ASO Başkanı Ardıç: “Gıda enflasyonu sadece ekonomik mesele değildir”
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, Türkiye'de gıda enflasyonunun OECD'de enflasyonu en yüksek ülkenin üç katı olduğuna dikkat çekti. Gıda enflasyonunun, yalnızca ekonomik bir mesele olmaktan öte toplumsal istikrar, halk sağlığı ve sosyal adalet gibi alanları da yakından ilgilendiren çok boyutlu bir sorun olduğunu belirtti. Ardıç, "Enflasyonla mücadelede kontrolü kaybetmememiz gerekiyor ama artık dayanacak gücümüz de kalmadı" dedi. Habertürk'ten Ahmet Kıvanç'ın haberi
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, Muğla’da düzenlenen meslek komiteleri ortak toplantısındaki konuşmasında enflasyondan ve kredi maliyetlerinden yakındı. Enflasyon görünümü yavaş da olsa iyileşmeye devam ederken, son bir ayda yurt içinde yaşanan gelişmelerin enflasyon beklentilerini olumsuz etkilediğini vurgulayan Ardıç, Merkez Bankası’nın aralık ayında başladığı faiz indirimi döngüsünü sonlandırdığını hatırlattı. Ardıç, “Aslında biz sanayiciler nisan ayında 250 baz puanlık indirim ile politika faizinin yüzde 40 seviyelerine düşeceğini bekliyorduk. Bugün geldiğimiz noktada gecelik borç verme faizinin yüzde 49’a çıkmasıyla, aslında faizlerde 9 puanlık bir artış ile karşı karşıya kaldık” diye konuştu.
Yeni ekonomi yönetiminin başlattığı programla 22 aydır enflasyonla mücadele edildiğini kaydeden Ardıç, sanayiciler olarak hem yüksek enflasyonun hem de yüksek faizin ortaya çıkardığı çoklu tahribatla ayakta kalmaya çalıştıklarını söyledi. Ardıç, şöyle devam etti:
“Tüm umudumuz enflasyonda iyileşmeyle birlikte faizlerin de makul seviyeye gelmesiydi. Maalesef yine başa döndük. Şunu da çok iyi biliyoruz, mevcut durumda enflasyonla mücadelede kontrolü kaybetmememiz gerekiyor. Ama artık dayanacak gücümüz de kalmadı. Yüzde 60’ların üzerine çıkan bir kredi maliyeti ile sanayicinin bırakın yatırım yapmayı, üretimine devam edebilmesi bile mümkün değildir.
Dünyadaki mevcut gelişmeler ülkemize küresel üretim üssü olabilme fırsatını beraberinde getirirken, krediye ulaşmanın ve maliyetinin yüksek olduğu bir ortamda fırsatları nasıl değerlendireceğiz? Nasıl üretim üssü haline geleceğiz? İhracat ve istihdamı nasıl artıracağız? Tüketime yönelik kredilerin kısılıp, üretim için kullanılan kredilerin artırılması gerekiyor. Fiyat artışı sadece talep fazlalığından değil aynı zamanda arz açığından ortaya çıkar. Üretmediğimiz malın fiyatı yükselir.”
“NEREDE YANLIŞ YAPTIK?”
Seyit Ardıç, mart ayında gıda enflasyonunun yüzde 4,94 ile manşet enflasyonun iki katı, yıllık gıda enflasyonunun ise OECD’deki en yüksek ülkeden 3 kat daha fazla olduğuna dikkat çekti. Ardıç, nisan ayındaki zirai don felaketi de eklendiğinde önümüzdeki dönemde gıda enflasyonunun çok daha ürkütücü boyutlara ulaşabileceği uyarısında bulundu. Seyit Ardıç, şöyle konuştu:“Gıda enflasyonu, yalnızca ekonomik bir mesele olmaktan öte toplumsal istikrar, halk sağlığı ve sosyal adalet gibi alanları da yakından ilgilendiren çok boyutlu bir sorundur. Gıda fiyatlarındaki artış, düşük ve orta gelirlilerin alım gücünü ciddi şekilde etkilerken gelir adaletsizliğini daha da belirgin hale getiriyor.
Toplumsal refah üzerinde derin etkiler yaratan gıda enflasyonu kontrol altına alınmalıdır. Halkımızın temel gıdaya erişim imkânlarının korunması için etkin politikalar geliştirilmelidir. Gıda arzının da mutlaka güvence altına alınması gerekiyor. Tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi ve korunması, gıda arzının sağlanması bakımından kilit bir rol oynuyor. Ülkemiz coğrafyasının yüzde 30’unun tarım arazisi olmasına karşın üretim kapasitemiz ve hasılamız düşük kalıyor. Anadolu’muzun verimli topraklarında nerde yanlış yaptık? Neden tarım ve hayvancılık ülkemizde halen sorun olmaya devam ediyor? Şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz gerekiyor.”
“GÜVEN ALGISINA ZARAR VERİLMEMELİ”
Trump’ın gümrük vergilerine de değinen Seyit Ardıç, Avrupa ve Çin’e uygulanan yüksek tarifelerin yüzde 10 vergiye tabi Türkiye için avantaj teşkil edebileceğini ancak bu avantajın kullanılması için yapılması gerekenler olduğunu vurguladı. Gündemin ilk sırasında dünya ekonomisinden daha fazla pay alınması ve sürdürülebilir büyümeye odaklanılması olması gerektiğini kaydeden Ardıç, “Ekonomide güven algısına zarar verecek her türlü gelişmenin uzağında kalmalıyız, yatırımcılar için uygun iklimi tesis etmeliyiz” dedi.
