların hem de yabancıların takım olabilmesi için bir hamle yapılmalı.