Alman şirketten Avrupalı otomotiv üreticilerine uyarı
Avrupalı otomobil üreticileri için 2025 yılı pek iyi geçmeyecek gibi görünüyor. Allianz Trade'in raporunda, 2025 yılında Avrupa otomotiv pazarındaki büyüme hızının diğer pazarların gerisinde kalacağı tahmin ediliyor. Raporda, Avrupalı üreticilerin elektrikli araçlara geçiş yapma konusunda geç kaldıkları belirtilirken, Avrupa'da üretilen otomobillerin çok 'pahalı' olduğu vurgulanıyor. Avrupa Taşımacılık ve Çevre Federasyonu (T&E) verilerine göre de, Avrupa yeni nesil araç yatırımlarını çekmekte zorlanıyor. Küresel üreticiler son 3 yılda 265 milyar dolarlık elektrikli araç yatırımı yaparken, bu yatırımların yüzde 26'sının Avrupa'da, yüzde 37'sinin ise Kuzey Amerika'ya yapıldığına dikkat çekiliyor. Yiğitcan Yıldız yazdı...

Geçmişi yaklaşık 150 yılı bulan küresel otomotiv sektörü, tarihinin en büyük dönüşümlerinden birini yaşarken, Avrupalı üreticiler ise İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana daha önce görülmemiş bir krizin içinden geçiyor.
Öyle ki, 2024 yılında Alman otomotiv devi Volkswagen'in tarihinde ilk kez kendi ülkesinde fabrika kapatma kararı almasının ardından gelişen olaylar ve şirketin sendikalar ile yaptığı anlaşma gereği fabrika kapatmak yerine 35 bin çalışanın işine son vermeye ikna olması, Avrupa otomotiv endüstrisinin içinde bulunduğu krizin en somut göstergesi niteliğinde.
Alman sigorta şirketi Allianz'ın raporuna göre, 2025 yılı da Avrupalı üreticiler açısından parlak geçmeyecek.
Allianz Trade tarafından hazırlanan otomotiv sektörü raporuna göre, Avrupa otomotiv endüstrisinin önünde üç engel var. Bu engellerden ilki olarak, Avrupalı otomobil üreticilerinin, başta araç içi dijital teknoloji olmak üzere elektrikli teknolojilere geçiş yapma konusunda geç kalmaları gösteriliyor.
KÜRESEL YATIRIMLAR 265 MİLYAR DOLARI BULUYOR
Avrupa Taşımacılık ve Çevre Federasyonu (T&E) verilerine bakıldığında da karşımıza çarpıcı rakamlar çıkıyor.
T&E'nin açıkladığı rakamlara göre, 19 küresel otomobil üreticisinin 2021 ve 2023 yılları arasında yaptığı elektrikli araç yatırımları 265 milyar doları bulunuyor. Bu yatırımların yüzde 34'ü Avrupalı otomobil üreticileri tarafından yapılırken, yüzde 20'si Çinli ve yüzde 18'i de Güney Koreli üreticilerce hayata geçiriliyor.
Ayrıca, Avrupa'daki yatırımların yüzde 80'ini de Avrupalı otomobil üreticileri yaparken, geri kalan yüzde 20'lik pay ise Tesla, Geely, Nissan ve Ford gibi Avrupalı olmayan üreticiler tarafından yapılıyor.
Avrupalı otomobil üreticileri elektrifikasyona en fazla yatırımı yapmalarına rağmen, Avrupa'ya yapılan yatırımların toplam yatırımların yüzde 26'sını, Kuzey Amerika'nın ise yüzde 37'sini alması da dikkat çeken bir diğer nokta.
İşte bu tablo bizlere Avrupalı üreticilerin fabrikalarından çıkan otomobillerin neden rakipleri kadar 'rekabetçi fiyata' sahip olamadıklarını gösteriyor!
Allianz Trade’in raporunda da bu duruma mercek tutulmuş durumda.
Avrupa otomobillerinin çok 'pahalı' ve inovasyon açısından rekabetin gerisinde olduğu raporda aktarılırken, Avrupa Birliği'nin 2024 sonbaharında Çin'den ithal edilen araçlar için devreye aldığı gümrük vergilerine rağmen bile, Avrupalı otomobillerin Çinli rakiplerine göre yüzde 15-30 daha pahalı olduğu da raporda altı çizilen bir başka nokta.
