Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Yargı Ekrem İmamoğlu'nun sahte diploma davası 20 Ekim'e ertelendi | Son dakika haberleri

        Tutuklanmasının ardından İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu'nun, üniversite diplomasının sahte olduğu iddiasıyla "zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik" suçundan 8 yıl 9 aya kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı.

        AA'da yer alan habere göre İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesince Silivri'deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nun karşısındaki salonda yapılan duruşmaya, başka suçtan tutuklu Ekrem İmamoğlu ve avukatları katıldı.

        Duruşmaya, ayrıca CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu ile çocukları ve babası Hasan İmamoğlu, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, CHP Genel Başkan yardımcıları Gökan Zeybek, Meryem Gül Çiftci Binici, Gülşah Deniz Atalar, CHP milletvekilleri Bülent Tezcan, Utku Çakırözer, Sibel Suiçmez, Ayça Taşkent, mahkeme kararıyla görevinden uzaklaştırılan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İBB Başkanvekili Nuri Aslan, bazı il ve ilçe belediye başkanları ile çok sayıda izleyici katıldı.

        REKLAM

        Duruşma, İmamoğlu'nun kimlik tespitiyle başladı. İmamoğlu, kimlik tespitinde tahsil durumunun "yüksek lisans", aylık ortalama gelirinin ise 250 bin lira olduğunu söyledi. Duruşma, mahkeme hakiminin iddianamenin özetini okumasının ardından, Ekrem İmamoğlu salonun sıcak olduğu gerekçesiyle ceketini çıkarmak istedi. Hakimin onayıyla İnanoğlu ceketini çıkardı.

        İMAMOĞLU SAVUNMA YAPTI

        Habertürk'ten Ceylan Sever'in haberine göre de Ekrem İmamoğlu diplomasına ilişkin evrakta sahtecilik suçundan açılan davada ilk kez hakim karşısına çıktı. İlk kez savunma verecek İmamoğlu lacivert bir takım elbise giyerek duruşmaya getirildi. Duruşmada hakim iddianameyi özetlerken İmamoğlu araya girerek “Şu ana kadar okuduğunuz şeylerin hiçbirisinin benle alakası yok” dedi. Bunun üzerine hakim, “Savunmanızda bunları anlatacaksınız zaten” diye cevap verdi.

        "BU İDDİANAMEYİ SAVCI YAZMADI"

        İddianamenin okunmasının ardından Ekrem İmamoğlu savunmasına başladı. İddianamede okunanların yaşandığı dönem 18 yaşında olduğunu söyleyen İmamoğlu, "18 yaşındaki delikanlı bu kadar şeyi nasıl yapmış olabilir. Bu iddianameyi o savcı yazmadı. Bir sonraki seçimde kazanacağımı bilen kişi yazdırdı" dedi.

        "BU DURUŞMA KONUSUYLA TARİHE GEÇTİ"

        "Bu davanın varlığı bile yüz karasıdır" diyen İmamoğlu, "Sizin bugün bu işe zaman ayırmanızdan bile üzüntü duyuyorum. Bu duruşma konusuyla şimdiden tarihe geçmiştir. Az önce okuduğunuz şeylerin benimle uzaktan yakından ilgisi yok ve ben sahtecilikle yargılanıyorum. Hapis cezası istemiyle yargılanıyorum. Kendimi savunmakta da zorlanıyorum. Bu davanın konusu saçmalıktır" dedi.

        Savunmasında kullandığı belgeleri büyük panolara bastıran İmamoğlu, bu panoları duruşma salonunda okuyarak ifadesine devam etti.

        "İNŞALLAH SU GİBİ TEMİZ KARAR VERİRSİNİZ"

        "Bunları neon ışıklarla herkese anlatmak istiyorum" diyen İmamoğlu, "Bunu yazdıranların nasıl bir kötülük peşinde olduğunu ben çok iyi biliyorum" ifadelerini kullandı.

        Davanın mağduru olduğunu söyleyen İmamoğlu, "Alınteriyle aldığım diplomam iptal edildi. Gençliğimin 5 yılını, emeğimi, gayretimi bir çırpıda yok ettiler" şeklinde konuştu.

