"Milli Alarm Sistemi kurulmalı"
Depremde alınacak tedbirler belli ancak 6 Şubat depremlerinde ilk tespitler ve hasarın büyüklüğünü belirleme konusunda önemli eksiklikler yaşandı. Maalesef depremden sonraki ilk birkaç saat hatta bir güne yakın sürede, ne olduğuna ve ne yapılması gerektiğine yönelik bir dağınıklık ve koordinasyonsuzluk yaşandı. Bu nedenle ülkemizin Milli Alarm Sistemi'ni gözden geçirmesi ve buna yönelik bazı düzenlemeler yapması gerekiyor. Habertürk'ten Bülent Aydemir yazdı..
İki yıl önce 6 Şubat 2023’te merkez üsleri Kahramanmaraş Pazarcık, Gaziantep Islahiye, Kahramanmaraş Elbistan olmak üzere sırasıyla 7.7, 6.5 ve 7.6 büyüklüğünde üç deprem meydana geldi.
AFAD’ın veri ve tespitlerine göre; etki alanı 120 bin kilometrekare olan depremden 14 milyon kişi etkilendi. Bu afette 53 bin 537 canımızı yitirdik, 107 bin 213 kişi ise yaralandı.
Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Malatya, Diyarbakır, Adana, Kilis ve Elazığ olmak üzere 11 ilimiz, 124 ilçe, 6 bin 929 mahalle ve köy bu büyük depremlerden etkilendi. 18 il için genel hayata etki eden tarihin en büyük depremlerinden biri olan felakette devlet-millet seferberliği yaşandı.
En derin acıları yaşadığımız, yüreğimizi yakan, asrın felaketi olarak adlandırılan bu depremin ikinci yıl dönümünde acaba gereken dersleri çıkardık mı, yaraları sarabildik mi? Şüphesiz ki devlete düşen görevlerin yanı sıra, birey olarak da yapmamız gerekenler var...
TABLOYA BAKALIM
2025 yılı bütçesi de dâhil olmak üzere hükümet, deprem bölgesinde imar-inşa faaliyetleri ve yaraları sarmak için 2 trilyon 562 milyar TL kaynak ayırdı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı verilerine göre, TOKİ koordinesinde Emlak Konut GYO ve Yapı işleri Genel Müdürlüğü ile 11 ilde 174 ayrı alanda, 1900 şantiye, 1581 köy evi şantiyesi olmak üzere toplam 3 bin 481 şantiyede 182 bin kişi çalışmalarını sürdürüyor.
Deprem bölgesindeki 11 ilde bugüne kadar 169 bin 171 konut, 149 iş yeri ve 32 bin 260 köy evi olmak üzere toplam 201 bin 580 yapı teslim edildi. Bu yılın sonunda ise 358 bin 859 konut, 31 bin 307 iş yeri ve 62 bin 817 köy evi olmak üzere toplam 452 bin 983 yapının hak sahiplerine teslim edilmesi öngörülüyor.
DEPREM ULUSAL GÜVENLİK TEHDİDİ
Şüphesiz ki deprem gibi doğal afetlerden sonra yapılacaklardan daha önemlisi afet yaşanmadan alınacak tedbirlerdir. Uygun zemine uygun yapılar inşa etmek, etkili kamu yapı denetimi, kayıp kaçağı önleme, insanlarımızın deprem konusunda bilgilendirilip bilinçlendirilmesi, ulusal afet yönetim sistemi ve milli alarm yönergeleri alınacak tedbirler arasında sıralanabilir.
“Deprem değil, yapı öldürür” sözü birçok olayda acı şekilde tecrübe edildi. Demek ki hala depreme uygun yapılar inşa etme konusunda gereken kararlılığı ve hassasiyeti gösteremiyoruz.
Ülkemizin ulusal güvenliğinin anayasası olan Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde (MGSB) deprem bir ulusal güvenlik tehdidi olarak sayılıyor.
Belgede; kitlesel can kayıplarına, büyük ekonomik kayıplara, demografik yapı değişimlerine ve sosyal yapıda çözülmelere ve nesillerde psikolojik travmalara yol açan depremler, doğal ve insan kaynaklı tehditler arasında yer alıyor.
Sel/Tsunami, deprem/toprak kaymaları/heyelan/çığ, kasırgalar/hortumlar, yangınlar, endüstriyel kazalar, gök cisimleri kitlesel can kayıplarına yol açan afetler arasında bulunuyor ancak alınacak tedbirlerle uğranacak hasar ve kayıpların azaltılması mümkün...
MİLLİ ALARM SİSTEMİ
Depremde alınacak tedbirler belli ancak 6 Şubat depremlerinde ilk tespitler ve hasarın büyüklüğünü belirleme konusunda önemli eksiklikler yaşandı.
Maalesef depremden sonraki ilk birkaç saat hatta bir güne yakın sürede, ne olduğuna ve ne yapılması gerektiğine yönelik bir dağınıklık ve koordinasyonsuzluk yaşandı. Deprem çok geniş bir coğrafyayı ve illeri vurmuştu.
Ülkemizin Milli Alarm Sistemi’ni gözden geçirmesi ve buna yönelik bazı düzenlemeler yapması gerekiyor. MGSB’de bu konuyla ilgili bazı tespit, değerlendirme ve öneriler yer alıyor:
Afet ve acil durumlarda yapılacak her türlü çalışmanın Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü (CBSGM) koordinasyonunda yürütülmesi ve gerekli mevzuat düzenlemesinin yapılması gerekiyor.
Ayrıca Milli Alarm Sistemi kapsamında coğrafi verilerin aktif kullanımı için gerekli çalışmaların yapılması, özellikle afet ve acil durumlar için coğrafi analizler ile karar destek sistemlerinin güçlendirilmesi öneriliyor. Kritik altyapıların tespiti ve korunması amacıyla kritiklik düzeylerine göre coğrafi veri üretimlerinin de organize edilmesi, eksikliklerin giderilmesi için tedbirlerin alınması gerekiyor.
Türkiye’de ayrı ayrı yönetilen altyapı (ulaşım, elektrik, su, kanalizasyon, kablo, telekomünikasyon, internet, data aktarımı…) gibi sistemlerin CBSGM koordinasyonunda yapılacak çalışmalarla standartlara uygun hale getirilmesi, merkezi sistemlere entegre edilmesi, ve coğrafi analizlerin bütüncül şekilde yapılması sağlanmalı.
Özelikle afet öncesi hazırlık büyük önem arz ediyor. Çünkü afet ve acil durumlarda altyapı bilgilerine erişimin güçlüğü, olay anı ve sonrasında müdahale ve iyileştirme çalışmalarını olumsuz etkiliyor. Bunu 6 Şubat depreminde maalesef acı şekilde tecrübe ettik.
Milli Konum uydusunun acilen faaliyete geçirilmesi ve kullanıma açılması gerekiyor. Coğrafi Analitik Merkezi'nin (CAM), Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi (TUCBS) altyapısına dayalı olarak oluşturulması büyük önem arz ediyor. Kısa vadede mekânsal istihbarat yapısının geliştirilmesi de hayati derecede önemli...
TUCBS altyapısının güçlendirilmesi ve servis çalışma yapısının çevrimiçi ve çevrimdışı etkin hale getirilerek, çevrim dışı durum için Ulusal Mekânsal Veri tabanı yapısının oluşturulması şart. Bir daha böyle acılar yaşamamak temennisiyle...