ÜRETİCİLERDEN EK GÜMRÜK VERGİSİNE TEPKİ
Öte yandan, Avrupa'nın ek gümrük vergisi politikası kıtadaki otomobil üreticilerinin de tepkisini çekmeye başladı.
Seat & Cupra Başkanı Wayne Griffiths, Avrupa Birliği'nin (AB) Çin üretimi elektrikli otomobillere yönelik gümrük vergisi oranını düşürmemesi halinde işten çıkarma yapmak zorunda kalacaklarını bildirmişti.
Griffiths, AB'nin Cupra'nın Çin'de ürettiği elektrikli otomobiline yönelik gümrük vergisi oranını Mart ayı sonuna kadar düşürmemesi halinde üretimi kesmek ve yaklaşık bin 500 çalışanı işten çıkarmak zorunda kalacaklarına yönelik sert bir açıklamada bulunmuştu.
ALMANYA'NIN PAZAR PAYI 5 YILDA GERİLEDİ
Allianz Trade’in raporuna geri dönersek, raporda, Avrupalı markaların karşı karşıya olduğu bir diğer dezavantaj olarak da, Çin'e bağımlılığın artık kaçınılmaz olması gösteriliyor.
Çin’in, batarya pazarında küresel sektörün yaklaşık üçte ikisine tedarik sağlayan güçlü bir hakimiyete sahip olduğu raporda vurgulanırken, Çinli markaların daha ucuz ve yüksek teknolojiye sahip elektrikli araçlarla Avrupa'daki pazar paylarını artırdığı kaydediliyor.
Bu kapsamda, Almanya’nın Avrupa otomotiv sektöründe 2019 yılında yüzde 25 olan pazar payının 2024'te yüzde 18'e gerilediği bilgisine yer veriliyor.
ŞARJ ETMEK ARTIK EKONOMİK DEĞİL
Avrupa'daki enerji fiyatlarına da raporda ayrı bir parantez açılıyor.
Avrupa'da elektrikli araç pazarının yavaşladığı bir dönemde, AB’nin sektöre zarar verme ihtimali bulunan sıkı emisyon hedeflerini uygulamak üzere olduğu ve tüm bunlar nedeniyle sektöre 10 milyar eurodan fazla bir para cezası gelebileceği de yine raporda vurgulanıyor.
Benzinin litresinin ortalama 1.5 euro olduğu kıtada, elektrik fiyatlarının ise kWh başına 37 sentin üzerine çıktığı ve bu durumun da bir elektrikli aracı şarj etmenin artık ekonomik olmaktan çok uzak olduğu aktarılan noktalar arasında.
KÜRESEL PAZARDA SINIRLI BÜYÜME BEKLENTİSİ
2023 yılında neredeyse yüzde 10 büyüme kaydeden otomotiv sektöründe, 2024 yılında ise talepteki düşüşle birlikte büyüme oranının yüzde 1.7'de kaldığı raporda aktarılırken, küresel otomotiv sektörünün 2025 yılında ise yüzde 2 büyüme beklentisine yer veriliyor.
Söz konusu büyümeye ise yüzde 4 ile Çin ve yüzde 2.5 ile ABD'nin öncülük etmesi bekleniyor. Avrupa’nın ise ek gümrük vergisi politikası nedeniyle yüzde 1.5’lik büyümeyle diğer bölgelerin gerisinde kalması öngörülüyor.
TRUMP'TAN AVRUPA'YA EK GÜMRÜK VERGİSİ MESAJI
Son olarak, ABD Başkanı Donald Trump'ın, Şubat ayı başında ülkesinin Avrupa Birliği'ne (AB) ek gümrük vergileri uygulayacağını açıkladığını da hatırlatalım.
Bu açıklamanın ardından Avrupa'nın en büyük otomobil üreticilerinin hisselerinde sert düşüşler görülmüştü.
Trump, Kanada ve Meksika'nın yanı sıra AB'ye de gümrük vergisi uygulayacaklarını belirterek, "Avrupa Birliği çizgiyi aştı. Ne olacağını göreceğiz, fakat Avrupa Birliği'ne kesin tarife uygulanacağını söyleyebilirim. Çünkü bizden faydalandılar ve 300 milyar doları aşkın açığımız var" ifadelerini kullanmıştı.
Analistler, Trump'ın AB ithalatına gümrük vergileri yoluyla daha fazla korumacı bir politika uygulamasının ihracata dayalı Alman ekonomisi için iyiye işaret olmadığını ifade ediyor.