        Savunması sırasında hakim İmamoğlu'na su verilmesini söyledi. Bunun üzerine İmamoğlu teşekkür edip, "Biz 1 senedir bunlara alışık değiliz sayın hakim inşallah su gibi temiz kararlar verirsiniz" dedi.

        "HALA SEVGİ PITIRCIĞIYIM"

        Yapılanların ahlak ve hukuk dışı olduğunu söyleyen İmamoğlu, "Bu çocuklarımızın geleceğini çalmaktır" dedi. Türkiye'de insanların yüzde 80'inin adalete güvenmediğini söyleyen İmamoğlu, "Yazık günah değil mi? Yapılan bu işler ortak yapılan işlere inancımızı azaltıyor. Halkımızı adım adım karanlığa gittiğine inandıran bir süreç yaşıyoruz. Umudu iflas ettiriyorlar ama ettirmeyeceğim" dedi.

        Diplomanın iptalinden sonra ilk kez konuştuğunu anlatan İmamoğlu, "Sevgi dolu konuşuyorum diye benimle sevgi pıtırcığı diye dalga geçiyorlar. Evet ben hala sevgi pıtırcığıyım. Ben 12 metrekarede o kadar özgürüm ki o sarayında çatlasın" ifadelerini kullandı.

        SEÇİM SANDIĞINI KORUMAK SİZİN GÖREVİNİZ”

        Mahkeme heyetine seslenen İmamoğlu, “Bu, demokrasiye sallanan çok keskin bir nifaktır. Demokrasiyi, seçim sandığını korumak sizin görevinizdir. En önemli görevinizdir bu. Adalet devletin en temel görevidir. Hukuk olmadığı yerde devlet olmaz" dedi.

        NEREDEYSE KIBRIS’IN VARLIĞINI İNKAR EDECEKLER”

        "Bu iddianamede Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne hakaret ediyorsunuz" diyen İmamoğlu, "Diploma iptal edilsin diye neredeyse KKTC'nin varlığını inkar edecekler" dedi.

        “HASSASİYETİNİZLE BENİ KENDİNİZE HAYRAN BIRAKTINIZ”

        Ekrem İmamoğlu hakime, “Beni hassasiyetinizle hayran bıraktınız kendinize. Tüm kalbimle söylüyorum. İnşallah bundan dolayı bir ceza da yemezsiniz.” Dedi. Bunun üzerine hakim de, “Yok biz töhmet altında kalmayız" dedi.

        SEÇİM SONUCUNU GÖSTERDİ

        Cezalandırılmamın sebebini göstereceğim diyen İmamoğlu 2024 İstanbul seçim sonucunu gösteren haritayı seyircilere kaldırdı ve alkışla karşılandı. Ardından aynı haritayı hakime göstererek “39 ilçenin 32’sinde Ekrem İmamoğlu birinci çıktı. Bunun sadece 4 tanesinde 1 puan civarında ve altında bir oranla ikinci olduk. Bu benim için öyle bir onur ki o yüzden savcının yazdığı saçmalık bana vız gelir tırıs gider” dedi.

        BİR DİPLOMAYLA YIKMAYA ÇALIŞANLAR ASLA BAŞARILI OLAMAYACAKLAR”

        İmamoğlu, “En büyük hasarı son dönemde yargı aldı. Ben bize yaşatılan bu kara düzenin sonucunda Silivri’deyim. Diploması meselesi anlatılamayacak bir şey. Yurtdışından bize ziyarete gelen heyetler bunu sorduğunda anlatamıyoruz. Bizi bir diplomayla engellemeye çalışanlar asla başarılı olamayacaklar. Sırtımızı yargıya, bu ülkenin adaletine yaslamak zorundayız" dedi.

