Şükran Ovalı: 'Kalpazan' beni çok tatmin etti
SHOW TV'nin iddialı dizisi 'Kalpazan'da Canan karakterine hayat veren Şükran Ovalı; "Oyunculukta en önemsediğim şey farklı farklı rolleri oynamak. Canan karakteri beni heyecanlandırdı. Senaryo beni çok tatmin etti" dedi
SHOW TV’de ekrana gelen, yapımcılığını O3 Medya’nın üstlendiği 'Kalpazan' dizisinin kadrosunda; Timuçin Esen (Adem), Çağlar Ertuğrul (Kartal), Şükran Ovalı (Canan), Deniz Baysal (Ayşe), Sarp Akkaya (Tarık), Deniz Hamzaoğlu (Bulgary Bayram), İlker Kızmaz (Sinan), Çağla Naz Kargı (Naz), İlker Yağız Selçuk (Arda) ve Ali Seçkiner Alıcı (İrfan) ve Osman Alkaş (Orhan) gibi birbirinden başarılı isimler yer alıyor.
Bu akşam 2'inci bölümüyle saat 20.00'de izleyicilerle buluşacak olan dizide Canan karakterine hayat veren Şükran Ovalı ile konuştuk.
'Kalpazan'dan gelen teklifi kabul etmenizdeki en önemli etkenler nelerdi?
Senaryo başta, sonrasında tabii ki yönetmen ve oyuncular çok önemli. Okurken hissime bakıyorum. Karakterin dertleri, zaafları neler? Partnerimin Timuçin Esen olması, yapım şirketimizin tutumu… Aynı yerden baktığımızı gördüm ve çok heyecanlandım. Bir de karakterin sistemin çarkında dönüşecek olması da oyuncu olarak beni çok tatmin etti.
Canlandırdığınız Canan karakteri için nasıl bir hazırlık dönemi geçirdiniz?
İçselleştirmek için çok düşündüm Canan’ı. Derdi, derdim oldu o yüzden senaryoda olmayan tüm geçmişini yazdım deftere. Alt metin oluşturdum. Hâkim olmak ve üstüme giymek için rolü, çocukluğundan itibaren büyüttüm Canan’ı ve hiç yargılamadım, ‘ben olsam böyle yapardım’ demedim. Canan olmak için dışarıdan değil, içerden buldum rolü. En azından bunu önemsedim desem daha doğru.
Dizilerde pek görmediğimiz bir meslek (güvenlik görevlisi) grubunu canlandırıyorsunuz, bu rol sizin için de farklı olsa gerek...
En önemsediğim şey oyunculukta farklı farklı rolleri oynamak. Dijitalde, 'Erşan Kuneri'de bambaşka karakterle çıkıyorum. Ekranda ise başka. Bu oyuncaklı kısım heyecanlandırdı beni hep. Canan gibi birini oynamadığım için kabul ettim aslında 'Kalpazan’ı. Görünmeyenleri görünür kılmak aslında hikâyeyi güçlü yapan.
Canan karakteriyle benzeyen yönleriniz var mı?
Muhakkak var, bu ülkede doğan tüm kadınların derdi ortak zaten. Değersizlik duygusuyla doğuştan tanışığız maalesef. Canan da bunlardan biri, her yere yetişirken yetersiz hissetmesi kendini, yarım kalan bir hayat. Kursağında kalmış mutluluk Canan’ın ve çok yorgun. Çok sevdim Canan’ı çok savundum içimde. Çocukları için dünyayı yakacak güçte olması her vicdanlı ve sağlıklı annenin duygusudur veya bir cana sahip çıkan tüm kadınların, savunmasızlara sahip çıkmayı yine bizi savunmasız bırakan sistem öğretti.
İlk bölümde toplumsal konulara değinildiğini gördük. Dizinin devamında da görecek miyiz?
Bence göreceğiz görmeliyiz de… Perdeyi aralamak lâzım, görüneni yok sayarsak eksik kalmaz mıyız?
'Kalpazan' ilk bölümde olumlu tepkiler aldı. Sizce izleyiciler, dizide aradığı neyi buldu?
Bence izleyiciler kendi dertlerini buldu. Hepimizin bir yerden şahit olduğu yaşadığı bir konu olduğu için olumlu tepkiler aldı.
Kariyeriniz boyunca mesleğiniz adına edindiğiniz en önemli öğreti ne oldu?
Nöbetçi öğrencilikten vazgeçme. Çünkü öğrenmeye, bilgiye ve gelişmeye merak biterse bitersin. Daha öğrenecek uzun bir yolum var. Kimseyle değil kendinle olsun derdin, o zaman gelişirsin.
