Cumhurbaşkanı Erdoğan: Evlatlarımıza bırakacağımız en önemli miras Terörsüz Türkiye olacak
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Terörsüz Türkiye süreciyle ilgili konuştu. Erdoğan, "Terörsüz Türkiye'nin ülkemizi nasıl şaha kaldıracağını biliyoruz. Evlatlarımıza bırakacağımız en önemli miras Terörsüz Türkiye olacak. Yıllarca süren acıların, kayıpların ve mücadelelerin ardından bu noktaya gelmek, gerçekten umut verici" ifadelerini kullandı. CHP lideri Özel'in ara seçim açıklamalarına da tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "TBMM'deki tabloya bakıldığında ara seçimi gerektiren bir durum yok. Millet, bundan 2 sene önce vekilleri 5 yıl görev yapsınlar diye Meclis'e göndermiştir." dedi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan ziyareti dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Konuşmasında Terörsüz Türkiye süreciyle ilgili sorulara yanıt veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terörsüz Türkiye’nin ülkemizi nasıl şaha kaldıracağını biliyoruz. Evlatlarımıza bırakacağımız en önemli miras Terörsüz Türkiye olacak. Yıllarca süren acıların, kayıpların ve mücadelelerin ardından bu noktaya gelmek, gerçekten umut verici" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gündemdeki konulara ilişkin yanıtları şu şekilde;
Biz ülkece yıllarca terör eylemleriyle büyük acılar yaşadık. Hem Başbakanlığınız döneminde hem Cumhurbaşkanlığınızda siz bütün şehit cenazelerinde yer aldınız. Yüreğimiz yandı yıllarca. Şimdi gelinen aşamada terör örgütü hem silah bırakma hem de fesih kararı aldı. “Ben burada baldıran zehri de içerim” diyen sizin döneminizde gerçekleşti bu. Bundan sonraki süreci merak ediyoruz. Nasıl bir yol haritası izlenecek? Silah bırakmak için tarih netleşti mi? Ayrıca sizin önderliğinizde böyle bir adım atıldı. Duygu ve düşüncelerinizi merak ediyoruz.
Bu sorun ortaya çıktığında doğan bebekler bugün 40 yaşın üzerinde. Birkaç nesil bu sorunun içine doğdu ve uzun yıllar boyunca çözümsüz kaldı. Biz ilk andan itibaren samimiyetle, çözüm perspektifi ile meseleye yaklaştık. Çünkü Terörsüz Türkiye’nin ülkemizi nasıl şaha kaldıracağını biliyoruz. Evlatlarımıza bırakacağımız en önemli miras Terörsüz Türkiye olacak. Yıllarca süren acıların, kayıpların ve mücadelelerin ardından bu noktaya gelmek, gerçekten umut verici. Şehit cenazelerinde hissettiğim tarifsiz acıların, yüreklerimizi dağlayan terör eylemlerinin gölgesinde, bugün bu başarıyı görmek benim için tarifsiz bir gurur kaynağı. Terörle mücadelenin kahramanları, güvenlik güçlerimizle gurur duyuyorum, şehit ailelerimizin metanetleri ile iftihar ediyorum. Her bir acının, her bir kaybın ardında güçlü bir dayanışma, sabır, dirayet ve kararlılık yatıyor. Diyarbakır annelerini bir kenara koyamayız. Diyarbakır annelerini ihmal edemeyiz. Diyarbakır annelerinin artık gözü yaşlı değil, onlar da artık mutluluğu tatsınlar, yaşasınlar istiyoruz. Yakında anneler evlatlarıyla kucaklaşacaklar. Bu müjdeleri de alacağımıza inanıyorum. Bu konuları rahmetli Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan ziyaretimize geldikleri zaman kendileriyle görüşmüştük. Milli İstihbarat Teşkilatımız, diğer kurumlarımızla iş birliği içinde, Terörsüz Türkiye ile ilgili çalışmaları kontrollü bir şekilde devam ettiriyor. Başbakanlığım döneminde ben silahların gömülmesinden bahsetmiştim. Şimdi gelinen noktada bu ifade silahların bırakılmasına ve teslimine döndü. Bu adımlar atıldığında şehitlerimiz de inşallah huzura kavuşur. Diğer taraftan, silah vesayetinden kurtuldukça, DEM Parti de siyasi mücadelesini çok daha farklı bir şekilde sürdürme fırsatını yakalıyor. Mecliste 50’nin üzerinde milletvekilleri bulunuyor. Siyaseti çok daha güçlü bir şekilde sürdürebilmesi DEM’e yeni avantajlar sağlayacaktır. DEM’in de yeni dönemde farkını ortaya koyması hem kendi tabanları için, hem ülkemiz için hayırlı olacaktır.