        İmamoğlu, “yolsuzluk” iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında “Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak" suçundan tutuklanan avukatı Mehmet Pehlivan ile ilgili konuştu. İmamoğlu,“Mehmet Pehlivan hapishanede, benim avukatım, hiçbir dayandığı yok tutuklandı” dedi. Bunun üzerine hakim, “Eğer avukatınız olarak savunma yapması yönünde talebiniz varsa değerlendirebiliriz” dedi. İmamoğlu, “Elbetteki var, Mehmet benim avukatım, canım ciğerim.” dedi.

        Bunun üzerine hakim, duruşmadan bir gün önce tutuklu bulunduğu cezaevinden talepte bulunan Avukat Mehmet Pehlivan’ın savunma hakkının kısıtlanmaması ve yasada böyle bir yasağın olmadığı gerekçesiyle talebi kabul etti.

        10 DAKİKA ARA VERİLDİ

        SEGBİS kaydı için 10 dakika ara verildi. Bu sırada kravatını çıkaran İmamoğlu il başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Özgür Çelik’e fırlattı. O da kravatı boynuna taktı.

        GÜRSEL TEKİN VE İL BİNASINDA YAŞANANLAR

        Ardından İmamoğlu gazetecilerin sorularını yanıtladı. “3 tane Kemal Tahir bitirdim. Devlet Ana’ya başladım” dedi. Gürsel Tekin’in kayyum olarak atanması ve sonrasında İstanbul il binasında yaşananlara ilişkin, “Bu çok acı ve ülkenin düzeni adına tehdittir. Bu bir Cumhuriyet Halk Partisi’ne tehdit değil, Türkiye’nin düzeni adına tehdittir. Bütün partilerin bu işte karşı durması şarttır, bu uygulama şekli Türk polisinin bu şekilde kullanılması Türk polisine hakarettir. Türkiye'nin bütün siyasi erklerini, bütün sivil toplum kuruluşlarını karşı durmaya çağırıyorum” dedi.

        KURULTAY DAVASI

        15 Eylül’de Ankara’da yapılacak olan Kurultay davasına ilişkin ise, “Umut ederim ki bu defter o gün kapanır. Bu ülke bir günlük diyalog zeminine iyileşmeye istişareye sahip olsun. Bu aklın nasıl bir siyasi kazanımı var? Hayat fani koltuklar geçici bu nasıl bir ihtiras?” diye konuştu.

        “BİZ NİYE HAPİSTEYİZ?”

        MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli davaların Ekim’de başlayacağı yönünde yaptığı açıklaması kendisine sorulunca “Biz niye hapisteyiz?” diye sordu.

        ÜNİVERSİTE ARKADAŞLARI DA GELDİ

        Duruşmaya, Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Üniversitesi’ne birlikte geçiş yaptığı arkadaşları ve Kıbrıs’ta beraber okuduğu arkadaşları da destek için geldi.

        TUTUKLU AVUKATI DURUŞMAYA KATILDI

        Mahkemenin yazısının Çorlu cezaevine ulaşmasının ardından İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan duruşmaya SEGBİS ile bağlandı. Bunun üzerine İmamoğlu, “Avukatım sevgili kardeşim Mehmet’i selamlıyorum. Bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını ve bir an önce burada diğer avukatlarımın arasına katılarak savunma yapmasını diliyorum.” dedi.

        İmamoğlu 3 saat süren savunmasını Ahmed Arif’in Anadolu isimli şiirini okuyarak tamamladı.

        SÖZ AVUKATLARDA

        Ekrem İmamoğlu’nun tutuklu avukatı Mehmet Pehlivan beyanında, “Biz avukatlar müdafi görevi esnasında özgürlüğümüzden olabiliriz. Müvekkilime savunma yapmak için yüz yüzelik ilkesi gereğince duruşmaya getirilmeyi talep ediyorum. Bu şartlarda savunma yapmayı siz makul görüyor musunuz? Bir sonraki celse duruşma salonuna getirilerek savunma yapmak istiyorum” dedi. Avukat Tora Pekin savunma için söz aldı.

        Avukatların savunmalarının bitmesinin ardından mahkeme karar arası verdi. Bu esnada İmamoğlu’na gazeteciler Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ın şu dakikalarda “yolsuzluk” dosyasından ifade vermesini sordu. İmamoğlu da “Resul Emrah Şahan için suç çıkarmaya çalışıyorlar, başkaları tahliye olacak o olmasın diye yapıyorlar” dedi.

