Yüksek faiz her yönüyle borsayı vuruyor
Borsa son iki aydır 9 bin 500 ile 10 bin 200 seviyesi arasında sıkıştı kaldı. Özellikle teknik analistler bu sıkışma nedeniyle her iki yönlü de kırılma yaşanması halinde ciddi sert hareketler olmasını bekliyor. Sıkışmanın ana nedeni ise ekonomi yönetiminin ana hedefi olan enflasyonu düşürmek için yükselttiği faizler. Bileşik getirisi yüzde 60'ı geçen para piyasası fonları ile yüzde 50'yi bulan mevduata ilgi çok yüksek. Borsadan yüzde 5-10 gibi para kazananlar bile getiriyi cebe koyduktan sonra fonlara geçip yüksek faizden faydalanıp bir sonraki düşüşü bekliyor. Düşüşlerde alım yapan bu kitle sonra tekrar fonlarda dinlenmeye geçiyor. Yurtdışında da Donald Trump politikaları nedeniyle hava bozmuş durumda.
Borsa İstanbul'da 2024 Temmuz'da başlayan düşüş kasım başından sonra yerini yükselişe bırakmıştı. O günlerde endeksin artık yükseleceğini tahmin ediliyordu. Oysa özellikle Aralık 2024 başından bu yana son iki aydır endeks kabaca 9 bin 500 ile 10 bin 200 seviyesi arasında sıkıştı kaldı. Özellikle teknik analistler bu sıkışma nedeniyle her iki yönlü de kırılma yaşanması halinde ciddi sert hareketler olmasını bekliyor. Sıkışmanın ana nedeni ise ekonomi yönetiminin hedefi olan enflasyonu düşürmek için yükselttiği faizler. Bileşik getirisi yüzde 60'ı geçen para piyasası fonları ile yüzde 50'yi bulan mevduata ilgi çok yüksek. Borsadan yüzde 5-10 gibi para kazananlar bile getiriyi cebe koyduktan sonra fonlara geçip yüksek faizden faydalanıp bir sonraki düşüşü bekliyor. Düşüşlerde alım yapan bu kitle sonra tekrar fonlarda hem de yüksek faiz alarak dinlenmeye geçiyor.
ENFLASYON RAKAMLARI OLUMSUZ ETKİLİYOR
Ocak ayı enflasyon rakamında görüldüğü gibi gerçekleşmeler nedeniyle enflasyondaki düşüş ve faiz indirimine olan inanç da arada bir kaybolunca yatırımcının borsaya ilgisi azalıyor. Endeksin yerinde saymasının özel bir nedeni de kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in not artışını pas geçmesi. Yatırımcılar Fitch'ten bir artış beklemese de Moody's'in not artıracağına olan inanç fazlaydı. Bu gelmeyince alınan pozisyonların bir kısmı geri verildi. Yüksek faiz nedeniyle kredili hisse alımları da epey azalmış durumda. Yükselişlerde kredi ile hisse alanların da her seferinde eli yanıyor. Bu hareketleri gören makinelerin (algoritmik işlem yapan yapay zeka yazılımları) hareketleri de önemli bir etken.
YABANCI SADECE TAHVİLDE
Sıkışmanın önemli bir ayağı da yabancı yatırımcılar. Şu anda yüksek tahvil faizinden faydalanan yabancı yatırımcının önceden olduğu gibi hisse piyasasına ilgisinin artabileceği düşünülse de bu ilgi gelmeyince yerli yatırımcılar da borsadan soğuyor. Yurtdışında da Donald Trump politikaları nedeniyle hava bozulmuş durumda. Gümrük duvarlarının yükselmesiyle ABD'de enflasyonist bir süreç olması ihtimali arttığı için dolar güçleniyor, ABD tahvil faizleri artıyor, borsalara ciddi satış geliyor. Borsanın yükseleceğine dair iki önemli ayaktan birisi etkisiz hale geliyor. Diğer ayak ise yukarıda da bahsettiğimiz yine eskiye göre biraz örselenmiş olan içeride enflasyon ve faizde düşüş senaryosu.
KARLARIN ARTMAMASI YATIRIMCIYI TUTUYOR
Diğer yandan yüksek faizin maliyet artırdığı ve enflasyon muhasebesinin etkilediği şirket karlarının henüz artmıyor olması hisselere yatırımın önünü kesiyor. Uzmanlar her şey yolunda giderse özellikle sanayi şirketlerinde yılın ikinci yarısında kar artışlarını görebileceğimizi söylüyor. Ancak tabii ki dünyada hem siyaset hem ekonomik gelişmeler her geçen gün değişiyor, beklentiler bazen boşa çıkıyor.
HİÇ Mİ UMUT YOK?
Peki borsanın içine düştüğü bu sıkışıklığı aşması için hiç mi umut yok? Elbette var. Öncelikle ocakta yüksek de gelse şubat ve mart enflasyonunun düşük gelmesi çok önemli. Ocakta okul, hastane fiyatlarının yeniden belirleniyor olması, asgari ücret artışını fiyatlara yansıtan lokanta ve oteller nedeniyle mevsimsel nedenler etkili oldu. Diğer yandan konutta yüzde 25 sınırının kalkmış olmasının etkisi her geçen gün azalıyor. İşte bu nedenlerle şubat ve mart enflasyonunun düşük gelme ihtimali fazla. Düşük enflasyon ise başta Merkez Bankası'nın faiz indirim patikasına devam etmesi olmak üzere her derde deva. Uluslararası alanda Trump politikalarının emtia ve enerji fiyatlarını düşürmesi cari açığı aşağı çekebilir. Dış politikada Türkiye ekonomiyi destekleyen adımlar atıyor. Merkez Bankası rezervinin artmış olması ve cari açığın azalması döviz ihtiyacı azalan Türkiye'de kur riskini aşağı çekiyor. Son olarak likit fonlar ile mevduata getirilen stopaj artışı borsaya olan ilgili başlangıçta fonlar daha sonra bireysel yatırımcı nezdinde artırabilir. Ancak temel şart faiz oranlarının yüzde 40'ın altına çekilmesi gibi görünüyor.