Haftanın Kitapları
Biyografiden öyküye, araştırmadan romana, anıdan şiire bu hafta da pek çok kitap okurla buluştu. İşte yeni çıkan kitaplar arasından sizin için seçtiklerimiz... Keyifli okumalar...

VATAN MİLLET SAMATYA
(Seray Şahiner)
Aile bağlarını sevgiyle değil zaaflarla kuran üç kuşağın, dönüşen İstanbul’la birlikte yeniden biçimlenen hikâyesi. Sevilmek isteyen kızların tetikte büyümelerinin, baskı altında yaşayan kadın ve erkeklerin hayatta kalmak için başvurduğu farklı çözümlerin çarpıcı panoraması. İstanbul’a caddeler üzerinden damga vurmak isteyenlere, aynı caddelerden can havliyle geçenlerin gözünden bir bakış… Unutulmaz karakterlerin yaratıcısı Seray Şahiner’den güçlü ve iz bırakacak bir roman. Zor hayatların coşkulu ve ironik bir metne dönüştüğü eser Doğan Kitap'tan çıktı.. Zengin ne demek? Biri seni kıskanıyorsa zenginsin. İnsan kaç parası olursa zengin olur bilmiyorum ama biz paramız varken bile zengin değildik...

HAFRİYAT
(Osman Özarslan)
Osman Özarslan’ın İletişim Yayınları'ndan çıkan Hafriyat adlı bu ilk romanında, kahramanlar cezbeyle çekilerek bir kara deliğin içine düşmüş gibi, zamansız ve mekânsız oradan oraya dolanırken küçük fısıltılar duyarlar, bu hayatı onlara miras bırakanların siluetlerini görürler, bir zamanlar bir anlamı vardıysa da artık ne anlama geldiği belli olmayan nesnelerle birlikte zamanın giderek büyüyen boşluğunda savrulurlar. Aslında bir hayatımız var mı? Zamansal, mekânsal, bedensel ve sosyal olarak tümüyle kendimize ait bir hayat? Peki, yaşadıklarımızı bir hayat saysak bile tüm bunların bir anlamı var mı? Bu efsunlu romanın kahramanları biraz absürttür, yaşamları ve başlarına gelenler gerçekliğin sınırını zorlar. Ama bu onların tercihi değildir. Bunun sebebi, atalarının, kahramanlarımızın üzerine göçen hayatlarının, kaldırılması imkânsız lanetli hafriyatıdır.

KUKLALARIN YAŞAMINDA
(Tj Klune)
2023 Goodreads Okur Ödülleri'nden 'En İyi Bilimkurgu' dalında ödül alan Tj Klune'nin Kuklaların Yaşamında İthaki Yayınları'ndan çıktı. Collodi'nin Pinokyo’su ile Asimov’un robot öykülerinden esinlenen kitap son zamanların en dikkat çeken bilimkurgu romanlarından biri. Bir ağaç korusunun dalları arasına inşa edilmiş tuhaf, küçük bir evde üç robot yaşardı – babacan mucit android Giovanni Lawson, sadist bir makine hemşire ve sevgiye muhtaç küçük bir robot süpürge. Bir insan olan Victor Lawson da orada yaşamaktaydı. Güzel, kendi hâlinde bir aileydiler... “Kuklaların Yaşamında olağanüstü robotların dünyasında son derece eğlenceli ve heyecan verici bir yolculuk. Buradaki karakterler çok canlı ve hikâye, aşk denen duygunun insanların dünyasının çok ötesine uzandığını kanıtlıyor.”

FİLEDELFİYE HİKAYELERİ
(Yeşim Erdem)
Yeşim Erdem’in ilk kitabı Filedelfiya Hikâyeleri, şubat ayında Can Yayınları etiketiyle çıkıyor. “Reyhan Teyze”, “Boyacı”, “Kötü Adam” ve “Abim” adlı dört öyküden oluşan kitap, aynı mahallede dönüp dolaşan, karakterlerin her birini bir diğerine büyük bir ustalıkla teyelleyen, hayatları zamanla iç içe geçen insanların biraz neşeli, biraz yakıcı hikâyesini gün yüzüne çıkarıyor. Filedelfiya Hikâyeleri’nde yazar, topluma farklı bir gözle bakarken usul usul akan, her bir karakterine büyük bir dürüstlükle yaklaşan, herkesi anlamaya çalışan usta işi bir metin çıkarıyor ortaya. Büyüme mücadelesi verenler, sırrını kimseyle paylaşamayanlar, gözünü komşu evden alamayanlar, ilk aşk heyecanıyla başı dönenler ve bir baltaya sap olamayanlar bu hikâyelerde bir araya geliyor.

RESMİGEÇİT
(Rachel Cusk)
Bir ressam, kariyerinin geç döneminde dünyayı baş aşağı gösterdiği resimler yapmaya başlar. Bu, karısıyla ilişkisinde yeni bir dönemin başlangıcı olur. Bir kadın sokakta bir yabancının saldırısına uğrar ve kadınlığına dair gömülü kalmış bir bilgi gün yüzüne çıkar. Bir kadın heykeltıraşın eserlerinin sergilendiği müzede bir adam intihar eder. Aynı akşam bir grup arkadaş intiharı ve heykeltıraşın yaşamını konuşurlar. Bir anne ölür ve çocuklarına özgürlüğe benzeyen bir duyguyu miras bırakır. Rachel Cusk Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan son romanı Resmigeçit’te, hepsi aynı adı taşıyan birkaç farklı sanatçının sanat yaşamları ve aile ilişkileri üzerinden yaratıcılık, kimlik, kadınlık, annelik, beden ve ölüm gibi temaları kendisinden alıştığımız bir radikallikle irdeliyor. Zaman zaman bir felsefe metnini, zaman zaman uzun bir düzyazı şiiri andıran Resmigeçit edebiyatın ulaşabileceği uçları gösteren sarsıcı, görkemli bir roman.