        DAVA 20 EKİM'E ERTELENDİ

        Mahkeme ara kararını açıkladı. diploması iptal edilen Ekrem İmamoğlu’nun İdare Mahkemesi’ne kararın iptal edilmesi için açtığı iptal davasının gönderilmesini için yazı yazılmasına karar verdi. Tutuklu avukat Mehmet Pehlivan’ın tutuklu bulunduğu cezaevinden bir sonraki duruşmada yine SEGBİS’le duruşmaya bağlanmasına karar verildi. Duruşma 20 Ekim’e ertelendi.

        İDDİANAMEDEN

        İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 18 Eylül 2024'te Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının sahte olduğu iddiasıyla CİMER'e başvuruda bulunulduğu aktarılıyor.

        Aynı iddiaya ilişkin 1 Ekim 2024'te savcılığa şikayet dilekçesi sunulduğu belirtilen iddianamede, söz konusu şikayetin ardından soruşturma başlatıldığı kaydediliyor.

        İddianamede İmamoğlu'nun Kıbrıs'ta öğrenim gördüğü ve İstanbul Üniversitesine geçiş yaptığı University College of Northern Cyprus'ın (UCNC) 1990'da Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) tarafından tanınan üniversitelerden biri olmadığı belirtiliyor.

        YÖK'ün 1988 ve 1992'deki yazılarında, KKTC'de faaliyet gösteren YÖK kurumlarından sadece Doğu Akdeniz Üniversitesi'nin tanındığının anlaşıldığı ifade edilen iddianamede, yatay geçiş kontenjanlarının usulsüz olarak artırıldığı anlatılıyor.

        REKLAM

        İddianamede, yatay geçiş başvurularında bazı öğrencilerin listeden usulsüz olarak silinerek yine listeye yeni öğrencilerin eklendiği, 3 kişilik kontenjanı bulunan bölüme usulsüz olarak 54 kişinin alındığı kaydediliyor.

        "YÖK KARARLARI GÖRMEZDEN GELİNDİ"

        Gerek başvuru kabul edilecek yükseköğretim kurumlarıyla ilgili gerekse başvurusu değerlendirilecek öğrencilerle ilgili çok sayıda hileli işlem yapıldığı ifade edilen iddianamede, yükseköğretim kurumları arasında "Önlisans ve Lisans Düzeyinde Yatay Geçiş Esaslarına İlişkin Yönetmeliği"nin 2. maddesinde yer alan "Eşdeğer eğitim programları uygulayan yükseköğretim kurumları" maddesinin uygulanmadığı aktarılıyor.

        İddianamede, bağlayıcı görüş bildiren YÖK'ün 1988, 1991 ve 1992'deki yazılarında KKTC'de faaliyet gösteren yükseköğretim kurumlarından sadece Doğu Akdeniz Üniversitesi'nin Yükseköğretim Kurulu tarafından tanındığına ilişkin kararın görmezden gelindiği, yine yönetmeliğe aykırı şekilde bulunduğu üniversitede transkriptlerinde başarısız ve alınan kredilerde eksiklerin olduğu, İngilizce İşletme Programı'na yurt dışı yatay geçiş başvuruları kabul edilen öğrencilerin herhangi bir dil seviye tespit sınavı ya da yeterlilik sınavı yapılmadığı ifade ediliyor.

        REKLAM

        İstanbul Üniversitesinin, KKTC'deki eğitim kurumlarından sadece Doğu Akdeniz Üniversitesi'nin YÖK tarafından tanınmakta olduğunu bilmesine rağmen İmamoğlu'na ait öğrenci dosyasının incelenmesinde, gerçekte University College of Northern Cyprus adlı eğitim kurumuna kayıtlı olduğunun anlaşıldığı belirtilen iddianamede, İmamoğlu'nun İstanbul Üniversitesi'ne yatay geçişi sırasında gerçeğe aykırı şekilde, öğrenci kütük defterine Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak kaydedildiğinin tespit edildiği aktarılıyor.