Türkiye'nin neden yeni bir anayasaya ihtiyacı vardır? Siz 1924 Anayasası’ndan 101 yıl sonra Türkiye'nin ikinci sivil anayasasını yapmak için Meclis’te ve toplumda bir mutabakat olduğunu düşünüyor musunuz? Yeni bir anayasanın, yani sivil anayasanın öneminin idrak edildiği kanaatinde misiniz?
Türkiye değişiyor, dünya değişiyor. Yeni bir çağda yaşıyoruz, daha yeni bir çağa doğru ilerliyoruz. Bu kadar hızlı değişen dünyada, eski Türkiye’nin üstelik de darbenin şartlarında hazırlanmış, ne kadar değişiklik yapılırsa yapılsın darbeci zihniyetin satırlarında gezindiği bir anayasa ile bir yere varmak mümkün müdür? Darbecilerin yazdığı anayasa ile toplumu birleştirmenin ne kadar zor olduğunu 40 yıldır yaşayarak görmüyor muyuz? Bugün yaşadığımız birçok sorunun temelinde darbe anayasasının olduğunu bilmeyen var mı? Siyasi hayatım boyunca Türkiye’nin sivil, demokratik ve özgürlükçü bir anayasaya ihtiyacı olduğunu dile getirdim. Bugün de aynı noktadayım. Artık darbecilerin yazdığı, darbecilerin ortaya koyduğu bir anayasayla Türkiye geleceğe yürüyemez. Artık darbecilerin değil, sivillerin ortaya koyduğu bir anayasaya ihtiyacımız var. Bunun için de AK Parti olarak biz bir çalışma yapıyoruz.
Bununla ilgili bazı arkadaşlarımıza görevler de verdik. Bütün mesele, acaba Cumhuriyet Halk Partisi de bizlerle ortak, müşterek bir sivil anayasa yapma yolculuğuna çıkar mı? Önemli olan bu. Diyoruz ki; gelin el ele verelim. Komisyonlarımızı kuralım ve bu komisyonlarla beraber sivil anayasayı bir an önce oluşturalım ve milletimize takdim edelim. Hem milli olsun hem yerli olsun. Böyle bir anayasayı inşallah Türkiye görsün, yaşasın. Olmaması için hiçbir sebep yok. İlk dört madde ile ilgili herhangi bir sorun yok. Yani AK Parti olarak bizim böyle bir sorunumuz yok ve diğer siyasi partilerin de hemen hemen birçoğunun böyle bir sorunu yok. Ortada ilk dört madde ile ilgili bir sorun olmadığına göre, sadece yol haritasını belirleyeceğiz. Süratle heyetlerimizi oluşturabiliriz. Başbakanlığım döneminde böyle bir çalışmayı yapmıştık, yine yapabiliriz, fazla vaktimizi almaz. Yeni anayasayı kendimiz için değil, ülkemiz için istiyoruz. Benim tekrar seçilme veya tekrar aday olma gibi bir derdim yok. Atacağımız adımlarla ülkemizin itibarını nasıl yükseltiriz, derdimiz bu. Şu anda artık Türkiye'nin milli geliri hamdolsun güçlü bir konuma ulaştı. Göreve geldiğimizde rakamlar neydi, şu anda rakamlar nerede? İhracata bakıyorsun, ihracatta hamdolsun 265-270 milyar dolar seviyelerini yakaladık. Öbür tarafta kişi başı milli gelirimiz o yıllara göre tavan yapmaya başladı. Rezervimiz de tırmanmaya başladı. Döviz rezervi noktasında şu anda hazinemiz güçlü.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel'in “Meclis’te boş sandalye sayısının 30'a yaklaşması durumunda anayasal çerçevede ara seçim kaçınılmaz olur” şeklindeki bir çıkışı vardı. Her ne kadar kendileri “milletvekillerini istifa ettirme planımız yok” dese de bu açıklama sizce erken seçim tartışmalarını yeniden alevlendirdi mi? Siz bu çıkışı nasıl değerlendirirsiniz? Aynı zamanda muhalefetin meclis üzerinden bir erken seçim stratejisi geliştirmesi sizce ne kadar doğru? Gerçekçi ya da demokratik teamüllere uygun mu? Bu hamlenin siyasi bir karşılığı olur mu?
