İnternetin görünmeyen kullanıcıları artık insanları geride bırakarak giderek daha da ön plana çıkıyor. 2024 verilerine göre, küresel web trafiğinin %51’i botlar tarafından üretiliyor. İnsan kaynaklı trafik ise %49’a gerileyerek ilk kez ikinci sıraya düştü. Özellikle kötü niyetli botlar %37’lik payla rekor kırdı. Bu tip botların oranı 2023'e göre %12 artış gösterdi. iyi huylu botlar da %14’lük bir pay ile oldukça geride kalıyor. Bu yeni denge, dijital güvenlikten içerik görünürlüğüne kadar pek çok alanda köklü değişimlere işaret ediyor. Imperva 2025 Bad Bot Raporu ve World Visualized haritalaması, hem sektörel hem coğrafi tehditleri gözler önüne seriyor.
2020’de web trafiğinin %60’ı insan kaynaklıydı. Ancak 2024’te bu oran %49’a geriledi. Aynı dönemde kötü botların payı %26’dan %37’ye yükseldi. Gelişmiş spam botları; içerik kopyalama, kimlik avı, fiyat manipülasyonu ve dolandırıcılık gibi saldırılarda başrolü oynuyor. Bu yükseliş, yalnızca niceliksel değil—niteliksel olarak da daha sofistike ve tespit edilmesi zor hale gelen botlar, dijital güvenliği tehdit ediyor.
Bu düşüş, otomasyon sistemlerinin hızlı yükselişini yansıtıyor. Yıllık insan payları sırasıyla %58 (2021), %53 (2022) ve %50 (2023) olarak gerçekleşti ve internet kullanım kalıplarında önemli bir değişim yaşandığını gösteriyor.
SALDIRI ALTINDAKİ SEKTÖRLER: EĞLENCE, YEMEK, SPOR
Yemek siparişi, spor, kumar ve eğlence sektörlerinde bot trafiği %70’i aştı. Bu alanlarda kötü botlar, kullanıcı deneyimini ve güvenliği doğrudan etkiliyor. Özellikle canlı içerik ve gerçek zamanlı etkileşim gerektiren platformlar, spam ve dolandırıcılık saldırılarının merkezine dönüşmüş durumda. Telekom, e-ticaret ve IT gibi sektörlerde ise kötü botlar toplam trafiğin yarısından fazlasını oluşturuyor. Saldırı yüzeyi, hem yüksek hacimli basit botları hem de sofistike karmaşık botları içererek hızla genişliyor.
BOT SALDIRILARININ COĞRAFİ MERKEZLERİ: ABD VE İNGİLTERE ÖNDE
Bot trafiği yalnızca sektörel değil, aynı zamanda coğrafi olarak da yoğunlaşıyor. World Visualized tarafından hazırlanan küresel haritaya göre, 2024’te en fazla bot saldırısına uğrayan ülke açık ara Amerika Birleşik Devletleri oldu.
Bu yoğunluk; ülkenin finansal kurumları, teknoloji devleri ve veri merkezlerinin küresel çekim noktası olmasından kaynaklanıyor. Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) bölgesinde ise İngiltere öne çıkıyor. Londra’nın finansal altyapısı nedeniyle,
Diğer dikkat çeken ülkeler arasında şunlar yer alıyor:
Bu dağılım, botların yalnızca teknik altyapıya değil, aynı zamanda ekonomik merkezlere ve dijital yoğunluk noktalarına yöneldiğini gösteriyor. Saldırıların küresel doğası, yerel güvenlik önlemlerinin artık yetersiz kaldığını ve uluslararası koordinasyon ihtiyacını ortaya koyuyor.
KÖTÜ NİYETLİ BOTLAR NE İÇİN KULLANILIYOR?
Kötü botlar artık yalnızca basit spam araçları değil—karmaşık, hedef odaklı ve yüksek hacimli saldırı sistemlerine dönüştüler. 2024 verilerine göre, kötü niyetli botlar web trafiğinin %37’sini oluşturuyor ve şu amaçlarla kullanılıyor:
Bu botlar, insan davranışlarını taklit edebilecek kadar gelişmiş oldukları için tespit edilmeleri giderek zorlaşıyor. Güvenlik sistemleri artık yalnızca teknik değil, davranışsal analizlerle de desteklenmek zorunda.
İYİ BOTLAR GÖRÜNÜRLÜĞÜ DE RİSKİ DE ARTIRIYOR!
Her bot kötü değil. 2024'te %14 katkı sağlayan iyi botlar, arama motorları, web sitelerinin izlenmesi ve çevrimiçi görünürlüğün artırılması için hâlâ vazgeçilmez. Payları 2020'de %15'ten 2023'te %18'e yükseldikten sonra dengelendi ve sektörler genelinde faydalı otomasyon sistemlerini destekliyor ve dijital ekosistemin görünmez işçileri haline gelmiş durumdalar.
Saldırı altındaki sektörlerde bile bu sistemler vazgeçilmez durumda. Ancak iyi botların artan varlığı, kötü botların kamuflajını da kolaylaştırıyor. Bu da ayrıştırma ve filtreleme teknolojilerinin önemini artırıyor.
OTOMASYONUN YÜKSELİŞİ: DİJİTAL GÜVENLİK VE ŞEFFAFLIK YENİDEN TANIMLANIYOR
Botların artan hakimiyeti, dijital güvenlik stratejilerinin yeniden düşünülmesini zorunlu kılıyor. İnsan trafiğinin düşüşte olduğu bir internet, hem içerik üreticileri hem de kullanıcılar için yeni riskler ve fırsatlar barındırıyor. Otomasyonun bu yükselişi, dijital özgürlük ve şeffaflık tartışmalarını da yeniden alevlendiriyor.
Geleceğe yönelik aklımızdaki soru şu! Gerçek kullanıcılar mı, yoksa algoritmalar mı internetin geleceğini şekillendirecek?