        İddianamede, yapılan bu işlemle hem İstanbul Üniversitesi yetkililerinin hem de şüpheli Ekrem İmamoğlu'nun, University College of Northern Cyprus adlı kurumun Yükseköğretim Kurulu nezdinde tanınırlığının bulunmadığını bildikleri halde İmamoğlu'nun denkliği olan bir kurumdan yatay geçiş yapmış gibi gösterildiği ifade ediliyor.

        "BELGENİN SAHTE BİÇİMDE DOĞDUĞU AÇIK VE NETTİR"

        İmamoğlu tarafından yatay geçiş sürecinde üniversiteye ibraz edilen belgelerin University College of Northern Cyprus'a ait bir tanıtım broşürü ve bir adet transkriptten ibaret olduğu, belgelerin içeriği dikkate alındığında, bu belgelerin Doğu Akdeniz Üniversitesi'ne ait olmadığının anlaşıldığı anlatılan iddianamede, "İstanbul Üniversitesi tarafından İmamoğlu'nun kaydının Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak yapıldığı, gerçeğe aykırı resmi belgenin açık bir hile ile düzenlendiği, bu suretle hukuki öneme sahip beyanları gerçeğe aykırı bir biçimde yansıtarak şeklen doğru ancak içerik bakımından sahte bir belge meydana getirildiği, yani sahteciliğe uğramış belge hiç olmamış kabul edilmekle birlikte belgenin sahte biçimde doğduğu açık ve nettir." ifadeleri yer alıyor.

        REKLAM

        İddianamede, İmamoğlu'nun hayat hikayesinin hiçbir aşamasında Doğu Akdeniz Üniversitesi'nde eğitim gördüğüne ilişkin bilgi, bulgu bulunmamasına rağmen "https://www.ibb.istanbul/ibb/buyuksehir-belediye-baskani", "ekremimamoglu.com" gibi internet siteleri ile "Kahramanın Yolculuğu" isimli kitapta ve çeşitli yazılı ile görsel basın organlarında, şüphelinin Doğu Akdeniz Üniversitesinden yatay geçiş yaptığı yönünde bilgi ve beyanlara yer verildiği, bu durumun temel nedeninin İstanbul Üniversitesi'ne yatay geçiş kaydı sırasında, şüphelinin "Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisiymiş" gibi gösterilmiş olmasından kaynaklandığına dikkat çekiliyor.

        İmamoğlu'nun gerek yatay geçiş işlemleri sırasında gerekse daha sonraki süreçlerde University College of Northern Cyprus kurumu ile ilgili durumu açıkça bildiği, buna rağmen kamuoyunda farklı bir algı oluşturacak şekilde hareket ettiği, tüm bu hususların ifade sırasında kendisine sorulduğu ancak şüphelinin söz konusu soruları cevapsız bırakarak açıklama yapmaktan kaçındığının anlaşıldığı kaydediliyor.

        "RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK SUÇU' ZİNCİRLEME ŞEKİLDE İŞLENDİ"

        İddianamede, İmamoğlu'nun "resmi belgede sahtecilik" suçuna iştirak ettiği, hileli bir şekilde aldığı evrakı yüksek lisans amacıyla İstanbul Üniversitesi'ne, askerlik hizmeti amacıyla Milli Savunma Bakanlığı'na ve Yüksek Seçim Kurulu'na sunarak kullandığı ve "resmi belgede sahtecilik" suçunu zincirleme şekilde işlediği aktarılıyor.

        İmamoğlu'nun "zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik" suçundan 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edilen iddianamede, ayrıca işlemiş olduğu kasıtlı suç nedeniyle hapis cezasına mahkum edilmesi halinde Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 53. maddesinde yer alan belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmesi de isteniyor.

        Ayrıca iddianamede, İmamoğlu'nun sahte olarak elde ettiği iddia edilen evrakın TCK'nın 54. maddesi uyarınca müsadere edilmesine karar verilmesi talep ediliyor.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