Anne olduktan sonra anne rollerini oynama biçiminiz ve anne rolünün içine girmeniz daha farklı oldu mu?
En yakınlarım bilir hayvanlarım varken de yokken de benim hissim hep aynıydı savunmasız her canlı Allah’ın emanetidir. Vicdan ve merhamet sonradan öğrenilmez bana göre. Rol dediğim zaten başka biri olmayı kabul etmek bunu her rolün içine girerken bilir oyuncu, katili oynarken de anneyi oynarken de.
Annelik hayatınızı nasıl değiştirdi?
Çok şey değişti hayatta en çok kızımı sevecek olmak çok hafifletti beni onaylanma duygum kalmadı tek onay beklediğim yer ailem ve seçilmiş sahici dostlarım. Evlat meğer her şeymiş... Bir birey yetiştirirken birey olduğumu fark ettirdi bana kızım… Çok şey öğrendim ondan, hayallerine yük olmadan şahitlik etmek en büyük gayem. Hep söyledim yine söylüyorum bu hayatta en çok kızımın annesi olmayı sevdim.
İlk sahne deneyimizi bizimle paylaşabilir misiniz?
Mehmet Ada Öztekin ve Uğur Karaaslan yönetmenlerimiz şahane ekipleriyle bizim rahat ve konsantre olmamız için çok alan açtı, öyle olunca çok güzel geçti ilk sahnemiz. Timuçin’in de desteğini unutamam çok heyecanlı oluyorsun ilk sahnede kimseyi tanımıyorsun koca ekip gözüne bakıyor o durumlarda güven ve yaslanabilmek çok önemli. Çok şükür ki böyle bir ekiple çalıştım çok kolay oldu o yüzden.
Setten arta kalan zamanlarda ne yapmaktan keyif alıyorsunuz?
Kızımla, eşimle köpeklerimle vakit geçirmek. Bir de ailem dediğim dostlarımla görüşmek.
Bir zaman makinesi olsa hangi zamanda yaşamak isterdiniz?
70’ler galiba. (Gülüyor) Eskiye olacağı kesin.
Oyuncu olmasaydınız hangi mesleği icra etmek isterdiniz?
Son zamanlarda "Keşke hukuk okusam" diyorum açıkçası. Hiçbirimiz haklarımızı bilmiyoruz bence ders olarak verilmeli müfredata konmalı. Adaletin üstünlüğüne tüm zaaflara rağmen inanıyorum çünkü iyiler dağınık kötüler birleşmiş. Son zamanlarda kahır dolduk. Allah’ın adaletine hep inandım. İşini iyi yapan tüm hâkim ve savcılarımız çok kıymetli. Bu karanlık günlerin bitmesi, adalete ve hukukun üstünlüğüne sonsuz güveneceğimiz günler diliyorum ülkemdeki tüm çocuklar için.
Son olarak gelecekle ilgili planlarınız ve hayalleriniz neler?
En büyük hayalim kızımın hayallerine şahitlik etmek. Çok plan insanı değilim, hesap kitap bilmem. Nasipçi ve teslimiyet duygum vardır. Anda olan ve gelişen her şey daha lezzetli sanki yapılan planlardan. (Gülüyor) Rahat uyumak, işimi iyi yapmak, ailemle sağlıklı huzurlu olmak... İşim gereği bir insanın bile olsa hayatına dokunuyorsam bu bana yeter.
'KALPAZAN'IN 2'NCİ BÖLÜMÜNDE NELER OLACAK?
Adem, ailesini kazanmanın tek yolunun bir ev almak olduğuna inanmıştır, bu yüzden bir kereliğine para basmaya karar verir, bu işe Kartal’ı da ortak eder. Ancak sıradan bir adam için bu işler kolay değildir, sıkı bir plan yapması gereklidir.
Kartal’ın ise abisinden gizli çevirdiği dolaplar boyunu aşmıştır. Arabasıyla çarptığı polis memuru Ayşe ise Kartal yüzünden ayaklarını kullanamaz hale gelmiştir. İki kardeş, her şeyi düzeltmek için şeytanın aklına gelmeyecek bir mekanda para basma işine girişirken, Adem bir taraftan ailesini toparlamaya çalışır. Boşanmak isteyen Canan’ı, estetik ameliyatı olmak için burnunu kıran Naz’ı hızlıca tekrar kazanmalıdır; ama nasıl? Her şeyi yoluna soktuğunu sanan Adem, paranın belayı da çekeceğinden habersizdir. Yanlış hayat doğru yaşanır mı?