Eylül Ersöz: 'Deha' temposu yüksek insanı dinamik kılıyor
Bu akşam SHOW TV'de ekrana gelecek olan 'Deha'da 'Ceylan' karakterine hayat veren Eylül Ersöz, Habertürk'ten Şeyda Odabaş'ın sorularını yanıtladı. Ersöz, kariyeri ve 'Deha' ile ilgili açıklamalarda bulundu; "Temponun çok yüksek olması, insanı dinamik kılıyor"

SHOW TV'nin ilgi gören dizilerinden, Ay Yapım imzalı dizisi 'Deha', bu akşam 29'uncu bölümüyle ekrana gelecek.
Senaryosunu; Damla Serim’in yazdığı, yönetmenliğini; Umut Aral’ın üstlendiği ‘Deha’nın oyuncu kadrosunda; Aras Bulut İynemli, Uğur Polat, Taner Ölmez, Onur Saylak, Melis Sezen, Seda Akman, Zuhal Gencer, Emel Göksu, Taner Rumeli, Umutcan Ütebay, Eylül Ersöz, Oğulcan Arman Uslu, Abdurrahman Yunusoğlu ve Çağrı Atakan yer alıyor.
'Deha'da 'Ceylan' karakterine hayat veren Eylül Ersöz, Habertürk'e diziyle ilgili görüşlerini şöyle özetledi: "Temponun çok yüksek olması, insanı dinamik kılıyor"
* 'Deha' temposu yüksek bir dizi. Projeye dâhil olma sürecinden bahsedebilir misin?
Projeye dâhil olmam geçen sene ocak ayında belli oldu daha sonra işimiz biraz ertelendi ama iş o kadar içime sinmişti ki beklemek istedim. Evet, tempo çok yüksek ve bu yükseklik insanı çok dinamik kılıyor.
* 'Ceylan', evin küçük kardeşi... 'Devran'ın travmalarını anlamaya çalışan bir karakter. Onun bu süreçteki rolü seni nasıl etkiledi?
'Ceylan' ikizini kaybetti, yaşı çok küçük ve yaptığı hatalara her ne kadar kızsam da ona hep hak vermeye çalıştım. Çünkü bunca yaşadığı şeye rağmen iyi bile dayandı ve yaşı itibariyle hata payı zaten çok yüksek.
* 'Ceylan'ı canlandırırken, onun bu travmatik dünyada nasıl bir denge unsuru olduğunu düşündün?
'Ceylan' bana bu hikâyenin en masum yerinde geliyor. Her şeyden habersiz herkesin iyiliğini isteyen, küçük yaşına rağmen elinden geldiğince sevdiklerini korumaya çalışan bir karakter. İçinde hiç kötülük yok. Hikâyede; 'Ceylan' hep koruyup kollamak istedikleri biricikleri olarak tuttukları bir yerde. O yüzden bir şeyi yapmadan önce 'Ceylan'ı da düşünüyorlar. Bu da hikâyedeki bazı dengeleri etkileyebiliyor.
* 'Ceylan'ın hikâyesinde en çok hangi duygu öne çıkıyor?
'Ceylan' bence çok cesur, çok da güçlü. Çok fazla bir hırsı yoktu, kendi dünyasında mutluydu fakat bu alışmadığı dünyada kendine başka başka hırslar edinip kendinde hiç görmediği, hissetmediği duyguları yaşadı.
"ARTIK KONUŞMADAN ANLAŞABİLİYORUZ"
*Yüksek dramalı ve aksiyonlu bir projede rol almak nasıl bir deneyim? Setin enerjisi nasıl?
Klişe gibi olacak ama setteki herkesi inanılmaz. Çok seviyorum. Çok eğleniyoruz. Bizimkisi, gerçekten yaşsız bir set. Bir aile olduk, dramatik sahneleri de çok eğlenerek çok iyi paslaşarak çekiyoruz. Konuşmadan anlaşabiliyoruz artık.