CHP’nin milletin verdiği ödevi yerine getirmek gibi bir niyeti hiç olmadı. Her seçim sonrası, onlar açısından bakarsak her yenilgi sonrası, aradan bir zaman geçtikten sonra erken seçim borazanını öttürmeye başlıyorlar. Fakat CHP budur. Hatırlayın, CHP'nin erken seçim olayı yeni bir tez değil. Yatıyorlar kalkıyorlar “erken seçim” diyorlar. Yani erken seçim olduğu zaman ne olacak? Bunlar iktidara mı gelecekler? Şu anda elindeki boş veya dolu sandalye sana yeter. Tepe tepe kullan. Erken seçim hesaplarıyla ile heba ettikleri vakitleri, millete hizmete harcasalar, belki milletin gönlüne girebilmenin bir yolunu bulabilirler. Kaldı ki Özgür Bey’in anlattığı erken seçim değil başka bir konu. Buna erken seçim denmez. Buna ara seçim denir. İkisini birbirine karıştırmamak gerekir. Dahası şu anda TBMM’deki tabloya bakıldığında ara seçimi gerektiren bir durum da yoktur. Millet, bundan 2 sene önce vekilleri 5 yıl görev yapsınlar diye Meclis’e göndermiştir. Diğer yandan Sayın Özel’in anladığı manada erken seçimi bugüne kadar çok dillendirdiler. Türkiye’yi böyle bir badirenin içerisine sokmayız, sokamayız, buna gerek de yok. Türkiye şu anda tarihinin en istikrarlı, güçlü zamanlarını yaşıyor. Tam bir birliktelik ruhuyla terörü bitirmenin arifesindeyiz. Enflasyona karşı topyekûn mücadeleyi başarıyla yürütüyoruz. Dış politikada hamdolsun yıldızımız giderek parlıyor. Cumhur İttifakı olarak birilerinin keyfi için bunların zarar görmesine müsaade etmeyiz.
Karadeniz'de uzun bir aradan sonra bir doğal gaz keşfi yapıldı ve doğalgaz faturasının yüzde 65'i de devlet tarafından sübvanse ediliyor. Diğer taraftan da doğal gaz keşfini itibarsızlaştırmaya çalışan CHP'li bazı milletvekilleri ve CHP medyasını gördük. Bazı argümanlar geliştirdiler ve bu argümanlarla doğal gaz keşfini itibarsızlaştırmaya çalıştılar. Yine İstanbul'da da suya son 6 yılda yüzde 1065 oranında zam yapıldı. Muhalefet, doğal gaz keşfini ve devletin sübvanse ettiği bu faturaları itibarsızlaştırmaya çalışırken kendi belediyelerinin yönetiminde son 6 yılda suya yüzde 1065 oranında zam yaptıklarını gördük. Bu tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bunlar milleti kandırmayı adet haline getirdi. Millete seçim öncesi suyu bedava verecekleri vadedip, seçim sonrası zam üzerine zam yapıyorlar. Geçmişte milleti altın, traktör vadederek oy almaya çalışan, sonra bu sözleri sorulunca “çarpıcı olsun diye söyledik” diyen Sayın Özel değil miydi? Biz milletimize ne vadettiysek onu yaptık. Yapamayacağımızı da vadetmedik. Biz söz vermenin sorumluluğunu idrak eden ve milletimize verdiğimiz sözü namus borcu kabul eden bir hareketiz. Allah bizi hiç mahcup etmedi. Enerji alanında devrim niteliğinde adımlar attık. Türkiye’nin her alanda olduğu gibi enerjide de bağımsızlığını kazanması için mücadele ediyoruz. Bu alanda çok ciddi yatırımlar yaptık. Bir yandan ülkemizin enerji