AYM’den dikkat çeken karar: Hakaret suçunda ön ödeme dönemi bitti
Anayasa Mahkemesi, hakaret suçlarında sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle ve yüz yüze işlenen fiiller arasındaki farklı uygulamayı eşitlik ilkesine aykırı buldu. Yüksek Mahkeme, hakaret suçunda uzlaştırma ve ön ödeme arasındaki karşılaştırmayı engelleyen hükmü iptal etti. Habertürk'ten Burak Avşar'ın haberi

Anayasa Mahkemesi, hakaret suçlarıyla ilgili uygulamada önemli bir değişikliğe imza attı. Mahkeme, geçtiğimiz yıl çıkarılan bir yasayla getirilen ve hakaret suçunda “uzlaştırma” ya da “ön ödeme” (para ödeyip davanın kapanması) arasında sanığın lehine olan uygulamanın yapılmasını engelleyen kuralı iptal etti. Bundan sonra, sanığın lehine olan seçenek uygulanabilecek. Karar, 29 Mayıs 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlandı.
EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRI OLDUĞUNA KARAR VERDİ
Bir diğer önemli karar da, hakaretin işlendiği yöntemle ilgili oldu. Şu ana kadar, sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle hakarette ön ödeme yapılarak dava açılmadan dosya kapanabiliyordu. Ancak gıyapta ve yüz yüze edilen hakaretlerde bu imkan yoktu, doğrudan dava açılıyordu. Anayasa Mahkemesi, bu farkın eşitlik ilkesine aykırı olduğuna karar verdi.
“ÖNEMLİ BİR EŞİTSİZLİĞİ GİDERİYOR”
Avukat Taha Yasin Caner, Habertürk’e yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
“Bu karar, uygulamada yaşanan önemli bir eşitsizliği gideriyor. Şöyle ki hakaret suçunun sadece nitelikli hali yani sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle hakaretin ön ödemeye alınıp basit halinin hariç tutulması Anayasa Mahkemesinin de belirtmiş olduğu üzere eşitlik ilkesine aykırılık teşkil ettiği 9. Yargı Paketi hazırlığı sürecinde de ortadaydı. Ön ödeme sürecinin maalesef bir cezasızlık algısı oluşturacağını daha önce de belirttik. Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu bu kadar özellikle hakaret suçunun mağdurları ikiliği gidermiştir, bu yönüyle önemli ve isabetli bir karardır. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki Anayasa Mahkemesi kamu görevlisine yönelik hakaret suçu (TCK m. 125/3-a) ile hakaret suçunun basit hali (TCK m. 125/1-2) arasındaki eşitsizliği ve hakkaniyete aykırılığı da ele alıp iptal etmesi gerekirdi. 9. Yargı Paketinden sonra vatandaşta da bu konuda bir rahatsızlık oluştuğunu söyleyebilmek mümkündür. Konumuza dönecek olursak ceza hukuku ilkeleri bağlamında suçun basit hali ile nitelikli hali arasındaki fark, bu durum nesnel ve makul temellerden uzak olması Anayasa Mahkemesi kararıyla ortadan kaldırılmıştır. Uygulamadaki bu farklılık söz konusu karar ile giderilmiştir. ”