AYIP PAYI
(Ceren Kandemir)
Ceren Kandemir’in ilk şiir kitabı olan Ayıp Payı, İnkılâp Kitabevi etiketiyle raflardaki yerini aldı. Kitap “Bütün Ümidim Kırlentlerdedir”, “Hadi Öldürelim Birbirimizi!” ve “Ders mi Çıkarmam Gerekiyor?” başlıklı üç bölümden oluşuyor. Metropol hayatının karmaşasını mizahi bir dille şiirlerine aktaran Kandemir, kent yaşantısını ve yabancılaşma temalarını ustalıkla işlerken, duygulara dokunmayı ihmal etmiyor. Kandemir, öfkeyi ve tebessümü şiirlerinden hiç eksik etmiyor. Yürüyüş yaparken, konuk olduğu evlerde, sokaklarda gördüğü ve şahit olduğu şeyleri şiirlerine aktardığını vurgulayan Kandemir Ayıp Payı isminin sofrada kalan son lokmayı ve de incir ağaçlarının en tepesinde kuşlar için bırakılan ve toplanmayan incirlerden geldiğini belirtiyor.

ONGEN EV CİNAYETLERİ
(Yukito Ayatsuji)
Domingo Yayınevi JAPON POLİSİYE KLASİKLERİ'ni okurlarla buluşturuyor. Japon polisiyesinin imzası Honkaku türünün yeniden doğuşunda büyük rol oynayan Ongen Ev Cinayetleri'ni (orij: Jukkakukan no Satsujin Shinsou Kaiteiban) Zeynep Ebru Okyar'ın çevirisiyle kitapçılarda. Polisiye edebiyatın Altın Çağı’na, özellikle de Agatha Christie’nin On Kişiydiler’ine ustaca bir saygı duruşunda bulunan roman, macera için lanetli olduğu söylenen ıssız bir adaya gezi düzenleyen polisiye kulübü üyelerinin bizzat kendilerini bir cinayet bilmecesinin içinde bulmasını konu alıyor. Her bir kelime, usul usul, hayrete düşürecek ama mantığa da ihanet etmeyecek bir sonu şekillendiriyor.

ZAMANIN OLMADIĞI BİR EVREN
(Palle Yourgrau)
VakıfBank Kültür Yayınlar, “Zamanın Olmadığı Bir Evren” isimli kitabı okurlarıyla buluşturuyor. Palle Yourgrau’nun kaleme aldığı, Mustafa Bayrak’ın dilimize çevirdiği bu çalışma, Albert Einstein ve Kurt Gödel’in zamanın bilimsel modası tarafından rafa kaldırılan parlak çalışmalarını hak etmedikleri bir bilinmezlikten kurtarmaya çalışıyor. İki muhteşem zihin Einstein ve Gödel’in, Einstein’ın hayatının son on yılında çok iyi arkadaş oldukları bilinen fakat üzerinde çok az düşünülen bir gerçektir. “Zamanın Olmadığı Bir Evren” kapsamlı, iddialı ama bir o kadar da dokunaklı ve samimi bir kitap. Zamanın bilimsel modası tarafından rafa kaldırılan iki muhteşem zihnin hikâyesini anlatıyor ve birlikte yaptıkları parlak çalışmaları hak etmedikleri bir bilinmezlikten kurtarmaya çalışıyor.

ARTEMİSİA
(Rauda Jamis)
Daha önce Frida Kahlo romanıyla ses getiren yazar Rauda Jamis, bu kez Artemisia ile ressam Artemisia Gentileschi’nin sıradışı yaşamını ve başarıya giden yolda şöhretle, aşkla ve evlilikle olan imtihanını ele alıyor Everest Yayınları'ndan çıkan Artemisia, sanat tarihinde uzun yıllarca gölgede kalmış bir kadın sanatçının hayatını ve sanatını okurlara yeniden keşfettiriyor. Fransızca aslından Menekşe Tokyay'ın çevirisiyle ilk defa Türkçeleştirilen kitap, Artemisia Gentileschi'nin eserlerine ilgi duyan, Barok dönemi hakkında derinlemesine bilgi sahibi olmak isteyen okurlar için eşsiz bir biyografik roman. Kadın sanatçıların tarih boyunca karşılaştığı engelleri ve bu engellerin aşılması için sarf edilen çabaları gözler önüne seren eser, hayat ve sanatın iç içe geçtiği zengin bir anlatıya sahip.

KAR KÜRESİ
(Özlem Yıldırım)
Tiyatro ve edebiyat dünyasında dikkat çeken isimlerden biri olan Özlem Yıldırım, yetişkinler için kaleme aldığı dram türündeki tiyatro oyun kitabı Kar Küresi ile okuyucuların karşısına çıkıyor. Daha önce “Masallarla Yolculuk” ve “Ben Prenses Değilim” adlı çocuk kitaplarını yazan Yıldırım, bu kez insan ruhunun derinliklerine inen, sarsıcı ve düşündürücü bir esere imza atıyor. Kar Küresi, hayata tutunmaya çalışan farklı bireylerin içsel mücadelelerini, kayıplarını ve umut arayışlarını merkeze alan bir eser olarak dikkat çekiyor. Terk edilme psikolojisini, bireyin geçmişiyle hesaplaşmasını, kendini ve çevresini sorgulamasını güçlü bir anlatımla ele alan oyun, okuyucuya ve izleyiciye derin bir düşünsel ve duygusal yolculuk vadediyor.