Tuncay Aksoy uyanık şah damarı ameliyatı ile hayata döndü
Son yıllarda yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle kalbinin kasılma gücü yüzde 20'ye düşen Tuncay Aksoy yürüyemiyor ve rahat nefes alamıyormuş. En büyük üzüntüsü yeni doğan torununu bile kucağına alacak gücünün olmamasıymış. 9 Ocak'ta geçirdiği uyanık şah damarı ameliyatından sonra hem rahat nefes alabilmenin mutluluğunu yaşamış hem de henüz 40 günlük olan küçük torununu ilk kez kucağında taşımayı başarmış. Dünyaya yeniden gelmiş gibi hissettiğini söyleyen Aksoy'un şimdiki ilk hedefi eşiyle Eskişehir'e gidip Balaban köfte yemek. Habertürk Sağlık Yazarı Ceyda Erenoğlu'nun haberi.
Haberimize konu olan Tuncay Aksoy, İstanbul'da yaşayan 55 yaşında, evli, iki kız çocuk, iki de erkek torun sahibi biri. Gezmeyi seven, yerinde duramayan Aksoy 6 yıl önce inme geçirmiş. Bunun sonucunda vücudunun bir tarafında güçsüzlük, ayağa kalktığında denge kaybı ve konuşma bozukluğu gibi şikâyetleri olmuş. Kalbinin kasılma fonksiyonları ciddi derecede azmış ve kasılma gücü yüzde 20'ye düşmüş.
KALP NAKLİNE ADAY OLABİLİYORLAR
Bu durumdaki hastalarda ileri evre kalp hastalığı meydana geliyor ve bu kişilerin iş hayatlarına devam edemedikleri belirtiliyor. Günlük ihtiyaçlarını gidermek için harcadıkları az bir eforla nefes darlığı ve göğüs ağrısı yaşayan bu hastalar kalp nakline aday oluyor. Yaşam kalitesi çok düşen Tuncay Aksoy da artık yürüyemiyormuş.
Onu en çok torunları 1 yaşındaki Emiralp ve henüz 40 günlük Alper'le oynayamayacağı ve gönlünce gezdiremeyeceği düşüncesi üzüyor ama belli etmemeye çalışıyormuş.
Eşinin söylediğine göre sıkıntılarını içine atıp kimseye yük olmak istemeyen biriymiş.Yeniden doğup yaşama dönmesi doktorlarının verdiği moral ve güven duygusu ile ailesinin varlığı sayesinde olmuş.
FELÇ RİSKİ
Geçtiğimiz Aralık ayının son günlerinde hastaneye yatan Tuncay Aksoy, 9 Ocak 2024'te uyanık şah damarı ameliyatı olmuş. Tuncay Aksoy'un bacak damarlarına daha önceden bacak atardamar darlıkları nedeniyle balon ve stent uygulanmış.
Aksoy'da yaygın atardamar hastalığı ve ileri derecede kalp yetmezliği bulunduğunu belirten Sağlık Bilimleri Üniversitesi Sancaktepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Murat Uğur, "Hastamızda kalp yetmezliği ve şah damarı tıkanıklığı birlikte olduğundan beynin kanlanmasında ciddi anlamda sıkıntı vardı. Hem kalp yeterince kanı vücuda pompalayamıyordu hem de mevcut darlık nedeni ile beyne ulaşan kan çok azdı. Bu nedenle ayağa kalktığında denge bozukluğu, baş dönmesi gibi şikâyetleri oluyordu. Eğer ameliyat olmasaydı hayatını tehdit eden bir felç geçirme olasılığı oldukça yüksekti" diyor.
GENEL ANESTEZİ NEDEN RİSKLİYDİ?
Yapılan operasyonda, hastanın kalp fonksiyonları ciddi anlamda etkilendiği için genel anestezi riskli görülmüş. Hastanın şah damarı ve bacak damarlarında yaygın kireçlenme olması, şah damarına uygulanacak stentin kırılmasıyla sonuçlanabilirmiş. Bunun üzerine hastaya lokal anestezi ile şah damarı ameliyatı yapılması seçeneğinde karar kılınmış. Ancak bu girişimin de riski olduğuna dikkat çekilmiş. Lokal anestezi ile yeteri kadar uyuşma sağlanamayabileceği ya da ameliyat esnasında ani gelişen bir durumda hastanın solunum makinesine bağlanabileceği olasılığının hastanın hayatını tehlikeye atabileceği düşünülmüş. Tuncay Aksoy'un ameliyatı, anestezi ve kalp damar cerrahisi ekibinin lokal anestezi ile şah damarındaki deneyimi sayesinde başarı ile gerçekleştirilmiş. Sempatik blokaj ve cerrahi ile birlikte 1.5 saat süren ameliyatın ardından hasta bir günlük yoğun bakım ve 3 gün servis takibinden sonra taburcu edilmiş.
Tuncay Aksay, ameliyat sonrası en çok neye sevindiği sorusuna, "Eskiden nefes alamıyordum. Rahat nefes alabildiğimi fark ettiğim anın mutluluğunu anlatamam "diye yanıt veriyor. Bir de ameliyat öncesinde hiç kucağına alamadığı 40 günlük torununu ameliyattan sonra ilk kez kucağına alabilmesinin mutluluğunu yaşıyor. Emekli olmasına karşın geçirdiği sıkıntılı günlerin ardından bir süre dinlendikten sonra yeniden çalışmayı planladığını söyleyerek eşi Derya Hanım'ı bile şaşırtıyor. Bir de eskiden yaptığı gibi gezmek istiyor. "İlk olarak nereye gitmek istersiniz" sorumun yanıtını hiç bekletmeden veriyor. "Eşimle Eskişehir'e gidip Balaban köftesi yemek istiyorum."
