Yeni sergi: 'Yaşam, Şarkısını Söyler'
15 bağımsız sanatçının eserlerinin yer aldığı, kişilerin hayatımızda bıraktığı izlerin, hislerle olan bağlantısını ve kusurlarımızla bir bütünlük oluşturmasına odaklanan Yaşam, Şarkısını Söyler sergisi, 22 Mart'a kadar Loft Art'ta sanatseverlerle buluşacak

Bağımsız sanatçılara alan açma ve destekleme misyonuyla ön plana çıkan Loft Art, “Yaşam, Şarkısını Söyler” isimli grup sergisini sanatseverlerle buluşturuyor. Kişilerin hayatımızda bıraktığı izlerin, hislerle olan bağlantısını ve kusurlarımızla bir bütünlük oluşturmasına odaklanan Yaşam, Şarkısını Söyler sergisi, Ahmet Yiğider, Berk Kakeci, Bertan Ekici, Emre Tura, Ergül Karagözoğlu, Ezgi Kılıç, Fatih Altan, Halil Vurucuoğlu, Hüseyin Rüstemoğlu, İlyas Arapoğlu, Kaan Fıçıcı, Lale Yılmaz, Nihan Çakır, Taylan Öngünç ve Zuhal Baysar'ın katılımıyla 22 Mart'a kadar Loft Art’ta ziyaret edilebilecek.
İnsan, varoluşunun özünde bir iz bırakma ve taşıma hikâyesinin parçasıdır. Her karşılaşma, insan ruhunda görünmez bir harita çizer; o harita ki bizi geçmişe, şimdiye ve geleceğe bağlar. Bu izler, yalnızca fiziksel varlığımızın ötesinde, ruhun derinliklerinde birikerek kim olduğumuzu şekillendirir.
Bazen bir bakışın yankısı, bazen de bir kelimenin sessizliği, hayatın dokusuna işlenerek bizi biz yapan bütünün bir parçası olur. Her şeyde bir iz gizlidir: sevincin hafifliği kadar travmaların derinliği de. Bu izler, varoluşun en güçlü anlatıcılarıdır. Her hikâye bir iz bırakır; her iz, bir his bırakır. İnsan ruhu, bu izler ve hislerle değişir, şekillenir ve tamamlanır.
Bu sergi, insanın kusurlarıyla var oluşunu anlamlandıran o şeffaf katmanlara bir yolculuktur. Her çatlak, her çizik, her bozukluk, bizi benzersiz yapan hikâyenin dokusunu oluşturur. Güzellik, tıpkı zümrüdün kusurlarında gizlendiği gibi, ışığımızı kusurlarımızla yansıttığımız yerde bulunur.
Hangi izler sizi buraya getirdi? Hangi hisler etkisini yitirdi? Bu soruları kendimize sormak, kusurlarımızın güzelliğini kucaklamanın ışığında yeni bir yolculuğa çıkmak demektir. Hayatın bize sunduğu şeyi tam anlamıyla hissederek, kusurlarımızın bizi kusursuz kıldığı gerçeğiyle buluşmak için.