"AİLEYE ÇOK İNANDIM"
* 'Ceylan'a hazırlık sürecin nasıl geçti? Onu en gerçekçi şekilde canlandırmak için hangi yöntemleri kullandın?
İnandım, sanıyorum en büyük etken bu oldu, 'Ceylan'a çok inandım, aileye çok inandım. İnandıkça da daha çok anlamaya ve hak vermeye başladım her şeye.
* 'Ceylan'ı üç kelimeyle tanımlasan hangilerini seçerdin?
Meraklı... Kesinlikle ilk bu olurdu. Aşırı meraklı bence, masum ve temiz kalpli.
* Setteki en komik anı senin için neydi?
Bir sahnede bavul açmam gerekiyordu, her seferinde asla o bavulu açamamıştım. Herhalde 10 kere falan almıştık o sahneyi bayağı gülmüştük.
"ÇOK DÜŞTÜM AMA KENDİMİ KALDIRMAYI BİLDİM"
* Biraz da senin kariyer yolculuğundan bahsedelim, oyunculuğa nasıl başladın?
Kendimi bildim bileli oyuncu olmak istiyordum. Bu yolculukta en büyük destekçim annemdi. Beni keşfettiğini söyleyebilirim. Tiyatroyla başladım lisede, üniversitede tiyatro okudum. Onlarca seçmeye girmişimdir. Hiç pes etmedim, çok düştüm ama bir şekilde kendimi kaldırmayı da bildim.
"FARKLI ROLLER CANLANDIRMAK İSTİYORUM"
* Genç yaşına rağmen hem televizyonda hem beyazperdede önemli projelerde yer almışsın. Bütün bu deneyimler sana ne kazandırdı? Bundan sonra hedeflerin neler?
Hepsi bana çok şey kazandırdı hepsi yeni bir tecrübe yeni bir okul yeni bir başlangıç gibi... Sanıyorum en önemlisi daha temkinli olmayı öğretti, daha sabırlı olmayı ve hırsını iyiden yana kullanmayı öğretti. Eminim ki daha bir sürü şey öğretecek. Hedeflerim çok fazla tabii ki, beyazperdeye aşığım, beyazperdede ilerlemeyi çok istiyorum oradan uzaklaşmak hiç istemem, televizyonu da çok seviyorum, buranın da apayrı bir tadı var. Farklı roller canlandırmak istiyorum, hiçbiri birbirine benzesin istemiyorum, yeni şeyler keşfetmek çok kıymetli.
* 'Kurak Günler' ile ilk sinema deneyimini elde ettin. Nasıl bir tecrübeydi senin için?
'Kurak Günler', her zaman kariyerimin bambaşka bir köşesinde kalacak. Bir oyuncu için ilk filmini Emin Alper’in yönetmesi çok özel. Benim için harika bir setti. Kendimi çok güvende hissettiğim ve aidiyet duygusunu doruklara kadar hissettiğim bir yolculuktu.
"HAYATIMDA YENEMEDİKLERİMİ OYUNCULUKTA DENEYİMLİYORUM"
* Unutamadığın bir set deneyimini bizimle paylaşır mısın?
Oyunculuk o kadar özel geliyor ki bana kendi hayatımda yenemediklerimi burada deneyimleyebiliyorum gibi hissediyorum. Çünkü neyden kaçarsam o bana bir şekilde burada denk geliyor. Bir işimde morg sahnesi çektiğim günün tarihi benim için çok özeldi ve orada kendi hayatımda vedalaşamadığım birinden sanki orada vedalaşmış gibi hissetmiştim hiç unutamam.
* İdolüm dediğin bir oyuncu var mı?
Olivia Colman ve Emma Stone...
* Set dışında neler yapıyorsun?
Spor yapmaya çalışıyorum, onun dışında çok bir şey yapamıyorum.
* Son olarak seni hiç tanımayan birine kendini 3 kelimeyle anlatacak olsan ne söylerdin?
Neşeli, kırılgan, heyecanlı.