"YEDİDEN DOĞDUM"
Kendini yeniden doğmuş gibi hisseden ve ameliyatını gerçekleştiren doktorlarına minnet duyan Tuncay Aksoy, sadece doktorlarını değil bakımıyla ilgilenen diğer sağlık personelini de unutmuyor. Üzerinde emeği olan herkese en çok da yoğun bakım hemşireleri ile kat hemşiresi Yusuf Uçmaz'a özel teşekkürünü iletiyor ve ne yapsa haklarını ödeyemeyeceğini söylüyor.
PROF. DR. MURAT UĞUR: ŞAH DAMARI DARLIKLARINDA İNME RİSKİ BÜYÜK
Ameliyatı gerçekleştiren Prof. Dr. Murat Uğur, bu ameliyatlarla ilgili bilgi verirken "Beynin kanlanması ön ve arka sistemi besleyen 4 damar tarafından sağlanıyor. Beynin esas kanlanmasını ise boynun her iki tarafından uzanan şah damarları sağlıyor. Şah damarında oluşan darlıklar inme açısından büyük risk oluşturuyor.
İnme geçici olabildiği gibi vücutta kalıcı felce de neden olabiliyor. Şah damarı tıkanıklıklarında darlığın açılması, inme riskini önlemek açısından büyük önem taşıyor" diyor ve devam ediyor:
RİSK ORTADAN KALDIRILABİLİR Mİ?
"Şah damarındaki yüzde 70 üzeri darlıklarda girişim öneriliyor. Ayrıca herhangi bir şikâyete neden olan (inme, geçici serebrovasküler olay, kol ve bacaklarda geçici ya da kalıcı güç kaybı, konuşma bozukluğu, geçici görme kaybı) yüzde 50 ve üzerindeki darlıklarda da damarın açılması gerekiyor. Yapılan müdahale ile hayatı tehdit eden inme riski ortadan kaldırılabiliyor.
DARLIK HANGİ YÖNTEMLERLE AÇILIYOR?
Darlığın tedavisi, stent ya da cerrahi olarak plağın temizlenmesi şeklinde gerçekleştirilebiliyor. Damar içindeki plağın tamamen temizlendiği cerrahi, öncelikli tedavi yöntemi olarak görülüyor. Hem ulusal hem de uluslararası kılavuzlarda bu vakalara öncelikli olarak cerrahi yöntem önerilme nedeni, uzun dönem açıklık oranlarının yüksekliği ve takiplerinde daha az nörolojik olay görülmesi olarak açıklanıyor."
UYANIK HASTAYA ŞAH DAMARI AMELİYATI
Prof. Dr. Murat Uğur, "Bu ameliyatlar ortalama 1 saat sürmektedir. Ameliyat lokal ya da genel anestezi ile uygulanabilir. Günümüzde çoğu merkezde genel anestezi yöntemi tercih edilmekte ve ameliyat sırasında beyin monitörizasyonu ile beyindeki değişiklikler takip edilmektedir. Anestezi açısından riskli hastalarda stent uygulanmaktadır. Lokal anesteziyle ameliyat ise sınırlı sayıda deneyimli merkezde yapılmaktadır. Hastanemizde anestezi ve kalp damar cerrahisi ekibinin işbirliğinde hasta uyanık iken şah damarı ameliyatı yapılabiliyor. Hastalar ameliyat sonrası ortalama 1 gün yoğun bakım 2 gün servis takibi sonrası taburcu ediliyor" diyor.
SİNİRE AĞRI BLOKAJININ ÖNEMİ
Lokal anestezide sadece boynun ilgili bölgesindeki sinirlere ağrı blokajı yapılıyor. Hastanın işlem esnasında uyumu büyük önem taşıyor. Ameliyat süresince hasta ile konuşularak nörolojik takip gerçekleştiriliyor. Bu bölgedeki sinirlere özel blokaj yapacak ve hastanın acı çekmeden ameliyat olmasını sağlayacak anestezi uzmanının ekipte bulunması olmazsa olmazlar arasında yer alıyor. Prof. Dr. Murat Uğur," Bu konuda deneyimli bir uzman olan Dr. Erman Şen, şah damarı ameliyatlarında bu bölgedeki sinirlere blokaj yaparak ameliyatı güvenle uygulamamızı sağlıyor" diyor.
EN BÜYÜK ÖDÜL
Tekrar Tuncay Aksoy'a dönecek olursak, "Ameliyattan önce ailesi çok tedirgin olsa da hastamız çok sakindi. Ameliyat sonrası ilk bilgilendirmeyi yaptığımızda ailenin gözlerindeki mutluluğu görmeliydiniz. Bazen bir bakış çok şey anlatır. Mesleğimizin en büyük ödülü, hasta ve yakınlarının gözlerindeki o mutluluğu hissetmek" diyen Prof. Dr. Murat Uğur'un sözleri her şeyi açıklıyor...