köprüsü olma özelliğini güçlendirmeye çalışırken diğer taraftan da enerji kaynaklarımızı çeşitlendirmeye ve enerji alanında kendi ihtiyacımızı karşılayacak seviyeye ulaşmaya çabalıyoruz. Akkuyu Nükleer Enerji santralini ülkemizi farklı bir lige taşıdık. Sakarya Gaz Sahası'ndaki keşfimiz milletimiz için bir dönüm noktası oldu. Biz diyoruz ki süratle daha fazla doğal gaz çıkaralım da buradan vatandaşımıza daha ucuz şartlarda doğal gazı verelim. Bunu da başaracağız. Hele hele şimdi sismik araştırma ve sondajlar için yeni gemiler alıyoruz. Bu aldığımız sismik sondaj gemileriyle sadece Karadeniz değil, dünyanın değişik yerlerinde araştırmalar yapacağız. Örneğin şu anda Oruç Reis nerede? Somali'de. Somali'de çalışmalarımız devam ediyor. Biz bunlarla da kalmayı düşünmüyoruz. Daha nerelere açılabiliriz bunun arayışı içindeyiz. Elinde sismik araştırma, sondaj yapabilen bu tür gemileri olmayan bir Türkiye'den, şu anda hamdolsun bu tür çalışmaları yapabilen 6-7 gemiye sahip bir Türkiye’ye ulaştık. Muhalefet ne kadar karamsarlık yayarsa yaysın. Biz milletimizle yol yürüyor, onlara hep doğruları söylüyoruz. CHP’nin görevi maalesef her ne olursa olsun eleştirmek, bizim görevimiz ise her şartta milletimize hakkıyla hizmet etmek.
Ekonomide olumlu gelişmelerin yanında reel sektörün özellikle krediye erişimi ve maliyetle ilgili de yakınmaları da daha sık duyulmaya başlandı. Belki bunu yakın zamandaki toplantıda daha belirgin şekilde gözlemleyeceksiniz. Daha önce Kredi Garanti Fonu üzerinden KOBİ’ler başta olmak üzere krediye erişimi konusunda özellikle nefesi kesilenlere doğrudan bir destek paketi açıklamıştınız. İhracatçı bakımından da zaman zaman bunun yetersiz kaldığı şeklinde eleştiriler ya da yakınmalarla birlikte Eximbank limitlerini de arttırmıştınız. Dolayısıyla bir bütün olarak bakıldığında görece reel sektörün desteklenmesine ilişkin hem Eximbank hem kredi garanti fonu yönüyle birtakım adımlar atmayı düşünüyor musunuz?
Ekonomi programımızı kararlılıkla uyguluyoruz. Enflasyonda düşüş dikkat çekici biçimde görülüyor. Bu bir süreç ve devam ediyor. Kredi Garanti Fonunu ben de önemsiyorum. Yani bu noktada adım atıp Kredi Garanti Fonundan tulumbaya suyu dökmekte fayda var ki hareketlensin. İnşallah yeni dönemde çok daha farklı bir adımı atacağız. Bu konuyla ilgili olarak da ilgili arkadaşlarımıza gerekli uyarıları da yaptım. Şu anda bunun hazırlığı içerisindeyiz. Bu adımı atmaya mecburuz. Ekonomide uyguladığımız reçetenin olumlu sonuçlar vermesi doğru yolda olduğumuzun göstergesi. Enflasyondaki düşüş öngörülebilirliği artırıyor. Son 40 ayın en düşük seviyesini gördük. Bu gelişmeler yurtiçinde beklentilerin iyileşmesini sağlarken dış finansmana erişim açısından Türkiye’nin kredi notuna olumlu yansıyor. Bu olumlu tablonun devamı için fiyat istikrarına olduğu kadar finansal istikrar ve büyüme dinamiklerine de çok dikkat ediyoruz.