"Sanayicinin sigorta primleri geçmişte yanlıştı"
Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Uğur Gülen, sigorta prim artışından şikayet eden sanayicilerin primlerinin geçmiş yıllarda yanlış ve sigorta edilen kıymetlerin eksik olduğunu belirterek "Geçmiş fiyata bakmayın" dedi. Gülen, sigorta sektörünün trafik sigortasında serbest tarife isteğinin de altını çizdi. Gülen ayrıca deprem nedeniyle Türk sigorta sektörünün reasürans maliyetlerinin 5 kat arttığını ve bunun da sigorta primlerine yansıyacağını dile getirerek "Reasürans fiyatları artık bu düzeyde olmayacak" dedi.
Gazetecilerle bir sohbet toplantısı düzenleyen Türkiye Sigorta Birliği (TSB) yönetimi sigortacılık hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. Toplantıda konuşan Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Uğur Gülen, sigorta prim artışından şikayet eden sanayicilerin primlerinin geçmiş yıllarda yanlış ve sigorta edilen kıymetlerin eksik olduğunu belirterek "Geçmiş fiyata bakmayın" dedi. Gülen özellikle sanayi işletmelerin sigortasında dünya fiyatlarına henüz yeni yaklaşıldığını ve bundan sonraki prim artışlarının enflasyon ve diğer maliyetleri içerebileceğini aktardı.
Gülen hem sigortacılık hem de mali gelir kayıpları olduğunu vurgulayarak artan enflasyon ve Kahramanmaraş depremlerinin ardından artan reasürans maliyetlerinin sektörün karlılığını azalttığını anlattı.2023’ün kur belirsizlikleri, ekonomik dalgalanmalar, depremin yol açtığı hasarlar, artan reasürans maliyetleriyle çok zor bir yıl olduğunu belirten TSB Başkanı, sektörün düşük mali gelir ve sigorta gelirleri nedeniyle toplam gelirinin yüzde 50’sinden fazlasından mahrum kaldığını hatırlattı. Sigorta sektörünün adeta ‘kusursuz fırtına’nın yaşandığı bir dönemi başarıyla yönettiğini belirten Gülen, 2024’ten daha da umutlu olduklarını ifade etti.
'TRAFİKTE SERBEST TARİFE İSTİYORUZ'
Gülen, sigorta sektörünün trafik sigortasında serbest tarife isteğinin de altını çizerek kasko ve trafik sigortasında çeyreklik bazda bakıldığında prim artış oranının düştüğüne dikkat çekti. Gülen ayrıca deprem nedeniyle Türk sigorta sektörünün reasürans maliyetlerinin 5 kat arttığını ve bunun da sigorta primlerine yansıyacağını dile getirerek "Reasürans fiyatları artık bu düzeyde olmayacak" dedi.
MİLLİ GELİRİN 30 KATI TEMİNAT
Sigortacılığın millî ekonomiye, böylece Türkiye’ye ve tüm vatandaşlara çok çeşitli şekillerde fayda sağladığını vurgulayan Gülen bu katkıları şöyle açıkladı:
“Türk sigorta ve emeklilik sektörünün, sağladığı doğrudan ve dolaylı istihdam yaklaşık 200 bin kişi ve bu rakam, sağlık sektörü ve taşıt onarım sektörü gibi yan sektörlerle katlanarak artıyor. Kurumlar vergisi ve dolaylı vergiler göz önüne alındığında devletimize yılda 48 milyar lira fayda sağlıyoruz. Yine sektör olarak sağladığımız teminat, Gayrisafi Millî Hasıla’nın 30 katını buluyor. Öte yandan sigorta ve emeklik fonları, spekülatif hareketlerden uzak nitelikte olduklarından ekonomide stabilizatör etkisi yapıyorlar. Vatandaşların varlıklarının ve geleceklerinin korunması kadar yatırım, üretim, ihracat, ticaret ve istihdamın millî ekonomiye sunduğu katma değerin sürdürülebilirliğinde de kritik önem arz eden bir sektörüz.”
