Şehirlerini terk ettiler... Maya uygarlığı neden birdenbire yok oldu?
Yüzyıllar boyunca göğe yükselen tapınaklarıyla hayranlık uyandıran Maya şehirleri, aniden sessizliğe büründü. Peki bu eşsiz medeniyetin arkasında ne kaldı? Çöküşün ardındaki sırlar hala çözülmeyi bekliyor. İşte detaylar...

Binlerce yıl önce, Mesoamerika'nın kalbinde yükselen Maya uygarlığı, devasa piramitleri ve gizemli yazıtlarıyla günümüze kadar ulaşan bir miras bıraktı. Ancak bir gün bu büyük medeniyet, nedenini hâlâ tam olarak bilemediğimiz bir şekilde şehirlerini terk etti...
BÜYÜK BİR MEDENİYETİN YÜKSELİŞİ
Antik Maya uygarlığı, M.Ö. 2000’li yıllarda bugünkü Meksika, Guatemala, Belize, Honduras ve El Salvador bölgelerinde kurulan en gelişmiş medeniyetlerden biriydi. Özellikle tarım, astronomi, takvim sistemleri ve hiyeroglif yazı dili konularında oldukça ileri gitmişlerdi. Mısır, kakao, kabak ve fasulye gibi mahsullerle beslenen toplum, mimaride de devasa tapınaklar, saraylar ve gözlem evleri inşa etti.
KLASİK DÖNEMDE ALTIN ÇAĞ
M.S. 250 ile 900 yılları arasındaki Klasik Dönem, Maya medeniyetinin altın çağı olarak kabul edilir. Bu dönemde Tikal, Copán, Palenque ve Calakmul gibi büyük şehirler zirveye ulaştı. Her biri kendine özgü mimari, yazıt ve dini yapılarla donatıldı. Ancak bu şehirler, ortak bir imparatorluk çatısı altında değil, bağımsız ve sık sık birbirleriyle savaşan şehir devletleri olarak yönetiliyordu.
SESSİZ ÇÖKÜŞ: ŞEHİRLER NEDEN TERK EDİLDİ?
M.S. 800’lü yılların başından itibaren, şehirler teker teker sessizliğe gömüldü. Anıtsal yapılar yarım kaldı, hiyeroglifler yazılmamaya başlandı, sanatçılar fırçalarını bırakıp gitti. Arkeolojik bulgulara göre Bonampak ve Yaxchilán gibi şehirlerde yapılmakta olan duvar resimleri ve heykeller tamamlanamamış halde bulunmuştur.
GÜÇ MÜCADELELERİ VE SAVAŞLAR
Mayalar merkezi bir otoriteye sahip değildi. Her şehir kendi kralı ya da yöneticisi tarafından idare ediliyordu. Bu durum, zamanla güç mücadelelerinin ve uzun süren savaşların yayılmasına yol açtı. Cancún gibi şehirlerde, yöneticilerin ve soyluların topluca öldürülüp sembolik eşyalarıyla gömüldüğü vahşet izleri ortaya çıkarıldı. Savaşlar, sadece fiziki yıkıma değil, toplumsal çöküşe de neden oldu.
ÇEVRESEL SORUNLAR VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
Araştırmalar, Maya bölgesinde uzun süreli kuraklıkların yaşandığını gösteriyor. Bu durum, tarımın temelini oluşturan mısır üretimini ciddi şekilde etkiledi. Aşırı nüfus, orman tahribatı ve toprak yorgunluğu gibi çevresel sorunlar, zaten hassas olan ekosistemi çökertti. Kuraklıkla başa çıkamayan şehirler, önce ekonomik olarak zayıfladı, ardından terk edildi.
HASTALIKLAR VE YOK OLUŞ
Klasik dönemde çeşitli parazit hastalıkların Maya toplumunu etkilediği biliniyor. Ancak asıl yıkım, 1500’lü yıllarda bölgeye gelen İspanyollarla birlikte yaşandı. Yerli halkın bağışıklığı olmayan çiçek, kızamık ve grip gibi hastalıklar kısa sürede büyük kayıplara yol açtı. Bu hastalıklar, zaten çökmüş olan uygarlığın yeniden toparlanmasını imkânsız hale getirdi.
GÖLGEDE KALAN KUZEY VE DAĞLIK ŞEHİRLER
Güneydeki şehirler terk edilirken, kuzeydeki Chichen Itza, Uxmal ve Mayapan gibi şehirler daha geç bir tarihe kadar ayakta kaldı. Ayrıca dağlık bölgelerdeki Q’umarkaj gibi merkezlerde kültürel ve dini yaşam devam etti. Bu, Maya halkının tamamen yok olmadığını, sadece merkez değiştirdiğini gösteriyor.
GÜNÜMÜZDE MAYA HALKI
Maya uygarlığı yok olmadı; torunları bugün hala atalarının topraklarında yaşamaya devam ediyor. Yüzlerce yıl süren baskıya rağmen dillerini, geleneklerini ve inançlarını koruyan milyonlarca Maya, günümüzde Meksika, Guatemala ve çevresinde yaşamaktadır.
Kaynak: National Geographic, History, Study