Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Uzmanları kolon kanseri teşhisine yaklaştıran 3 alarm belirtisi | Sağlık Haberleri
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Kolon kanserleri ya da yaygın bilinen adıyla kalın bağırsak kanserleri, kolorektal kanserler grubunda yer alıyor. Görülme sıklıkları ülkeden ülkeye değişiklik göstermekle birlikte, gelişmiş batı ülkelerinde bu hastalıklarla daha çok karşılaşılıyor. Türkiye özelinde görülme sıklığının kadınlarda 15/100.000, erkeklerde 25.5/100.000 olarak bildirildiği belirtiliyor.

        BİR İYİ BİR DE KÖTÜ HABER

        Gastroenteroloji ve Hepatoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Dişibeyaz, “Ülkemizde bu kanser türleri akciğer ve mide kanserinden sonra 3. sırada yer almaktadır. Hastalıkla ilgili iyi haber, belirli aralıklarla yapılan kolonoskopi taramalarıyla önlenebilir oluşlarıdır. Kötü haber ise gerek Sağlık Bakanlığı’nın gerekse tıbbi kuruluşların uyarılarına rağmen bu konudaki farkındalığın henüz yeterli düzeye ulaşamamasıdır” diyor.

        REKLAM
        Prof. Dr. Selçuk Dişibeyaz
        Prof. Dr. Selçuk Dişibeyaz

        3 ALARM BELİRTİSİ

        Bir uzmanı bu kanser teşhisine yaklaştıran en önemli belirtiler “alarm belirtileri” olarak adlandırılıp karın ağrısı, dışkılama alışkanlığında değişiklik ve dışkılamayla kan gelmesi olarak sıralanıyor. “Kolorektal kanserleri diğer kanser türlerinden ayıran kendine has özellikler vardır” diyen Prof. Dr. Selçuk Dişibeyaz devam ediyor; “Kanser gelişiminin öncelikle ‘polip’ adı verilen ve kalın bağırsakta ortaya çıkan doku parçasından başlaması ve bunun çok erken evrede saptanabilir olması (tarama kolonoskopisi ile) en ayırt edici özelliklerinden biridir. Ayrıca beslenme tarzıyla yakın ilişkisi olduğu da iyi bilinmektedir.”

        RİSK FAKTÖRLERİ

        Hastalığa yol açabilen risk faktörleri arasında ilk 3 sırayı; şişmanlık, alkol ve işlenmiş et ürünlerinin çok tüketilmesi alıyor. Alkol tüketimini azaltmak, kilo almayıp ideal kiloyu korumak, düzenli egzersiz yapmak, posadan ve antioksidandan zengin, işlenmiş et ürünlerinden fakir beslenmek, kolon kanseri riskini azalttığı bilinen faktörler arasında bulunuyor. Giderek artan batı tarzı, düşük posalı, işlenmiş gıda ağırlıklı beslenme şekli ve bir tür salgın halini alan obezitenin Türk insanını kolorektal kanserler açısından riske atan unsurlar arasında bulunduğuna dikkat çekiliyor.

        KOLON POLİPİNİN KANSERE DÖNÜŞME SÜRESİ

        Prof. Dr. Selçuk Dişibeyaz, “Polip nedir, polipin kanser olarak değerlendirilmesi doğru mudur? Bir polipin kansere dönüşme süresi ortalama ne kadardır?” sorularına, “Kolon polipi (polip başka organlarda da oluşuyor) kalın bağırsağın yüzey tabakası üzerinde kansere dönüşmeden önce anormal şekilde çoğalıp bir kitle meydana getiren ve başlangıçta iyi huylu olan bir oluşumdur. Kötü huylu kansere dönüşme süresi ortalama 10 yıldır” diyor.

        REKLAM

        POLİP NE ZAMAN ALINMALI?

        Kolon poliplerine kolonoskopiyle rahatlıkla erişilebiliyor. Özelliklerine göre değerlendirilmeleri ve görüldüklerinde mutlaka çıkartılıp mikroskop altında ayrıntılı inceleme için patoloji laboratuvarına gönderilmeleri gerekiyor. Çok küçük olan ve kanser gelişme ihtimali olmadığını düşündürecek bulgulara sahip poliplerin çıkartılmayabileceği belirtiliyor.

        KESİN TANI YOLU NEDİR?

        Günümüzde kolorektal kanserlere kesin tanı kolonoskopi ve bu işlem sırasında alınan küçük parçalar (biyopsi) yoluyla gerçekleşiyor. Kolonoskopinin yapılamadığı durumlarda (bu çok nadir oluyor) bilgisayarlı tomografiyle (BT) yapılan sanal kolonoskopi veya kolon grafisi denilen daha eski bir radyolojik inceleme kullanılıyor. Kolonoskopi, karın ultrasonografisi, bilgisayarlı tomografi (BT) ve MR tanıda en sık kullanılan incelemeler olarak sıralanıyor. PET- CT, kanser tanısı sonrası hastalığın yaygınlığını saptamada önemli rol oynuyor. Bazı durumlarda endoskopik utrasonografi adı verilen özel bir ultrason yöntemi de kullanılabiliyor. Kanda yükselen CEA ve CA19.9 gibi tümör belirteçleri de tanı ve takipte önemli bulunuyor.

        HASTALIĞIN EVRELERİ

        Diğer tüm kanser türlerinde olduğu gibi kolon kanserinde de erken evrede tanı konulduğunda tam iyileşme (kür) sağlanabiliyor. Tanı konulduğu an hastalığın evresi ne kadar ileriyse, hastanın yaşam şansı o oranda azalıyor. Hastalığın son evresinde kanser hücreleri vücudun başka organlarına yayılıp o organların yapı ve işlevlerini bozduğu için yaşam beklentisinin çok düştüğü belirtiliyor.

        HANGİ HASTAYA HANGİ TEDAVİ?

        En erken evre olarak değerlendirilen polip aşamasında, “polipektomi” adı verilen işlemle polipin çıkartılması en erken tedavi şekli olarak görülüyor. Hastalık kansere dönüşüp ilerledikçe, evresine göre tümörün cerrahiyle çıkartılması ve sonrasında kemoterapi ya da ışın tedavisi uygulanabileceği belirtiliyor. Erken evrelerde cerrahi tek başına tam iyileşme sağlayabilirken, ileri evrede cerrahi sonrasında, bazı durumlarda ise cerrahi öncesinde kemoterapi ve/veya ışın tedavisi verilmesi gerekebiliyor.

        KİŞİYE ÖZEL TEDAVİ YAKLAŞIMI

        Prof. Dr. Selçuk Dişibeyaz; “Tedavide standart hale gelmiş uygulamalar olduğu gibi hastanın özel durumuna göre seçeneklerin değerlendirildiği yaklaşımlar da var. Hekimler arasında sıkça söylenen ‘hastalık yoktur, hasta vardır’ sözü bu durumu eksiksiz açıklamaktadır” diyor. Hastalık özelinde son yıllarda meydana gelen en büyük gelişmenin, bazı kemoterapi protokollerinin ve akıllı ilaç kullanımının, belirli özellikleri taşıyan kolorektal kanserlerde uzun süreli sağ kalımı mümkün kılması olduğu belirtiliyor.

        TEDAVİNİN OLMAZSA OLMAZI

        Hastanın tedaviye uyumu, sürecin olmazsa olmazı olarak tanımlanıyor. Hekimlerin önerilerini dikkate alıp uygulamak, ilaçları zamanında ve düzenli kullanmak, kontrolleri aksatmamak hastaları hedeflenen sonuca götüren adımlar olarak dikkat çekiyor.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