SİGORTA BÜYÜRSE TÜRKİYE BÜYÜR
Sigortacılığın, bankacılıktan sonra, ülkemiz finansal sistemine en fazla katkıyı sağlayan 2. sektör olduğunu belirten TSB Başkanı, bu katkıyı büyütmek ve yüzde 5 olan sistem içindeki payımızı katlayarak ülkemizin, vatandaşlarımızın geleceğine daha güçlü koruma sağlamak için çalıştıklarının altını çizdi. Dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasındaki Türkiye’nin sigorta sektörünün bu doğrultuda gelişerek, bulunduğu 38. sıradan çok daha iyi yerlere gelmesi gerektiğini belirten Gülen, “Sigorta ve emeklilik sektörünün büyümesi sayesinde Türkiye de büyüyecek” dedi.
Sektörün sağladığı ve sağlayabileceği katkıların daha iyi anlaşılması için Kahramanmaraş depremlerinin doğru analiz edilmesi gerektiğini belirten TSB Başkanı, sektörün hızlı aksiyon alarak hasar ödemelerinde çok başarılı bir sınav verdiğini ifade etti. Gerek 6 Şubat depremlerinde gerekse de bundan sonra yaşanabilecek olası afetlerde çok daha fazlasını yapabilecek güce ve sağlamlığa sahip sektörün ihtiyacının sigortalı sayısının artması olduğunu vurguladı. Uğur Gülen sözlerini şöyle sürdürdü: “Kahramanmaraş depremleri için devletin bütçesinden ayrılan pay 105 milyar dolar. Sektörümüz bunun 5 milyar dolarlık kısmını üstlenmiş durumda. Sigortalanma bilincimiz ve sigortalı varlıklarımızı daha yüksek olsaydı, sektör olarak devletimizin üzerinden bu yükü alabilirdik. Bu da vatandaşlarımıza daha fazla yatırım, istihdam ve olanak olarak geri dönerdi. Burada bizi en çok üzen hususlardan biri sigortalanma davranışının ‘risk gerçekleştikten’ sonra ortaya çıkması, ardından ise sürdürülememesi. 6 Şubat depremleri ile sigortalanma talebinde çok hızlı bir artış olsa da bu durum 2 ay sonra sönümlenerek geçen yılın aynı döneminin bile altında kaldı. Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu, ayrıca iklim krizi nedeniyle dünyanın pek çok ülkesi gibi yeni afet riskleriyle karşı karşıya olduğunu hiç unutmamalıyız.”
Bu bağlamda olası Marmara depremi için öngörülen hasarın 325 milyar dolar olduğunu belirten Gülen, bunun yalnızca yaklaşık yüzde 10’unun sigortalı olduğunu hatırlattı. Sektörün ödediği ve üstlendiği tazminatlarla yalnızca 2023 yılında ‘günde 260 bin kişinin’ hayatına dokunduğunu ve günlük 1,2 milyar TL gibi bir tutarı ekonomiye döndürdüğünü ifade eden TSB Başkanı, “Farkındalığı ve buna bağlı olarak sigortalanma oranlarını artırarak çok daha iyi sonuçlar almamamız, ülkemizin ve vatandaşlarımızın geleceğini korumamız mümkün” dedi.
'ALTERNATİF YOLLAR ARIYORUZ'
Gülen trafik sigortalarındaki prim artışları konusuna da açıklık getirdi. Prim hesaplamalarının; ilgili branştaki hasarın gerçekleşme sıklığı ve hasarın maliyeti dikkate alınarak ve önümüzdeki dönemde meydana gelebilecek maliyet artışlarına dair tahminlere dayanılarak yapıldığının altını çizen Gülen, araç ve yedek parça maliyetlerinden ve asgari ücrete kadar ilgili her kalemde yaşanan artışın primleri önemli ölçüde etkilediğini belirtti.
TSB Başkanı şöyle konuştu: “Sigorta sektörü olarak primleri belli düzeyde tutmayı dert ediniyoruz. Sağlık sigortalarıyla ilgili alternatif sağlık hizmet kuruluşlarının (üniversite hastaneleri) anlaşmalara dâhil edilmesi, motor branşında ise yerli yedek parça kullanımının artırılması, hasar ödemelerinin hızlandırılması vb. gibi birçok alanda çözüm arayışlarımızı sürdürüyoruz.”
Sigortalı sayısının artırmasının primler hususunda da son derece kritik olduğunu vurgulayan Gülen, trafik gibi zorunlu sigortaların mutlaka ayrı değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Trafik sigortaları için serbest tarife olmazsa olmaz. Fiyat kontrolü, sonrasında oluşan prim farkları ile kapatılmak zorunda kalıyor. Bu kaçınılmaz son hoşnutsuzluk yaratabiliyor” diye konuştu.